0'5

554 70 29
                                    

> Jeon Jungkook

"Bak sana diyorum ki evin ter ve ayak kokuyor! Ama sen gelmişsin kokusundan memnunum diyorsun. Dünyaya yeni koku ürettin haberin yok."

"Bana bak bücür sen bana pis mi diyorsun?"

"Öyle diyorum. Sabah kalktığında yattığın yeri bile toplamamıştın."

"İşim vardı."

"Hangi rütbeyi aldığını anlamaya çalışmak bir iş değil."

Bir süre duraksadı.

"Hangi mağazaya gidiyorduk?"

Yüzümdeki zafer gülümsemesiyle birlikte ona gideceğimiz yeri söyledim. Arabayı sürerken yorgun olduğundan sızlanıp duruyordu. Sadece bir saat boyunca ayakta kalmış ve tüm üstleriyle fotoğraf çekmiştı. Artı olarak beş dakikalık bir konuşma yapıp beni tanıtmıştı.

"Çok oyalanmayacağız değil mi?"

"Hayır. Sadece parfüm ve oda kokusu alacağız."

"Beğenmezsem atacağım."

"Söyledin."

Tekrar yola odaklandığında ben de yolu seyrediyordum. Canım sıkıldığı için plakasında A yazan arabaları sayıyordum.

Çoktan 20'ye geldiğimde araba durmuştu. Arabayı park etmiş bana bakıyordu.

"Nereye daldın böyle?"

"Hiç."

Arabadan indiğimizde kilitleyip alışveriş merkezine girdik. Büyük binanın içinde ev eşyaları olan mağazaya girdik. Girişin önündeki görevli bir bana bir de Taehyung'a bakıyordu. Bizi tanımış olamazdı değil mi? Canlı yayın iş saatleri içerisinde yapılmıştı.

"Siz...Teğmen Taehyung olmalısınız."

Taehyung onu başıyla onayladığında görevli kadını geride bırakıp ilerlemeye başladım. Oda kokularının olduğu rafları bulduğumda bir süre göz gezdirdim. Yanıma başka bir görevli gelmişti.

"Aradığınız bir koku var mı?"

"Portakallı olanlardan bakıyordum ama kalmamış galiba."

"Ah hayır. Onlar özel üretim oldukları için ayrı bir rafa alındılar."

"Peki. Teşekkür ederim."

"Rica ederim. Bir şeye ihtiyacınız olursa buralardayım."

O yanımdan uzaklaşırken rafta gözüme çarpan vanilyalı koku oldu. Aslında almam gerekiyordu fakat Taehyung rahatsız oluyordu. Rafın kenarında daha küçük olanı bulduğumda hızlıca aldım.

"Vanilyalı mı o?" dedi. Yanıma geldiğini fark etmemiştim bile.

"Küçük bir şey?"

"Sanırım gerçekten çöpe gidecek."

"Yürü portakallı olanlardan al. Ben yanına geleceğim."

"Teğmen olarak ilk emrimi aldım."

Gülerek yanımdan uzaklaştı. Portakallı oda okularını arıyordu. Rafa tekrar göz gezdirdiğimde çikolata kokulu olanlardan sadece bir tane kaldığını görmüştüm. Elimi uzattığım anda başka biri almıştı. Karşımdaki kişiyle göz göze geldiğimde sinsi bakışlarla bana bakıyordu.

"Bunu almam gerekiyor bayım." dedim çekingen bir tavırla. Elindekini bana uzattığına direkt alacaktım fakat geri çekmişti.

"Yaa çok mu almak istiyorsun?"

love impulses | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin