1'4

372 56 19
                                    

> Jeon Jungkook

Kolumdaki dövmeleri kapatıp ellerime eldiven takmıştım. Başımdaki şapka ve onun üzerindeki kapüşon yüzümü göstermeyecek şekildeydi. Maskemi takıp son bir ker daha sağlam depoya baktım. Etrafında döktüğüm benzin yavaş yavaş dağılıyordu.

"Son kozun bendim Bang. Şimdi son oyunum oldun."

Fısıldayarak söylediğım şeyle birlikte çakmağı deponun içine fırlattım. Depo alevlerin esiri olurken kenarda duran motoruma ilerledim. Buraya kimsenin uğramayacağını biliyordum. Çünkü ben dışında kimse onun sırlarını çözebilecek kadar akıllanmamıştı.

Dağ evi, yer altı deposu veya ülke dışı yerleri...hepsinden teker teker kurtulacağım. Hak ettiğim mutluluğun zedelenmemesi için her birini ortadan kaldıracağım...

Bir sonraki hedefim ormanın içindeki bir evdeydi. O eve varmama çok az kalmıştı. Evin biraz ilerisinde de yer altı deposu vardı. Christopher her ne kadar karışık görünse de basit bir adamdı. Her şeyin kopyasını aynı yerde tutabilecek basit bir zeka örneği. Ulaşamayacağımı düşündüğü Rusya veya Almanya bağlantıları benim için çerezdi. Bunu en iyi o bilirdi. Yıllarca ne tür eğitimlere tutulduğumu bilirdi. Kelepçe açabilirdim, yangından kaçabilirdim, bağlı bir şekilde denize atılmışsam bundan bile kurtulabilirdim. Bir keskin nişancı alnımın ortasına sıkacak olsa bunu bile bile ölmeyi beklerdim. Etrafımdaki gizli kameraları teker teker görür ve bunlara göre hareket ederdim.

Bana Choi oyuncusu derlerdi. Masum yüzümün arkasında yatan o şeytanı kimse görmek istemezdi.

"Son adres."

Motordan inip ormanın içine yürümeye başladım. Uğultular bana huzur verici geliyordu. Korkularımın aksine iğrenç zevklerim vardı. Rüzgar uğultusu, cam kırılma sesi, yanan şeylerin çıtırtıları...

Uzun bir yolun ardından eve vardığımda evin önünde birisinin olduğunu görmüştüm. Yerdeki benzin şisesine baktığımda onun amacının da bu evi yakmak olduğunu anlamıştım. Fakat sokaktan geçen sıradan bir genç neden bu evi yakmak isterdi ki?

"Çık o ağacın arkasından Jungkook."

Seungmin...

Sevgilisinin ölümüne dayanamamıştı anlaşılan. Ona doğru yürürken yüzü daha net görünmeye başlamıştı. Ağlıyordu.

"Biliyor musun senin için geçmişini yok etmek çok kolay. Ama bizim için öyle değil. Eğer ölürsem bu evi yak demişti bana. Onun için değil senin için yakıyorum. Hiçbir şeyi hak etmediğini bilerek yakıyorum. Sen mutluluğa gölge düşürebilen tek kişisin Jungkook. Kendin uğruna herkesi yok edersin."

"Yanlış biliyorsun. Ben aşkım uğruna herkesi yok edeceğim."

"Aşkın uğruna ha! Sen aşk hakkında ne biliyorsun? İki gün önce tanıştığın adama olan hoşlantına aşk mı diyorsun sen? Bizim yıllarımızı sikip attıktan sonra kendi mutluluğuna aşk mı diyeceksin?"

Bağırarak konuştuğunda gözlerim dolmuştu. Gerçekten her şey benim için miydi?

Hayır...

"Kendini de yok et. O zaman sevgiline kavuşacaksın."

"Yapamam..."

"Yapmak zorundasın. Benim bencilliğime kurban olacaksın."

"Olacağım..."

Yerdeki benzin dolu şişeyi alıp evin içine girdi. Işıkları kapattıktan sonra gelen çığlık sesi ve alevlerin püskürmesiyle bir pislikten daha kurtulmuştum. Yanık kokusu buraya kadar geliyordu.

love impulses | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin