O güne kadar sevgili Eros'un attığı oklardan kaçmayı başarmıştım. Ta ki onunla tanışıncaya dek!
Berika, adının anlamı gibi göz kamaştırıcı birisiydi. Bu göz kamaştırıcılığı fırsat bilen Eros ise bu sefer hedefinin okundan kaçmasına izin vermemiş, hı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bazen nedenini bilmediğiniz bir his gelir göğsünüze öyle bir oturur ki o an ne yapacağını bilemezsiniz. Göğüs kafesimin içinden çıkmak için uğraşan kalbim bu hisle mücadele ettikçe daha yorgun düşüyor her seferinde ise bu hissin verdiği acıyı arttırıyordu.
Şafak hoca ile koridorda karşılıklı durup hastalarımız hakkında konuşurken elimi göğsüme tutmamla Şafak hoca telaşlı bir şekilde konuşup elini omzuma koydu.
''Tuna oturmak ister misin? Yüz ifaden de sıkıntılı görünüyor.''
''İyiyim hocam.'' Elimi göğsümden çekip Şafak hocamı rahatlatmak için güven verici bir şekilde bakışlarımı onun bakışları ile buluşturdum. ''Son birkaç gündür stresli olduğum için sanırım etkilerini görüyorum.''
''Aman Tunacığım. Dikkat et.''
Şafak hoca gülümseyerek omzumda duran eliyle rahatlatıcı bir şekilde omzumu pat patladı. ''Ben odama geçiyorum. Herhangi bir şey olursa arayabilirsin. Sen de dinlen. Pars ve Aylin'e de göz kulak ol. Hadi kolay gelsin.'' Ellerini beyaz önlüğünün cebine soktuktan sonra ritmik bir şekilde yürüyüp servisten çıktı.
Elimle tuttuğum dosyamla birlikte Aylin ve Pars'ın oturduğu bilgisayarların az ötesinde duran koltuğa serildiğimde Pars bu halimi görünce biraz şaşkınca bakındı. Aylin göz ucuyla bakınıp hiçbir tepki vermemişti. Önüne oturduğu bilgisayar klavyesi ile savaş veriyordu.
''Abi?'' diyerek bana bakmayı sürdürdüğünde yarı kapalı yarı açıkgözlerimle Pars'a baktım.
''Efendim Pars?''
''Aylin'in bahsettiği o parıldaman sönmüş sanki? Bir iki gündür parıldamıyorsun.''
Alaycı bir gülümseme dudaklarımdan kaçtı. İçimdekilerin dışarıya bu denli vuracağını düşünmemiştim ancak herkes bir şeyleri fark etmeye başlamıştı.
''Parıldamak için gerekli olan fişimi çektiler.'' Düz bir sesle söylediğim ve genel olarak ciddi bir ifadem olmadığı için Pars dediklerimi dikkate almamıştı.
''Abi uykun geldi galiba senin. O yüzden böyle parıldamıyorsundur belki. Hem dediklerinden gram bir şey anlamadım şu an.''
''Hayırdır Pars? Sen uykunu çok iyi alıyorsun sanırım. Seni hiç yormadık, tabii uykunu güzel alırsın.'' diye sahte bir sitemle konuştuğumda Pars'ın gülüşü yüzünde soldu.
''Abi ben...'' karşımda iki büklüm olurken beklemediği anda gülmeye başlayınca ciddi olmadığımı anlamıştı.
''Takılıyorum Pars sakin. Diğer servislerden duyumlar alıyorum mobbing konusunda. Ben kendime bir söz vermiştim. Onu uyguluyorum. Çok şükür ki bana da yapılmadı. Arada fırça yediğim olmuştur tabii ama hak etmişimdir onu da.''
Pars karşımda sessizce dururken Aylin döner sandalyesinde yarım tur dönüp bana baktı.
