9.Bölüm;Askeriye

862 53 1
                                    

Arkamı dönüp baktığımda onu gördüm.Sahi kaç yıl olmuştu?Gözgöze gelince uzun uzun baktı.Tanimaya çalışıyordu.Yavasça yanına gittim ve tam karşısında durdum.

"Ne o?Kendinden çok emindin.Bir gün beni öldüreceğinden.Herkesi yönetebileceğinden.Noldu hayallerin suya mi düştü?"

Benim alaylı tavrima karsi sinirlendi.Sonra askerlerin kollarından çıkmak için çırpınmayı bıraktı.Genisce gülümseyip yüzüme baktı.

"Haklısın.Kaybettim ama sende kazanmış sayılmazsın."

Koridordaki askerler bizi izliyordu.Bu askerlerin içinde beni sorguya çeken asker Murat bey ve birlikte esir düştüğümüz tim de vardı.

Niye herkes durmuş bizi izliyor?

"Sen söyle.Mutlu bir şekilde yasayabilcek misin?Sırtındaki kemer izlerini?Kendi diktiğin yaraları?Sahi nasıl dayandin.Anestezi olmadan kendi yaranı nasıl diktin?"

Bedenim gerilmisti.Bunlari herkesin bilmesine gerek yoktu.Herkes bizi izlerken bunların konuşulması rahatsız ediciydi.Rahatimdan ödün vermeyip karşımda benimle alay eden adama baktım.

"Gerçi benimkide soru.Sen acıya alışıksın.Nasıl yaşıyorsun hayret ettim doğrusu?"

"Milletime yardım ettiğim için pişman değilim.Senin gibi hayırsız bir evlat olacağıma şerefimle ölürüm daha iyi.En azından adım namusla anılır.Anamın karnından bir vatan haini olarak çıkmadım."

Güldü.Hatta kahkaha attı.

"Namus mu?Sen mi namuslusun?Güldürme beni.Kim bilir kaç kere Rüzgarın altında yatıp kalktın?Sen namuslu değilsin.Sen kirlisin.Ellerinde öldürdüğün adamların kanı,üzerinde Rüzgarın izleri var.O kadar kirlisin ki kimse seni sevmiycek.Kusurlusun sen.Bu yüzden kimse seni kabul etmiycek.Hep yalnız olacaksın.Yalnızlık senin kaderinde var."

Sözleri bıçak misali batıyordu.Canim acıyordu.Sahi kimsemi sevemezdi beni?Kimsemi beni kabul etmezdi?

Böyle olmayı ben istemedim ki?

Afallmistim.Bunları beklemiyordum.Tek istediğim bir an önce gitmekti.Vücuduma giren bıçaklar yavaşça derinlere batıyordu.Kanlar üzerinden akıp tenimden aşağı doğru akıyordu.

"O kanlı ellerinle birde anne olucaktın.İyi ki çocuk ölmüş.Yoksa o da senin gibi onun bunun altına girerdi.Sen anne olmayı haketmiyorsun."

Yerimde sendeledim.Bu çok ağırdı.Bu sınırı aşmıştı.Çizgiyi geçmişti.Bir hareketlenme oldu.Birileri onun götürülmesi için emir veriyordu.Lakin sesler uğultu gibiydi.Kimin ne dediğini ayıramıyordum.Karşımdaki adamın kollarından tutan iki asker onu götürmeye başlamıştı.Adam ise çırpınıp bana hakaretlerin saydırıyordu.Bense kafamdaki seslerin gitmesi için uğraşıyordum.

'İyiki ölmüş.'

'O kanlı ellerinle birde anne olacaktın.'

'Sen anne olmayı haketmiyorsun.'

Damarlarımda akan kan zehir gibi acı veriyordu.Öfkeden dişlerimi sıkmış ellerimi yumruk yapıp tırnaklarımı batırıyordum.Gözlerim hedefine kitlenmişti.Kendimi zor tutuyordum.Kanımda dolan öfke yerinde durmuyor içimde öfkeyle yarattığım yaratığı uyandırmaya çalışıyordu.İçimde ikiye ayrılmış kendi savaşımı veriyordum.Öfkem yaratığı uyandırmaya çalışırken diğer tarafım onu durdurmaya çalışıyordu.

Ağlamam gerekir demi?

Oysaki bem içimdeki yaratık uyanmasın diye uğraşıyordum.Çünkü biliyorum ki eğer o yaratık uyuduğu uykudan uyanırsa kimse beni durduramazdı.

Gerçek Hayatım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin