GEÇMİŞİN FİLİZLERİ (8.BÖLÜM)

174 80 8
                                    

 
ARKADAŞLAR MERHABA YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM

YORUM YAPMAYI VE OYLAMAYI UNUTMAYIN SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM ❤️‍🔥


Çaresizliğim bittiği yerde duygularımı hiç gizleyemezdim. Çaresiz kalmak beni hep yormuştu. Hayatım yolunda gibi görünse de hiç de yolunda değildi.

Dikenli yolların üstünde atlayarak geçmeye çalışsam da sürekli ayaklarım acı içinde sızlıyordu. Geçemiyordum ve bu sürekli böyle sürüyordu.

Bazen düşüncelere dalıp annem yanımda olsa ne olurdu diye düşünmeden de edemiyordum. Düşüncelerim beni hep bir çıkmaza sokuyordu.

Hiç sevmediğim babam olan adam bana annemin öldüğünü bahsetmişti, daha doğrusu öldürüldüğünü. Beni neden kaçırdı diye de soruyordum kendime, ama bir çıkar yol bulamıyordum. "Annemi Rıza Çakır öldürdü" dedi. Emirin babası olduğuna eminim, çünkü babasının ölümünü kaldıramayan Emir, herkesi öldüreceğini söyleyip duruyordu.

Babama bir yandan hak veriyordum, ama bu hakkı bile hak etmiyordu. Belki de babam, karısının ölümüne dayanamadığı için o adamı öldürmüştü: Rıza Çakır'ı.

Her şey birbiriyle bağlanıyor, ben ipin bir ucunu kaçırıyor, bağlayamıyordum.

Şimdi ise bulduğumuz yer, bir ormanlık. Sürekli onun olduğunu iddia ettiğim bir emir vardı karşımda. Düşüncelerimden sıyrılıp, emirin sürekli "benimsin" demesi kafamda tekrar ediyordu.

Sevmiyordum onu, hatta hiç haz etmiyordum. Ama içimde bir yerlerde, onu bana çeken bir şeyler vardı. Bu da çözemediğim konulardan biri.

Boynumu öptüğü anda sinirlerim beynimden çıkacak gibi olunca onu ittim ve birkaç adım uzaklaşarak sigarasını içmeye başladı. Hiçbir şey demiyor, sadece sonu karanlık olan bir yolu izliyordu.

Dayanamayarak "Gitmeyecek miyiz?" dedim. Üşümeye başlamıştım ve hastalığım artık gün yüzüme vuracak bir şekilde beni titretiyordu.

Emirin yüzü gergin bir şekilde suratıma dönünce, gözlerinde beni ilk kaçırdığı zaman ki ifadesiz yüz belirdi. Hiçbir şey demeden önüne döndü ve yavaşça arabasına doğru ilerledi.

Onunla gitmeyecektim, kendi arabamı burada bırakmaya hiç niyetim yoktu.

Arabasının yanından geçerken "Ben seni takip ederim" dedim.

Arabama doğru geçip bindim ve arabayı çalıştırdım. Emirin gitmesini bekliyordum, ama hala arabayı çalıştırmamıştı.

Ve en sonunda arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Ben de peşinden onu takip etmeye başladım.

Karanlığın içinde süzülüyorduk, arabaların farları karanlığın içini aydınlatıyordu. Küçükken karanlıktan çok korkardım, sürekli ışık açık uyurdum. Ama şimdi beni burada zifiri karanlıkta bıraksalar sesim çıkmazdı, çünkü ben zaten karanlığın kendisiydim.

Emirin evine geldiğimizde arabamı park edip arabadan indim. Emir benden önce park etmiş ve çoktan eve girmişti. Ateşim gittikçe çıkıyor ve halsizlik bedenimi esir alıyordu.

Eve girdiğimde ışıklar yanmıyordu, gözüm duvardaki saate takıldı. Saat gecenin 3'üne gelmişti. Biz o kadar saat orada durmuştuk ve zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık.

Üzerimdeki kıyafetlerden kurtulmak istiyordum. Zaten evin içinde de kimse yoktu, Emir Bey herhalde gidip direkt yatmıştı.

Işıkları hiç açmadan odama doğru ilerledim. Merdivenlerden çıkarken bir anda kocaman bir bedene çarptım, ayağım kaydı. Eğer Emir belimden tutup beni kendine çekmeseydi, şu anda bir çuval gibi merdivenlerden yuvarlanacaktım.

KARANLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin