0'9

457 64 43
                                    

> Kim Taehyung

"Yirmi iki yıl önce Jeon Jungkook'u kaçırıyorsunuz. Daha sonra onu büyütürken ailesinin trafik kazasında öldüğünü ve evlatlık edindiğinizi söylüyorsunuz. Yıllarca..."

Kelimeler boğazımda düğümleniyordu.

"Yıllarca birilerinin altına yatması için zorluyorsunuz fakat küçükken siz tarafından tecavüze uğraması onda bir travma yaratıyor ve biri ona dokunduğu anda kriz geçiriyor. Ona altına girmediği her arkadaşınız için çeşitli işkenceler uyguluyorsunuz. Fobisine rağmen masa masa gezdirip insanları memnun etmesini istiyorsunuz. Bir fahişeymiş gibi davranıp kendi özgüvenini yitirmesini sağladığınız Jungkook, intihara kalkıştığında onu öldüresiye dövüyorsunuz. Yanınızdan aldığım gece...ara sokakta onu arzuladığını söyleyen bir arkadaşınıza "Buyur istediğini yap ama diri gönder." diyorsunuz."

Karşımdaki adam masaya kelepçeli ellerini ovuştururken nefret dolu gözlerle bana bakıyordu.

"O piçi büyütmek için ne sıkıntılara katlandım bunu da anlattı mı? Dişimden tırnağımdan artırıp onun için çabaladım ben."

"Size ve yalan emeklerinize saygısı olmasını bekliyorsanız fazlasıyla yanılıyorsunuz. Tecavüz ettiğiniz, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığınız kişi Yüzbaşı Jeon Jeongguk'un oğlu. Elimizde kanıt sayılan fotoğraflar, kanlı kıyafetler ve bir de Jungkook'un günlüğü var."

"Bana bak Teğmen. Ben o çocuga gayet iyi baktım. Evet inkar etmiyorum birkaç defa arkadaşlarım onunla yatmak istedi ama emin ol hepsini reddetti."

"Reddettiği her arkadaşın için dövdün."

"Sikeyim evet! Para kaybediyordum anladın mı? Ben o barı işletmek için kıçımı yırtarken o fahişe adam beğenmiyordu."

"Ne dedin sen?"

Öfke saçan gözlerime bakarken adam çokça keyif alıyordu. Tek elim yanaklarını sıkarken tekrar sordum.

"Ne dedin sen?"

"Fahişe dedim Teğmen. Ne oldu? O fahişe için beni öldürecek misin?"

"Seni ben öldürmeyeceğim. Başkaları sike sike öldürecek."

General sorgu odasına girdiğinde adamın yüzünü ittirdim.

"Bana bak Choi! O fahişe dediğin çocuk Yüzbaşının oğlu! Laflarını dikkatli seç yoksa ağzını konuşamayacak hale gelene kadar kurşuna dizerim!"

"Yapsana! Bana birşey olursa onu yaşatırlar mı sanıyorsun? Christopher onu öldürür."

General gülerek adama döndü.

"Sence Christopher şuan nerede?"

"O piçi arıyordur."

"O cehennemde kendine en sıcak odayı buldu. Sen şimdi o adamı Jungkook'un peşinde sanıyorsun değil mi? Çoktan parçalandı. Kendini imha etti."

Adam korkmuş bakışlarla delirmiş gibi gülen Generale bakıyordu.

"Siz delirmişsiniz!"

"Bizi delirten şey ne biliyor musun Choi?" 

Arkasına geçip kulağına doğru konuştuğumda vücudunun titremesine sahit olmuştum. İstediğim de buydu işte. Korkudan tir tir titremesi.

"Bizi delirten asıl şey senin ona dokunmuş olman."

Doğrulurken tam karşısına yürüdüm. Gözlerini bir saniye bile ayırmamıştı üzerimden.

"Bana bak Choi! Gözlerime bak! Beni sinirlendirmek ne demek biliyor musun?"

love impulses | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin