> Jeon Jungkook
"Bana dokunmayacağına söz vermiştin!"
"Jungkook kötü bir amacım yoktu! Sadece o an öyle yaptım!"
"Unutacak bir konu değil bu Kim! Korktuğumu biliyorsun!"
"Benden korkuyor musun?"
"Herhangi biri olsada korkacağım!"
"Sen...cidden neden üsteliyorum ki. Benden korkmamanı isteyecek kadar aptalım."
Odadan hızlıca çıkarken aralık kapıdan General Min ve Üsteğmen Park'ı görmüştüm. General onunla konuşacağını söyleyip gittiğinde Üsteğmeni yanımda bıraktı.
"Biliyorum aranıza bir mesela ama neden kavga ettiğinizi anlatır mısın?"
"Kolumu tuttu. Ben de korkup geri çekildim."
"Bak Jungkook, Taehyung'u kısa bir süredir tanıyorsun. Ben onu yıllardır tanıyorum. Onun davranışlarındaki değişimi anlayabiliyorum. Ona biraz zaman ver. Eminim bunun sebebini anlayabilirsin."
Ben...onu anlayabilecek kadar tanımıyordum. Onu sadece evinde kaldığım kadarıyla biliyordum. Onu tanımaya çalışmamak benim hatamdı. Kendimi hayatımdaki karmaşaya o kadar kaptırmıştim ki beni kurtaran adamla tanışmayı unutmuştum. Sadece ismini, işini ve yüzünü bilmem onu tanıdığım anlamına gelmiyordu. Daha derinine inmem gerekiyordu.
"Ben...daha önce hiç onu tanımak için çabalamadım."
"Daha zamanın var Jungkook. Onu her yönüyle tanıyabilirsin."
"O bu kadar sinirlenmişken nasıl sakinleştirebilirim?"
"Yanına git ve onunla konuş."
"Şimdi nerede ki?"
"General Min'le birlikte bahçede. Beraber gidelim."
İkimizde oturduğumuz yerden kalkıp odadan çıktık. Kapıyı kapattım ve Üsteğmen'in peşinden yürüdüm. Bahçeye çıktığımızda General'le bağırarak konuşan Taehyung'u görmüştüm. Onları seyreden askerleri kovdu.
"Yanına gitmeli miyim?"
Üsteğmen'e baktığımda başını olumlu anlamda salladı. Beraber giderken Taehyung bizi fark edip başını geriye atarak oflamıştı. Çekinerek yanına giderken tersimize doğru yürümeye başlamıştı. General kolundan tutup onu geri döndürdü. Yanına gittiğimde ikisi gidip bizi yalnız bıraktılar.
"Ben...özür dilerim. Fazla çıkıştım sana biliyorum ama o anın şokuyla ne yapacağımı şaşırmıştım."
Yüzüme boş boş bakıyordu. Ağzını açıp tek kelime bile etmemişti.
"Neden cevap vermiyorsun?"
Yine cevap vermedi. Sessizce yüzüme bakıyor, çatık kaşlarıyla hâlâ sinirli olduğunu belli ediyordu.
'Tae-"
"Benden korkmandan nefret ediyorum. Elimden bir şey gelmemesinden nefret ediyorum. Se-"
Kollarımı beline dolayıp sarıldım. Başımı kaldırıp yüzüne bile bakamıyordum. İlk defa birine sarıldığım için kalbim deli gibi hızlı atıyordu. Şuan tek istediğim iyi hissetmesiydi. Bana dokunmayıp çekilmemi bekledi.
"Senden korkmuyorum. Aksine yanımda olduğunu bilmek bana iyi hissettiriyor."
Kollarımı belinden ayırıp ondan uzaklaştım. Tam yanından gidecektim ki bileğimden tutup geri çekti. Bir eli bileğimde diğer eli belimdeyken çenesini başımın üstüne dayadı. Çok güzel hissettiriyordu. Hayatımda hiçbir zaman bu kadar güzel hissetmediğimi biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love impulses | tk
FanfictionKorenin en iyi teğmeni Kim Taehyung, ölen Yüzbaşı Jeon'un vasiyetini yerine getirmek için oğlunu ararken karanlık bir sokakta onu bulur.