1 Hafta sonra
Sırlar açığa çıktığı zaman akan sular durur herşey susar gerçeklerin doğurduğu duygular konuşurdu.Duyguların oturduğu masadan zararlı çıkmadan kalkamazdın.Tüm duyguları hükmedebilecek masanın başına adını kazıyacak bir duygu yoktu.
Mantık vardı.
Mantık duygulara hükmedebilecek ve duyguları bastırabilecek tek hükümdü.
Bu yüzdendir ki hayatta duygular yerine mantığı seçmiş tarafım varlığını bile unuttuğum duyguların açığa çıkmasını engelliyordu.
Şimdi ise yıkılan her bir engelin altında kalan bedenim daha fazla enkazı taşıyamıyordu.
Onlar engeli aşmaya çalıştıkça zorlanıyordum.Oysaki bir maske takıp iyi rolü yapmak kolaydı.
Oysaki maskeyi takıp alaycı kız olmak kolaydı.Maskeyi takıp kötü kız olmak kolaydı.Maskeyi takıp saklanmak kolaydı.Maskeyi takıp kaçmak kolaydı.Maskeyi takıp ciddiye almamak kolaydı.
Şimdi ise maskeler tek tek düşüyordu.Birazdan yapılacak olan konuşma beni oldukça geriyordu.Açılan kapıyla irkildim.
"Çok bekletmedim umarım."
"Hayır."
O karşımdaki koltuğa otururken bende oturduğum koltukta geriye yaslanıp rahat bir pozisyon aldım.
O hastaneden bir hafta sonra çıkmıştım.Eve geldiğimizde yemek yedikten sonra Murat Bey konuşacağımızı söylemişti.Çalışma odasına geldiğimizde çalan telefonuyla kısa bir süre yanımdan ayrılmıştı.
"Bak Asya seni zorlamak istemiyorum ama anladığım kadarıyla senin ilerleyeceğin yok aksine bizden dahada uzaklaşıyorsun."
"Yakınlaşma gibi bir zorunluluğum mu var?"
Alaycı tavrım yerini bulurken kendimi sıkmamaya ve rahat davranmaya çalışıyordum.Her ne kadar gerilsemde bunu belli etmemeliydim.
"Senin ailen olduğumuzu biliyorsun öyle değil mi?"
"Sizi ailem olarak kabul etmeyeceğimi en başındada söylemiştim.Ayrica belirtmek isterim buraya sizin zorunluluğunuz yüzünden geldim."
Arkasına yaslanıp bir bacağını diğerinin üzerine attı kollarını göğsünde birleştirip gözlerini yüzüme dikti.
"Yanılıyorsun içten içe bizi kabul etmek istiyorsun ama yaşadıkların buna izin vermiyor.Merte çoktan alıştın.Onu kendinden uzak tutmak istiyorsun çünkü ona iyice alışmaktan bağlanmaktan korkuyorsun.Her ne kadar istesende onun önündeki engeller seni bizden uzaklaşmak için uyarıyor."
Afalladım.Haklıydı.Merte gitgide alışıyordum.Haklıydı.Her ne kadar kabullenmek istesemde yaşadıklarım buna izin vermiyordu.Lakin beni afallatan şey başkaydı.
Nasıl anlamıştı?
Doğru düzgün konuşmuyordum bile onla,Konuşmayı bırak yüzüne bile bakmıyorum ama o sadece beni izleyek mi anlamıştı?
"Sen."
Cümleleri toparlayamadım.Kafam karışmıştı.Kendimi bir anda ayağa kalkmış odada ordan oraya yürürken buldum.
"Sen bunları nasıl anladın seninle konuşmuyı bırak yüzüne bile bakamiyorken bunları nasıl anladın!?"
"Ben senin babanım.Elbette seni anlayacağım."
O benim aksime oturduğu yerden sakince cevap vermişti.Beni çözmenin keyfiyle dudağının kenarı yukarı kalktı.
"Yine aynısını yapıyorsun.Biri seni çözmeye başladığında hırçınlaşıyorsun.Pençelerini geçiriyorsun ama içten içe anlaşılmak istiyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Hayatım
Teen FictionBen hayatıma kimseyi kabul edemezdim. Ben kusurluydum. Ben farklıydım. Ben kirliydim. Ben bir katildim. Ve herşeyden önce ben kendimden vazgeçmiştim. Not:alışılmışın dışındadır.Lutfen bir şans verin🌸