Yirminci Durak; Halit Ziya Uşaklıgil

7.4K 347 114
                                    

''Tuna, şu bezelye parmaklara bakar mısııın?''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Tuna, şu bezelye parmaklara bakar mısııın?''

Koltuğumda yan yana uzandığımız bir anda Berika başını göğsüme tekrar yaslayıp katlamış olduğu bacaklarını benimkilerin yanına uzattı. Telefon ekranında uyurken çekilmiş olan bir bebek fotoğrafına geçtiğinde fotoğrafı yakınlaştırıp eliyle sanki ekrandaki bebek karşısındaymış gibi sevdiğinde tatlı bir kıkırtı dudaklarından döküldü. Berika'nın ekranda gösterdiği yeni doğmuş uyuyan bebeğe bakarken içimde sanki sevgiyle dolan bir yanardağ patlayıp, o sevginin sıcaklığını ve mutluluğunu vücudumun her bir zerresine yaydı. Her hücremde hissettiğim o sevgiyle adeta pamuk gibi oldum.

İki hafta önce Berika'nın yeğeni doğduğu için Eskişehir'e gidip gelmişti. Bu süreçte bizim nasibimize de ancak telefonda konuşmak, müsait olduğumuz anlarda da görüntülü olarak görüşmek düşmüştü. Görüntülü konuştuğumuz son seferde Berika, telefonunu bir yere yaslayıp kucağında yeğeni ile odanın ortasında gezerek benimle konuşmuştu. Bu görüşmenin dinleyen ve büyülenen tarafı bendim elbette. Kucağında huzurla gülümseyen yeğeni ve Berika'nın yüzüne yansıyan mutluluğu beni büyüsü altına aldığından kısa kısa konuşup bol bol manzarayı izlemiştim.

Berika, dün akşam Ankara'ya geri dönmüş ve bugün de soluğunu benim evimde almıştı. Bu durumdan çok memnundum. Sevdiği yanında olduğu için kim mutlu olmazdı ki zaten?

Evet, Araslara gittiğimiz gün evimi öğrendiğinden artık onu ikimiz de müsait oldukça evime rahatlıkla davet ediyordum. Gerçi Berika Eskişehir'e gitmeden önce yalnızca 2 kez evime davet edebilmiştim ancak 2 seferde de Berika ile aynı evde olmaktan, aynı çatı altında bir şeyleri beraber yapmaktan, bir koltuğa uzanıp sarılarak bir şeyler izlemekten ne kadar hoşlandığımızı fark etmek aşkımın kalbimde giderek daha da köklenmesine sebep olmuştu.

''Çok güzel bir bebek.'' dedim büyülenmişçesine ekrana bakıp gözlerimi alamazken.

Berika galerisinde yeğenine ait başka bir fotoğrafa bakıp gülümsedi Başıyla beni sessiz bir biçimde onayladıktan sonra telefonunun ekranını kapatıp bana baktı.

''Bir şeyler izleyelim mi?''

''Olur. O zaman ben mısır patlatıp geleyim. Yanına başka bir şey ister misin?''

''İçecek bir şey olabilir.''

''Tamam, sen açmak istediğin dizi film ya da video neyse ayarla ben de mısırı ve içecekleri halledip geleyim.''

Koltuktan kalkıp mutfağa geçmeden önce televizyon kumandasını Berika'ya uzattım. Mutfağa geçtiğimde buzdolabından iki adet soda çıkardıktan sonra tezgâha bıraktım. Mutfak dolabımdan mısır patlatmak için bir tencere çıkarttım. Başka bir dolaptan da mısır çıkardıktan sonra derin bir nefes aldım. Mısır patlatmayalı biraz uzun zaman olmuştu. Göz kararı bir şekilde mısırı tencereye döküp üzerine biraz yağ, biraz da tuz koyduktan sonra tencerenin kapağını kapatıp ocağa koydum. Ocağın altını yakıp tezgâha yaslandığım sırada Berika da mutfağa girip kapıyı örttü.

Çapkınlığın Son Durağı: AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin