Onuncu Durak; Tarçınlı

7.8K 377 44
                                    

Nöbette olduğum bir gündü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nöbette olduğum bir gündü. Son nöbetimin ardından bu nöbetim o kadar sakin geçiyordu ki derin bir nefes verip bilgisayarda doldurmam gereken dosyalara gülümseyerek bakıyordum.

''Tuna abi son zamanlarda seni çok iyi görüyorum maşallah.''

Bakışlarımı gülümseyerek Aylin'e çevirdim. Bugünkü nöbeti birlikte tutuyorduk.

''En sevdiğim çömezim sensin Aylin.'' dedim parmağımla onu işaret edip gülümsemeye devam ederken. ''Bir şey olduğunda danışmaktan çekinme tamam mı?''

Aylin sevinçle kafasını sallayıp yapmakta olduğu işe geri koyuldu. O sırada ise acilden çağrıldım. Hatırladığım kadarıyla acilden uzun zamandır hasta danışılmamıştı. Araslarda oturduğumuz geçen akşam Aras da öyle söylemişti.

''Ben acile iniyorum Aylin burası şimdilik sana emanet.'' Diyerek telefonumu cebime attım. Hemşire odasına uğrayıp onlara da acile indiğimi herhangi bir durum olursa Aylin'e söyleyebileceklerini aktarıp acile indim.

Yazdan sonbahara geçmiş olduğumuzu belli eden serin bir geceydi. Acilin hasta sirkülasyonu genel olarak fazla olduğu için dışarıdan içeriye sık giren çıkan oluyordu. Bu yüzden dışarıdaki havayı olduğu gibi hissediyordunuz. Acilde Aras'a rastladığımda kısa bir baş selamı verdim. Danışılan hastayı ararken Aras kolunu omzuma atıp beni aradığım hastaya doğru yönlendirmişti.

''24 yaşında Erkek hasta. Go kartta kafa kafaya gelen araçların biri durmak için frene yüklenmesi sırasında hastamızın bulunduğu araç sert bir şekilde yoldan çıkarak duvara çarpmış. Hastamız da burnunu sert bir şekilde çarpınca burnuna hasar alıp kırılmış. Tarafınıza danışılmak üzere sizi çağırdık."

Aras'ın anlattıklarını dinlerken bir yandan da karşısında durduğumuz hastayı inceliyordum. Kötü bir çarpışma olmuştu. Bunu hastanın yüzünden kesinlikle okuyabiliyordum. Kaza sonrasında ameliyat olması gerekecekti.

Aras'ın dediklerini aklımın bir köşesinde bekletirken kısaca hastayı gözlemleyip muayenesine devam ettim. Kırığı önemli olduğu için ameliyata alınacağını söyleyerek hastayı ve yanında gelen yakınını bilgilendirdim.

Sonrasında da Aras'a kolay gelsin dileyerek ilk önce servise çıktım. Aylin'i ve nöbetteki hemşireleri bilgilendirip hızlıca ameliyathaneye geçtim. Nöbetimin sakin geçtiğini söyleyerek olabilecek olanları ben çağırmıştım. Bu da benim şom ağızlılığımdı.

Gece acilden tarafımıza danışılan hastanın acilen girdiğim ameliyatı başarıyla bitmişti. Ameliyat sonrası servise geri dönüp kaldığım yerden biriken işlerime devam edecektim ancak Aylin -kendisi en sevdiğim çömezim olur bildiğiniz üzere- yapacağım işleri olabildiğince kolaylamıştı.

Bu yüzden nöbet teslimine kadar düşündüğümden daha rahat bir mesai geçirmiştim.

Çoğu zaman korktuğum ancak şu ana kadar hiç karşılaşmadığım şey iş arkadaşlarım tarafından işimin zorlaştırılmasıydı. Neyse ki böyle bir şeyi hiç yaşamamıştım. Meslek hayatımda en şanslı olduğum konu sanırım buydu. Bir kere Şafak abla daha ben desteğinin farkına varmadığım günlerde bile gölgesini üzerimden eksik etmemişti. Ne zaman aklımın karıştığını fark etse aklımdaki soru işaretlerini gidermişti. Asistanlığımın ilk yılında servisten pek çıkmadığım sıralarda başımda durup dikiş için bolca pratik yaptırmıştı. İlk başlarda bana taktığını düşünsem de hayır bunları benim iyiliğim için yapıyordu. Sonra servisteki gördüğüm tüm çalışanlar birbirinin ardından iş çevirmiyordu. Ki bu gerçekten çok nadir rastlanan bir şeydi.

Çapkınlığın Son Durağı: AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin