8

111 11 74
                                    

Bora, Yiğit ve Eren'in ardından apartmana girdiği anda bağırmaya başladı. Eymen ve Filiz'in içeri nasıl girdiklerini çok net görmüştü. Her ikisi de kapının içinden geçmişlerdi. Sanki bir hayalet gibilerdi. Bora, onlara ne olduğunu bir an önce öğrenmek istiyordu ama bağırışlarına hiçbir yanıt alamıyordu.

O sırada sesleri duyan Sîma, merdivenlerden koşarak aşağı indi ve neler olduğunu öğrenmeye çalıştı. "Burada değiller!" diye bağırdı birkaç kez. Yiğit, Eren ve Bora çıldırmış gibiydiler. Eymen ve Filiz'in ikisinin de içeri girdiğini gözleri ile görmüşlerdi. Kapı açılmamıştı ama yine de onlar apartmana girmişlerdi. Buna üçü de emindi.

Ayfer kucağında Asya ile beraber merdivenlerden hızlı adımlarla inerken, Eren apartman kapısını açtı ama dışarı çıkmadan hareketsizce olduğu yerde kaldı. Garip yaratıklar sokaktaydı. Bir tanesi tam kapının önünde duruyordu ama dikkatle onlara doğru bakmasına rağmen, sanki hiçbir şey göremiyordu.

"Kapa şunu!" diye fısıldadı Yiğit, yavaş adımlarla Bora'nın arkasına geçerken.

Sîma ve Asya aynı anda o korkunç şeyin ne olduğunu sordular. Bora onlara herhangi bir yanıt vermeden yavaşça kapıya doğru gitti. Dişleri simsiyah, gözlerinin ikisi de hastalıklı bir donuklukta olan ama yine de bir tür insana benzeyen o şeyi dikkatle inceledi. Elleri ve ayaklarında kalın siyah tüyler vardı. Göğsü ve bacakları siyah, mat bir zırh ile örtülüydü ve zırhtaki bazı çatlakların arasından çıkan sivri dikenler seçilebiliyordu. Bora elini yavaşça Eren'in tuttuğu kapıya koydu ve aynı sakinlikle onu iterek kapattı. Tekrar arkasını dönüp derin bir nefes aldıktan sonra "Bir süre dışarı çıkamayacağız gibi görünüyor." dedi.

"O neydi?" diye sorusunu tekrarladı Sîma. Farkında olmadan merdivenlere kadar gerilemişti. Eğer o garip yaratık içeri girmeye kalksaydı, tüm gücüyle koşarak yukarı kaçacaktı. Neyse ki buna gerek kalmamıştı. Yine de kucağında Asya'yı taşıyan Ayfer'e sokuldu ve endişeli gözlerle Bora'nın anlattıklarını dinledi. Arabanın içinde yalnız başına kalan çocuğu, dışarıda donmuş vaziyette duran kadının etrafında oluşan dumanı ve o dumanın bir yaratığa dönüşmesini, nefes bile almadan dinledi. Sonrası ise daha korkunçtu. Bir yaratıktan kurtulmuşlardı ama onun yerine birkaç tane daha meydana gelmişti. Üstelik Filiz ve Eymen ortadan kaybolmuştu.

"Hayır kaybolmadılar!" diye bir ses geldi üst katlardan. Eymen'in kız kardeşi Meryem'di konuşan. Diğerleri aşağıdan gelen seslere doğru koşarken o, sürekli pencere kenarından sokağı izlemişti. Yaratıkları ve abisi ile Filiz'i... O ikisinin kendi apartmanlarından geri çıktığından ve çaprazdaki başka bir apartmana girdiklerinden emindi. Onları net bir şekilde görmüştü.

Bora ve diğerleri, Meryem'in söylediklerini doğrulamak için koşar adımlarla onun yanına çıktılar ve kapısı açık duran ilk eve girerek pencere kenarından sokağı izlemeye koyuldular. İlk olarak, karşı apartmanın penceresindeki Yeliz'in endişeli yüzünü fark ettiler. Genç kız çaresizce onlara bakıyordu.

Yeliz, bir süredir sokağı izliyordu ve yavaş adımlarla bir aşağı bir yukarı giden yaratıkların kendilerini beklediğini düşünüyordu. Ayça ve onların yardımına muhtaç olan ufaklıklarla o binada kapalı kalmıştı. İkiz kardeşi ise bambaşka bir apartmana sığınmıştı. Kerim hariç herkesin nerede olduğunu biliyorlardı ama birbirlerinden ayrı düşmüşlerdi. Üstelik sokakta volta atan o yaratıkların da hiçbir yere gitmeye niyetleri yoktu.

Ayça elinde oyuncak bir yazı tahtası ile geldiğinde, Yeliz de karşı apartmandaki arkadaşları ile el kol işaretlerinden yardım alarak anlaşmaya uğraşıyordu. Ne yapacaklarını, tekrar nasıl bir araya geleceklerini ya da sokakta dolaşan o şeylerden nasıl kurtulacaklarını sormaya çalışıyordu.

- 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin