16

73 6 83
                                    

Canavarlar, onları kapının ağzında gördükleri anda kaçmaya çalıştılar ama sayıları o kadar fazlaydı ki, birbirlerinin üzerine çıkmaktan fazlasını yapamadılar. Üst üste binen yaratıklar yüzünden, altta kalanların bir yerlerinin kırılma sesi çıkıyordu ve bunun sonucunda hep bir ağızdan birbirlerine anlamsız hırıltılarla söyleniyorlardı. Hiçbirinin saldırmak gibi bir biyeti yoktu. Karşılarında gördükleri şeyden olabildiğince uzaklaşmak istiyorlardı.

"Dışarı çıktığımızda da bizden kaçmaya devam ederler mi sizce?" diye sordu İdil, gözlerini en yakınında bulunan garip hayvanın üzerinden ayırmayarak. Bedeninin hiçbir noktasında tüy yoktu ve derisi de yapışkan, koyu yeşil bir maddenen oluşmuş gibiydi.

"Sen söyle. Kâhin olan senmişsin." dedi Eymen alayla. Ardından Bora ile Sîma'ya döndü ve onların vereceği cevabı merakla beklemeye başladı.

Bora da Sîma'ya bakıyordu. Genç kız bütün dikkatini dışarıdaki kaosa vermiş gibi görünüyordu. Artık kanatları olmadığı için onlardan kaçabilmesine imkan yoktu ama içinden bir ses buna gerek kalmayacağını söylüyordu

🎵 Tahribad-ı İsyan - Pisliğiz 🎵

"O nasıl bir cesaretti öyle Sîma!" diye söze başladı Bora. "Resmen bütün yaratıkları kırıp geçirdin. Aynı şeyi tekrar yapabilir misin sence?" Sözlerini İdil'in de duyduğundan emin olmak için bir saniyeliğine bakışlarını ona çevirdi. Kapının ağzında hareket etmeden duruyordu anime karakteri gibi görünen genç kız ama kendisi ya da Sîma herhangi bir öneri sürmeden dışarı adımını bile atmayacağı belli oluyordu. "Dokunduğun yaratığı saniyesinde yok ettin resmen. Hele o kanatlar!.."

İdil şaşkınlık içerisinde dönüp arkasına baktı ve "Böyle bir gücü olduğundan bahsetmemiştiniz!" dedi.

"Küçük ayrıntıları unutmuş olabilirim efendimiz." diye karşılık verdi Bora, her iki elini hafifçe yukarı kaldırıp avuç içlerini göstererek. "Sîma yakaladığı yaratıkla beraber havada yükseliyordu ve saniyeler içerisinde onları dumana dönüştürüp yok ediyordu." diye ekledi.

Sîma da şaşkındı yapabildiklerine. İçindeki kararlılığın nereden geldiğini kendisi de anlayamamıştı ama bunun için müteşekkirdi. Normal bir zamanda olsa, yaratıklara benzeyecek herhangi bir şey karşısında çığlık atmaktan başka bir şey yapamazdı ama o sırada, sanki onları engelleyebilecek tek kişinin kendisi olduğuna inanmıştı. Aslında buna inanan kendisi mi yoksa zihnindeki Asya mıydı, emin değildi ama bu hiç önemli değildi. Bora ve Yiğit'i koruması gerektiğini bildiği için sokağa çıkmıştı ve bir şekilde onları içinde bulundukları zor durumdan kurtarmıştı.

"O halde bu her şeyi değiştirir. Hatta çok daha kolay bir hale getirir." İdil gözlerini kapadı ve birkaç saniye gülümseyerek bekledi. Aniden, sırtında, kürek kemiklerinin bulunduğu alanda şeffaf bir şey belirdi ve saniyeler içerisinde uzayarak bir çift kanadı oluşturdu. Arı ya da sinek kanadına benzeyen bu şeyler hızla hareket edince İdil gözlerini açtı ve kapının ağzında birkaç santim yerden yükseldi.

"İnanılmaz!" diye mırıldandı Filiz. "İstediği her şeyi yapabiliyor."

"Çok daha fazlasını yapacağım." dedi İdil ve kapıdan dışarı çıktı. Yaratıklar ondan kaçmak için birbirlerini daha hızlı ezmeye başladılar. Önünde bir metrelik boş bir alan oluşmuştu bile . İdil kanatlarını kullanarak havada birkaç metre yükseldi ve kapıdan çıkmaya hazırlanan diğerlerine baktı. "Tam olarak ne tarafa gitmek istiyorsunuz? Ona göre bir açıklık oluşturayım." diye sordu.

Eymen ağzı açık bir şekilde Bora'nın araksında dururken, kendi binalarının olduğu tarafı işaret etti. "Bunu bu kadar kolay nasıl yapabiliyor? Aklım almıyor!"

- 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin