"Delirtmeyin lan adamı! Ne demek Anıl yanınızda değil?"
"Osman bey vallahi bizde anlamadık. İstanbul'dan tıra bindiği adamla birlikte karakoldan çıkmıştı. Sonra o yoluna gitti. Bizde, Anıl beyle geri dönmek için yola çıktık. İhtiyaç molası verdiğimiz bir dinlenme tesisinde otomobil arıza yapmıştı. Ben tamirci ararken, nasıl olduysa o tırcı birden ortaya çıkıp Remzi'ye yumruk atarak bayıltmış. Geri döndüğümde Remzi yerde baygın yatıyordu. Anıl bey de otomobilde yoktu. Sanırım yine tırcıyla gitmiş olmalı."
Adam sinirle "Allah kahretsin sizi! Bir adamı arabaya koyup getirmeyi bile beceremiyorsunuz. Mustafa'dan sonra bir de tırcı çıktı başımıza. Bu çocuk kafayı yedirecek bana. Allah'ım sen aklıma mukayyet ol!" dedi yumruğunu sıkıp masaya vururken.
"Bizim hatamız. Affedin bizi. Daha dikkatli olmamız gerekiyordu. Özür dileriz Osman bey."
"O tırcının kim olduğunu bulabilir misiniz?" diye sordu dişlerini sıkarak.
"Karakola gidip öğreniriz. Sonra da hemen peşlerine düşeriz Osman bey. Hastamızı telafi edeceğimizden hiç şüpheniz olmasın."
"Bırakın karakolu falan. Siz hemen Gaziantep'e gidin. Kesin Mustafa itine gidiyor bu çocuk. Anıl'ı alıp hemen İstanbul'a gelin. Umarım bu kadarını da becerirsiniz artık!" dedi yine sinirle dişlerini gıcırdatarak.
"Merak etmeyin efendim. Anıl beyi alıp en kısa zamanda İstanbul'a döneceğiz."
Telefonu sert bir şekilde kapatan adam hiç vakit kaybetmeden tekrar arama yapmaya başladı. Bir süre çalan telefonu açan kişi "Bolu emniyet müdürlüğü" diyerek telefonu açtı.
"İyi günler Ferit bey. Kusura bakmayın sizi yine oğlum için sizi rahatsız etmiştim."
"Anıl beyi bu sabah İstanbul'dan gelen arkadaşlar çıkış işlemlerini yapıp aldılar. Şu an İstanbul'a varmış olmaları lazım. Yoksa bir sorun mu var?" dedi meraklı bir ses tonuyla.
"Hayır sorun falan yok. Anıl'la yakından ilgilendiğiniz için teşekkür ederim size. Şu oğlumla birlikte gözaltına aldığınız tırcı!.. Sizin için herhangi bir sakıncası yoksa bağlı olduğu lojistik firmasının ismini öğrenebilir miyim?"
"Tabi hemen bakıyorum. Merakımı mazur görürseniz, niçin öğrenmek istediğinizi merak ettim Osman bey?"
Adamın gülümsemesi sesine yansırken "Mühim bir şey değil. Biliyorsunuz yollar tehlikeli insanlarla dolu. Neyse ki oğlumun karşısına böyle biri çıkmamış olması oldukça sevindirici. Sanırım tır şoförü iyi niyetli biri. Gecenin bir körü tek başına yola çıkan oğlumu tırına aldığı ve ona göz kulak olduğu için şoföre teşekkür edeceğim. Küçük bir ikramiye alması için de, o şirketin patronuna ricada bulunmak istiyorum sadece" dedi.
......
Uzayıp giden otobanda tır yoluna devam ediyordu. Uzun süredir sesi çıkmayan genç "Ne kadar yolumuz kaldı?" diye sordu.
Dudaklarını sıkan Yağız "Aslında şimdiye kadar çoktan varmıştık ama dünden beri çok vakit kaybettik. Yarın sabaha varmış oluruz" dedi.
Vites kolunun önündeki haznede duran telefonu alıp tekrar Mustafa'yı aramaya başladı Anıl. Fakat artık Mustafa bu numaraya da açmıyordu telefonu.
"Niye açmıyorsun telefonu? Baba ne yaptın sen Mustafa'ya böyle? Senin Allah belanı versin!"
Telefonu tekrar hazneye geri koyduktan sonra başını ellerinin arasına alarak sinirle çekti saçlarını.
Yağız bir eliyle direksiyonu tutarken, diğer eliyle onun kolunu kavrayıp "Tamam artık kendine zarar vermekten vazgeç. Mustafa'yı tanımıyorum ama bence kimse için bu kadar üzülmeye değmez" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIRCI //BxB// Final Yaptı
Short StoryÇocukluğu, tır şoförü olan babasıyla birlikte yollarda geçen Yağız ile aşkı uğruna babasına rest çekerek, sevdiği adam için her şeyden vazgeçen Anıl'ın yolları bir gece vakti kesişir. Çaresiz bir şekilde otostop çeken genci alarak, yola çıktıktan so...