11

6.8K 338 49
                                    

İyi okumalar 💕

🧷🧷🧷🧷🧷🧷

Taht olayından sonra, çalınan piyanolar eşliğinde keyifli bir gece geçiriyorduk.

Az önce Razgar'ın yanına gelen muhafızlardan biri, halkı kabul ettiği odaya diğer tahtın sorunsuzca kurulduğundan bahsetmiş ve onay aldıktan sonra ayrılmıştı.
(Bu ilk geldiğim gün saraylılara beni gösterdiği oda olmalıydı.)

Çalınan müzikler birazcık içimi baysa da çalan kişinin güzel çaldığını inkar edemezdim.

Önümüze koyulan ikramlıklardan bir tane daha aldım.
Yanımdaki dev adam da beni izliyor, ağzıma bir şeyler attıkça memnun oluyordu.
Elimdeki çatalımsı iki sivri uca sahip aleti tropikal bir meyveye batırıp eğilerek Razgar'ın ağzına uzattım.

Bu hareketimi beklemediği için saniye sürede öylece kalakalsa da dişlerini göstererek gülüp yedirmeme izin verdi.
Bu kadar hoşuna gideceğini bilseydim daha önce yedirirdim koca bebeğe.

Davetin sonuna gelene kadar aralıklı olarak bir ona bir kendime olacak şekilde yemeye ve yedirmeye devam ettim.

Nihayet krallarının teşekkür konuşmasından sonra insanlar önümüze gelip selam vererek yavaş yavaş dağılmaya başladığında, Razgar geride kalanları umursamadan beni de yanına katarak salondan ayrıldı.
Elleri belimde olduğu yeri okşarken ne ara muhafızları geçtik, ne ara odaya girdik anlamamıştım bile..

İçeri girdiğimiz an üzerindeki ceketi çıkarıp kenara koyarken uzanıp benimkini de çıkardı.
Elindeki ceketi rastgele yatağın üzerine fırlatıp elimden tutarak banyoya doğru yürüdüğünde heyecandan içim titriyor, malum sonu görebiliyordum...

Buharlar tüten havuzun yanına varır varmaz üzerini çıkarmaya başlayan dev adam, gözlerime inanılmaz bir görsel şölen sunuyordu.
Yıllardır Magic Mike izleyen birisi olarak bundan sonraki hayatıma sadece bu devi izleyerek devam edebilirdim.. Hem de hiç başkasını aramadan..

O soyunurken elinden ayrılan ellerimi nereye koyacağımı bilemediğim bir sürenin sonunda ısınan yanaklarıma yaslayarak, hülyalı gözlerimi vücuduna diktim.

Hassiktir!
Bu adamın malafat... Gerçek miydi?....

Pantolonunu çıkardığı anda özgürlüğüne kavuşan aleti o kadar büyüktü ki. Henüz sertleşmemiş bu hali bile imkanı yok götüme girmezdi..

Bu adam niye don giymiyordu ki!
Alıştıra alıştıra giderken bir anda bu 'devasa' şeyi görmek üzerimde büyük bir travma etkisi bırakmıştı işte..

Gerçi burada don diye bir şey olup olmadığını bilmiyordum. Ben pislik gibi geldiğimden beri banyo yapmadığım için donumu da çıkarmamıştım..

Her neyse, şu an için giymediği dondan ziyade daha büyük bir sorunumuz vardı.

Razgar işini bitirdiğinde tam önümde durup gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Bu sırada ben de yanaklarımdaki ellerimi kollarına indirmiş korkudan ve heyecandan bayılmamaya çalışıyordum.

Gömlekle işi bittiğinde kollarımdan sıyırdı. Sıra pantolona geldiğinde ise cüssesine aldırmadan önümde diz çöküp kemer tokasını ve düğmeleri çözmeye başladı.

İki yanda duran ellerimi alıp omuzlarına koyduğunda pantolonu paçalarımdan sıyırarak önce bir ayağımdan sonra diğer ayağımdan çıkarıp kenara savurdu.

Bir tek donum kalmıştı geriye.

Zaman hem yavaş akıp eziyet çektiriyor, hem de hızlı akıp birazdan olacaklara kendimi hazırlamama engel oluyordu.
Razgar elini baksırıma atıp sıyırdığında olacakları bilsem de hazırlıksız yakalanmıştım mesela..

İşi bitse de çöktüğü yerden kalkmadan şeyimi izledi. (içsel olarak bile utancımdan aletime 'şey' demem ruh halimi anlatmak için yeterli olurdu sanırım.)

