17+5

49 5 66
                                    

Bora hiç vakit kaybetmeden arabanın kapısını açtı ama karşılaştığı manzara karşısında donup kaldı. Açılan kapıdan bakınca arabanın içinde kimse görünmüyordu. Oysa arka kapının camındaki çocuk heyecanla onları izliyordu.

"Kapıyı kapat." dedi İdil, Bora'nın yanına giderek. Fazla vakitleri yoktu. Donmuş kadının bedeninden sızan gri dumanların yoğunluğu iyice artmıştı. Eymen'in yerden uzattığı gölgeleri ve Sîma'nın güçleri sayesinde, ortaya çıkan yaratıklar yok oluyordu ama bu, gri dumanın yoğunluğunu giderek arttırıyordu. "Bırak çocuk kendisi açsın içeriden kapıyı." diye devam etti İdil. "Kural böyle. Unuttun mu?"

Bora kapıyı hızla kapatıp sabırsızca arabanın içindeki çocuğa baktı. Diğer taraftan Filiz ona yapması gereken şeyleri anlatıyordu. Çocuk ise heyecandan ne yapacağını şaşırmış gibi görünüyordu. Bora'nın olduğu taraftaki mi yoksa Filiz'in olduğu taraftaki kapıyı mı açması gerektiğine karar veremiyordu.

"Aç şu siktiğimin kapılarından birini!" diye bağırdı en sonunda Bora. Küçük çocuk onun bulunduğu taraftaki kapıya doğru gelince bir adım geri gitti ve sabırsızca beklemeye başladı.

Başarmışlardı. Çocuk kapıyı ilk seferinde açmıştı ve sevinçten akan göz yaşları ile beraber İdil ile Bora'ya sarılmıştı.

"Sizin için yolu temizleyeceğim! Hemen eve gidin!" diye seslendi Sîma. Tırnaklarından yayılan renkli ışıkları yol boyunca yerdeki yaratıkların üzerinde gezdirdi ve kendi apartmanlarına doğru güvenli bir alan meydana getirdi.

"Beni de yanına al!" diye seslendi Bora. Küçük çocuğu Filiz'e teslim edip dikkatle gökyüzündeki arkadaşını seyretmeye başladı. Kendileri eve dönerken Sîma'nın ne yapacağını çok iyi biliyordu. Nazif'i bulacaktı. Onun da diğer yetişkinler gibi donup kaldığını kendi gözleri ile görmek isteyecekti. Belki de ona dokunacak ve hareket etmesini sağlayacaktı.

"Sen onlarla beraber git!" diye karşılık verdi Sîma. "Atım ile hızla gidip geri döneceğim!"

"Hiçbir yere yalnız başına gidemezsin Sîma! Bunu aklından bile geçirme!" Bora sinirlenmeye başlıyordu ama genç kızı kızdırmamak için sakin taklidi yapmaya çalışıyordu. "Nereye gideceğini çok iyi biliyorum ve ben de en iyi arkadaşımın ne halde olduğunu görmek istiyorum!"

İdil birkaç metre ileriden dönüp onlara baktı ve "İkiniz de saçmalamayı kesin ve eve gelin!" diye bağırdı. "Önce hep beraber oturup düşünelim ve her şeyin mantığını kavrayalım! Sonra nereye gitmek istiyorsanız gidersiniz!" Gücünün azalması onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Üstelik Sîma hariç hepsi bu durumdan muzdaripti. İdil'i asıl çileden çıkaran da buydu. Neden o kız hâlâ güçlüydü? Üstelik gücünün de sınırı yokmuş gibi görünüyordu. Bunun nedenini bir an önce öğrenmeliydi. Öğrenmeli ve kendisi de o sınırsız güce sahip olmalıydı.

Sîma atını yavaşça okşayarak onun alçalmasını sağladı ve Bora'ya iyice yaklaştıklarında elini ona doğru uzatarak arkadaşını kolundan yakaladı. "Dua et o sevimsiz kız ne söylerse tam tersini yapmak geliyor içimden." dedi ve zevkle İdil'in öfke dolu bakışlarını izledi.

Eymen, İdil, Filiz ve arabadan kurtardıkları çocuk diğer arkadaşlarının olduğu binalara doğru giderken, Bora ve Sîma da gökyüzünde sürekli yükselmeye başladılar. Yüksek apartmanların boyunu aşıp kuş bakışı olarak mahallelerini izlediler.

Neredeyse tüm sokaklarda yaratıklar vardı ama hiçbirinde kendi sokaklarında olduğu gibi bir izdiham yoktu. Sadece birkaç yaratık sokaklarda amaçsızca dolaşıyordu ve bazı binalardan birkaç çocuk dışarı çıkarak onlardan kaçmaya çalışıyordu.

"Sanırım herkes güç edinmenin bir yolunu bulmuş." dedi Sîma, dikkatle tüm sokakları izlerken. Kendisi gibi uçabilen birkaç çocuk görmüştü ama onlar sadece yaratıkların üzerinden güvenli bir şekilde geçmek için bunu kullanıyorlardı. Henüz hiçbir sokakta çocuklar ve yaratıklar arasında belirgin bir savaş hali bulunmuyordu.

- 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin