Yağız derin bir iç çekerek telefonu vites kolunun, ön tarafındaki hazneye bırakırken "Ne oldu? Ne dedi Mustafa? Niye vermedin telefonu bana?" diye sordu merakla.
"Beni babanın adamlarından biri sanmış olmalı. Sanırım gözünü fena korkutmuşlar. Senden ayrıldığını ve bir daha görüşmeyeceğini söyleyip telefonu kapattı" dedi merak içindeki Anıl'a bakarken.
"Babam olacak adamdan her şey beklenir zaten. Sesi nasıl geliyordu. İyi mi acaba? Babamın adamları onu fena hırpalanmış olmalı. Yoksa asla ayrılmak istemez Mustafa benden" dedikten sonra Yağız'ın telefonunu hazneden alıp "Şifresi ne bu telefonun? Mutlaka onun sesini duymam gerekiyor!" dedi telaşla.
Şifreyi yazıp son aramalara gelen Anıl, arama tuşuna basıp hemen telefonu kulağına götürdü. Telefon çalarken oturduğu koltukta yerinde duramıyordu heyecandan.
Sinirle "Yine ne var? Size Anıl defterini kapattığımı kaç defa söyleyeceğim!" diyerek açtı telefonu Mustafa.
"Mustafa, benim Anıl! Artık babamdan korkmana gerek yok. Onunla bütün ilişkimi kestim. Artık asla benim hayatıma karışamayacak. Şu an yoldayım. Antep'e geliyorum. Seninle orada yepyeni bir hayata başlamak istiyor..."
Sözünü kesen Mustafa sinirle "Nasıl? Ne demek Antep'e geliyorum? Hayır olmaz. Hemen geri dön İstanbul'a. Beni de unut!" dedi.
Bu sözlerle şaşkına dönen Anıl'ın gözleri, saniyeler içinde dolmaya başlarken yutkundu çaresizce. Titreyen ve ağlamaklı bir ses tonuyla "Sana artık babamdan korkmana gerek yok diyorum. Anlamıyor musun? Sevdiğim adamla birlikte olmama asla karışmaz! Senin için her şeyden vazgeçmeye hazırım. Seni çok seviyorum biliyorsun bunu" dedi.
Daha da sinirlenen Mustafa "Saf olduğunu biliyordum ama bu kadar salak olduğunu ben bile tahmin etmemiştim. Babanın servetinden boşu boşuna vazgeçmişsin. Anıl artık anla! Ben seninle en başından beri sadece gönlümü eğlendirdim. Sırf okul hayatım rahat geçsin diye takıldım yıllarca. Bitti artık. Sakın buraya geleyim deme" derken, Anıl yüreğine bıçak gibi saplanan o sözlerin acısıyla yutkundu boğazı yırtılırcasına.
"Bu söylediklerin gerçek değil. İnanmıyorum sana. Bunları babamdan korktuğun için söylüyorsun. Ben sensiz yapamam! Bunu biliyorsun."
Gözlerinden süzülen yaşları silerken "Çattık ya! Sana karşı hiçbir zaman bir şey hissetmemiştim. Kullandım lan seni. Hep siktim, hem paranı yedim. Şimdi de senin sayende biriktirdiğim paraları Antep'te ki gerçek sevgilimle yiyiyorum. Şu an neredeysen hemen geri dön. Sakın bir daha da beni arama. Seninle işim bitti!" diyerek telefonu kapattı yüzüne Mustafa.
Duyduğu bu sözlere inanmak istemeyen Anıl, büyük bir hayalkırıklığıyla telefonu elinden bırakırken gözyaşları sel olup akıyordu yanaklarına. Yüreğindeki ayrılık acısı, öfkeye dönüşürken "İnanmıyorum buna. Kesin ölümle tehdit etmiş olmalı. Belli ki çok korkmuş. Baba senin Allah belanı versin. Hiçbir zaman benim mutlu olmamı istemedin zaten. Nefret ediyorum senden!" diye bağırırken saçlarını çekip, camları yumruklamaya başlamıştı.
Yağız "Hey kendine gel. Ne yapıyorsun sen?" diyerek frene basarak yol kenarına yanaşmaya başladı şaşkınlık içinde. Tır durur durmaz kapıyı açıp sinirden ağlayarak dışarıya attı kendini Anıl.
Yol kenarındaki kuru otlara tekmeler atarak, içinde yaşadığı dayanılmaz acıyı dışa vurmaya çalışıyordu. Ona olan aşkı ve özlemiyle yanarken, her ne kadar inanmak istemese de beyninde dolaşan o sözler yüreğini daha da paramparça etmişti. Ardından sinirle önündeki ağaca hiç düşünmeden arka arkaya yumruklar atarken "Neden aşkımıza engel oluyorsun? Ne istiyorsun benden. Defol git artık benim hayatımdan. Senden nefret ediyorum!" diye bağırmaya başladı öfkeli ve ağlamaklı bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIRCI //BxB// Final Yaptı
Storie breviÇocukluğu, tır şoförü olan babasıyla birlikte yollarda geçen Yağız ile aşkı uğruna babasına rest çekerek, sevdiği adam için her şeyden vazgeçen Anıl'ın yolları bir gece vakti kesişir. Çaresiz bir şekilde otostop çeken genci alarak, yola çıktıktan so...