<-21->

59 7 2
                                    

"Abisi hepimizi normal karşılamış ama senin ismini duyunca.."

"Ee?"

"Ayrılmalarını istemiş..."

Duyduğum şeyle şaskınlıktan gözlerimi kocaman açarak yeonjuna baktım

"N-ne!?"

"Az önce.. ben mutfakta tek iken changbin aradı. Deli gibi ağlıyordu. Çok detaylardan bahsedemedi."

"Ama neden ben!?"

"Bilmiyorum seungmin, ama changbin bugun buraya gelemicek o yüzden boşuna onları beklemeye gerek yok."

"Anlıyorum ama onunla konuşmam gerek"

"Biraz sakinleşmesini bekleyelim"

"Haklısın.."

Daha sonra onunla mutlaka konuşmalıydım. Kimse benim arkdaşımı üzemezdi ayrıca konunun benimle ne alakası vardı bunu da öğrenmeliydim.

Yeonjunla beraber mutfağa geçtimde herkes yemek için bizi bekliyordu. Elimde değildi ve suratım asıktı. Önce masaya göz gezdirdim. Biz konuşurken felix de gelmiş ve hyunjinin yanında oturuyordu. Yeonjun soobinin yanına bende chanın yanına oturduğumda masada derin bir sessizlik oluşmuştu.

Daha sonra yeonjun ayağa kalkarak

"Malesef günün çifti bugün aramızda olamayacaklar.."

Benim bakışlarımın çaresizce yerde dolaştığını gören chan

"Ama neden?.. kötü bişey mi oldu sevgilim?"

Ona döndüm ve sadece gözlerinin içine baktım. O an içimdeki duygusal tarafı bi yana bıraktım ve sadece düşündüm. Amk neden ben? Sanki çocuk benimle sevgili olcakmış gibi tripler.

Chanın elini tuttum ve bi hışımla ikimizi de ayağa kaldırdım.

"Herkesden özür dilerim ama... bizim gitmemiz gerek... daha sonra tekrarlarız"

Diğerlernin ne dediğini umursamadan, chanı da peşimden sürekleyerek dışarı çıktık.

"Seungmin iyi misin?.. bi anda noldu?"

"Arabaya geçelim herşeyi anlatıcam."

Gereksiz mi abartıyordum. Hayır. O çocuğun abisiyle kesinlikle görüşmem gerekiyordu.

"Evet sevgilim, dinliyorum"

"Changbinin sevgili olucağı çocuğun abisi... benim yüzümden ayrılmalarını söylemiş."

"Nasıl yani neden?"

"Bilmiyorum ki Chan ben yanlış bişey yapmadım. Abisi de en azından bi açıklama yapabilirdi."

"Kimmiş şunun abisi"

"Bilmiyorum işte. Changbin de çok üzgünmüş onunla da konuşamam"

Ben hafiften ağlamaya başlayınca chan bana sıkıca sarıldı ve saçlarımın arasına öpücükler kondurarak

"Merak etme bi tanem bunun da üstesinden gelicez ama şimdi saat geç oldu. Hadi eve gidelim bugün yeterince şey yaşadık." dedi gülümseyerek.

Bende ona gülümsedim ve bi süre konuşmadan sadece sarıldık. Daha sonra chan felixi aradı gidiyorken onu da alalım diye.

Felix de geldikten sonra nihayet yola çıkmıştık. Arabanın içi fazla sessizdi. Bense hala karışık düşünceler içerisindeydim. Fakat bi anda aklıma o geldi. Kai.. nerdeydi o?

Önce arka tarafta ki felixe baktım. Mışıl mışıl uyuyordu.

"Chan.."

"Hm"

"Kaiyi daha bulamadık"

"Hala bakınıyorum ama ne onu ne de ailesini bulamadım. Sanırım yurt dışına taşındılar."

"Eski evleri neredeydi?"

"Kainin ailesinin mi?"

"Aynı evde yaşamıyorlar mıydı?"

"Bende öyle sanıyordum ama geçenlerde onların eski evlerine bakmaya gittiğimde yakın komşularından öğrendim. Kai ailesinden ayrı yaşıyormuş."

"Garip.. ne zamandır ayrı evdeymiş"

"Tam tarih alamadım tabi ki ama.. jeongine olanlardan yaklaşık bir iki hafta önce"

"Tesadüf mü sence?"

"H-heralde tesadüftür. Açıkçası her ne kadar zamanında kötülesemde kendisini pek sevemesemde kardeşime bunu yapanın kai olduğunu sanmıyorum."

"Kim olabilir peki Chan. Düşünüyorum düşünüyorum ama aklım almıyor.. Tae ile Jungkook değil o gün okulda değildiler. Namjoon da o gün yoktu. Geriye sadece jimin, yoongi ve kai kalıyo. Kaiyi bulamıyoruz..."

"Ama elimizde jiminin numarası var değil mi?"

"Evet var.. bu sabahki kargaşa olmasa arıycaktım.."

"Seungmin..."

"Yanlış anlama chan sana laf atmak istemedim sadece beni böyle görmen rahatsız etti biraz ama bunun bir önemi yok çünkü yakında evleniyoruz"

"NEE?!"

İkimizde bi anda bağıran felixle irkilirken o şaşkınlıkla bize bakıyordu. Chan arabayı sağa çekti ve arabadan inerek ağlayan felixi dışarı çıkarttı. Bende indim ve yanlarına gittim.

"Felix ne oldu? Neden ağlıyosun?"

"Aaaaa hyung sen nası.. sen.. ve sen.. evlenmek?"

Felixin bizi arabada beklettiği yarım saatte ne yaptığı belliydi. Çok pis sarhoş olmuştu. Ayrıca bunlar sevgili olalı çok olmadı ama hyunjin bu çocuğu da kendine benzetmeyi başarmış.

Sanırım chanda benim gibi düşünüyordu ki hafif sırıtarak bana baktı.

"Sizin hunjin kendisine benzetmiş zavallı çocuğu."

"Ahahahaah bende tam onu düşünüyodum"

"Kalp kalbe,.... göt göte sevgilim?"

"Chan!"

"Ahahahah tamam tamam kızma hemen"

Biraz hava aldıktan sonra felixi tekrar arabaya bindirmeye çalışıyorduk ama o aynı hyunjin gibiydi. İnatçı pezevenk.

"Yaaa hyunngg. Eve gitmek istemiyorum... sevgilime götür beni"

"Bak yaa."

"Felixciğim hadi bin arabaya daa eve gidelim artık saat 11 oldu."

"Banane bananee. Eğer beni sevgilime götürmezseniz size söylemem"

"Neyi söylemiyicekmişsin ha?"

Sorduğum soruyla bi anda ağlamaya başlamıştı felix.

"S-sizi duydum.. ondan bahsediyordunuz"

"Kim? Ne duydun felix?"

"K-kai"

Chanla aynı anda göz göze gelmiştik

"Kai mi?"

"Nolmuş kai ye"

"O-o öldü.."

HELLOOOOOOO

Marabalar. Yeni bir geçiş bölümü daha. Artık olayları tam oturtcam ve yavaştan finale doğru gidicem. Oylamayı unutmayın lütfen...

STAYYYYYYYYYY







Gym Love/ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin