+18 Gençlik Rüzgarı

Bölüm 16 (+18)

Yeniden merhaba benim güzel okurlarım🥰

Lütfen bu başlığa kitap hakkındaki düşüncelerinizi kısaca belirtin. Bu bir rica değildir ❤️‍🔥 teşekkürler ☺️

Bir derse geç kalmanın en kötü yanı nedir?  Tabii ki de en sevdiğin derse geç kalmaktır.

Bugün günlerden Salı ve saat 9 da olan teknik çizim dersine tamda şu anda geç kalmıştım. Divanda telefonumun alarmını kaçıncı kez kapattığımı hatırlamıyordum ama epey fazla olmuştur. Yataktan nasıl kalktım ve nasıl giyindim bilmiyordum. Şu an okula nasıl geldim ve sınıfa nasıl girdiğimi de.

Herkesin bakışları beni bulduğunda içeri epey hızlı bir giriş yaptığımı anlayabiliyordum ama hiç aldırmadan kapıya en yakın masaya geçtim ve oradaki gruba dahil oldum.
"Bu derse karşı" diyerek başladı Profesör ve bana yönelik devam etti "ilgin olduğunu biliyordum ama bu denli değil" diyerek hafif gülümsediğinde birkaç kişinin de gülümsediğini gördüm.
"Açıkçası" diyerek gayet rahat bir şekilde ve kendimden emin devam ettim "dersin kredisi oldukça fazla" dedim. Profesör beni onaylarcasına gülümseyip başını salladı ve kendi anlatımına kaldığı yerden devam etti.

Bugün sadece bu dersimiz vardı ve dört saat sürüyordu. Yaptığımız tek şey bize verilen kağıtlara istenilen koordinatlar boyunca çizim yapmaktı, işte buna ben bayılıyordum. Ve bu yüzden bu dersi seviyordum. Üstelik 8 kredisi vardı. Bu oldukça önemli.

Keyifle geçirdiğim dört saatin sonunda toparlanıp direkt bizimkilerin yanına gittim.
Her zamanki gibi üçününde orda olmasını bekledim ama sadece Emre vardı. Tek başına kafenin en köşedeki masasına oturmuş bir şeyler içiyordu. Bu bana oldukça tuhaf gelmişti zira her zaman bu saatte burada olurduk. Yüzümde merakın emareleriyle masaya yaklaştığımda Emre sevinçle bana gülümsedi sonrada anlamsızca sarılıp yerine geçti.
"Tamam bende seni seviyorum ama" diyerek sandalyeye oturdum "bu kadar göstermiyorum" ikimizde gülümsedik.

"Ben sevgisini gösteren biriyim Bayezid, şimdiye kadar beni tanımış olman lazım" haklıydı. Aramızda en dürüst ve en açık sözlü olan oydu ve aklındakileri çoğunlukla dile getirirdi. Karşısında kim olursa olsun onun ne düşüneceğini umursamadan düşüncelerini dile getiren biriydi ve bu onda örnek aldığım bir alışkanlıktı.

"Ee bizimkiler nerede?" Diyerek konuyu dağıttım.
"Giray, İzmir'e gitmiş; sebebini sormadım. Berzan ise bilmiyorum. Onu sana sormak lazım"
"Giray ne zaman gitti?" Soruyu sorarken aynı zamanda telefondan Berzan'a mesaj atıyordum ve tam mesajı gönderdiğimde Emre cevap verdi, "dün gece. Sanırım önemli bir şey değil sadece tatil amaçlı" o sözlerini bitirir bitirmez Berzan bana WhatsApptan bir fotoğraf gönderdi.
Fotoğrafı açtığım gibi telefonu masaya ters bir şekilde koyup etrafıma baktım. Berzan öyle uygunsuz bir fotoğraf atmıştı ki ulu orta açamazdım. Emre şaşkınca beni izlerken yavaşça fotoğrafı ona gösterdim. Yaptığı tek şey gülmek olmuştu.

Bugün erken uyanmadığım için spora gitmedim ve Berzan bensiz gitmişti. Nereden mi anladım?
Bana gönderdiği fotoğrafta spor salonunun soyunma odasında yine o kızla seks yaparkenki bir pozisyon vardı. Kız yarı çıplak sırtı dönük bir şekilde duruyordu ve Berzan hemen arkasında duruyordu üstelik üçüncü bacağı kızın içindeyken.

Bu çocuk günün birinde yakalanacaktı ve o gün koçun yüzünü görmeyi çok isterdim.

"Bizimki yoğun anlaşılan" deyip telefonu geri çektim ve kapattım.
"Biz niye böyle duruyoruz?" Emre'nin sorusu sinsiceydi zira bakışları bunu ele veriyordu.
"Plan nedir?" Bende istekliydim zira hasta olduğumdan bugüne kadar hiç seks yapmamıştım yani tam tamına 5 gün. Bence gayet uzun bir süre.
"Bana gidelim" Emre bu sözünden sonra hemen ayağa kalktı tabii bende.
Hiç soru sormadan ve hiç düşünmeden onunla birlikte onun arabasına binip gittik.