İlk geldiğimde, evirip çevirerek vücudumu incelediği bakışlar vardı suratında.
( İçinden 'bu niye bu kadar minnak' demediğini umuyordum.)

Bu kadar dikkatli bakmasa daha özgüvenli olabilirdim..

Daha fazla bakışlarına dayanamayıp ellerimle önümü kapattığımda kafasını kaldırarak yüzüme baktı.

Domatese dönmüş suratımı gördüğünde utandığımı anlayıp gülerek kucağına aldı beni.

Direkt havuza gireceğimizi sansam da tüy döken karışımın da bulunduğu mermer tezgaha gidip eline iki şişe alarak öyle girmişti.

Havuzu dolduran iki çeşme vardı.
Birisi yeraltı termal suyu diğeri de normal soğuk su şeklindeydi.
Kenarlardaki gider açılmış olacak ki temiz su aktıkça eski su boşalıyordu.
Basamak basamak derinleşen suda biz ilk basamaktaydık.

Razgar kucağında ben varken oturup ayaklarını ikinci basamağa uzattı ve elindeki şişelerde birini havuzun kenarına bıraktı.
Beni kucağına iyice çekip bacaklarımı iki yana atarak oturttuğunda su sadece dizlerime değiyordu.

Yavaş yavaş sertleşen aletinin testislerime olan baskısını hissedebiliyordum..
Ellerinden biri kalçamdan başlayarak sırtıma doğru uzanıp yeniden eski yerine, kalçama döndü.

Daha fazla dayanamayıp yüzümü yüzüne yaklaştırırken gözleri dudaklarımı takip ediyordu.

Bu iki et parçasını birbirine değdirsem de hareket ettirmedim.

İncitmekten korkar gibi alt dudağımı dudakları arasına aldığında inleyerek karşılık vermiş, üst dudağını dilimle yalamıştım.
Ağzı bile benimkine oranla oldukça büyüktü.. Dudaklarım dolgun olduğu halde onunkiler arasında küçücük kalmıştı..

Elini kalçamdan ayırıp bir şeylerle uğraştığı sırada öpüşmemizi derinleştirmiş, ağzımdaki kalın eti yoğun bir şekilde emmeye başlamıştım.

Islak eli deliğimle buluştuğunda şaşkın bir inleme bırakıp dudaklarından ayrıldım.
Öpüşmeye yoğunlaştığım için biraz beklenmedikti.

Ayrılan dudaklarımıza aldırmadan kafasını boynuma gömüp yalamaya başladığında parmaklarından biri de içime girmişti.

"Razgar" dedim nefes nefese.

"Temizlenmedim.."

Razgar beni dinlemeden diğer parmağını da içime sokarken bıraktığı şişeyi alıp kalça arama dökmeye başladı. Bu esnada elleri yavaş yavaş derinlere doğru hareketlenmişti.

"Ben temizliyorum seni." dedi boynumdan ayrılmadan.

Soluğum tıkanmış gibi kesik bir nefes verdim. Bu saatten sonra fikrini değiştirip ben temizlenirim diyemezdim..

Bacaklarını aralayıp kalçamı su ile temas ettirerek yıkadıktan sonra eski haline getirip başka bir şişeyi eline aldı.

Hafifçe arkama dönüp ne yaptığına baktığımda şişenin yarısını eline boca etmiş, parmaklarını tekrardan içime sokmuştu.

"Bu losyon özel olarak yapıldı. Seninle birleşirken canın yanmasın ve rahatça esneyebil diye."

Sözleri bir kulağımdan girip ötekinden çıkarken omzuna tutunup başımı geriye atarak inledim.

Elleri makas hareketi yaparak ara ara tatlı noktama değiyor kısa süreli cennete götürüp getiriyordu beni.

Üçüncü parmağını da eklediğinde boşalacak gibiydim. Hatta şimdiye kadar kendimi tutmuş olmam bile mucizeydi.

"Yeter, geleceğim." dedim bir nefeste.
Razgar parmaklarını durdurup beni kucağından kaldırdı ve köpek pozisyonuna getirip domalttı.

Elinde oyun hamuru gibi şekil alıyordum ve bu gücünden memnundum.

"Yetmez" diyerek aletini kalçama bastırdı.

"Daha başlamadık bile..."

🧷🧷🧷🧷

Ay parmağım koptu  diğer bölüm devam ederim (Cinsel Seks yazmak zor geliyor 😢)

Hata varsa affola
Okuduğunuz için teşekkürler 💕

FERSAN B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin