20. Bölüm

394 29 24
                                    

Nasılsınız iyi misiniz? Ben iyiyim. Elimden geldiğince aktif olmaya çalışıyorum. Kitaplara dair her şey için🧚🏻‍♀️= @love._.books58

Alarmın sesine uyandım. Yataktan kalkıp saate baktım. Yemeğe yarım saat vardı. Perdeleri açtım. Karanlıktan aydınlığa geçtiğim için yüzümü buruşturdum. Ardından boğaz ile gün batımının birleştiği manzaraya bakakaldim. Hemen telefonumu alıp fotoğraf çektim. İstanbul seni özleyeceğim.

Üçüzlere söyleyip Erika ve Reika'nın kaldığı odaya gittim. İçeri girdim. Konuşmaya başladık.

"Sanırım hayatımın en güzel yazını geçiriyorum."dedim. Bunu söyledikten sonra Ouzou mesaj attı.

"Yemeğe iniyoruz. En geç on dakikaya gelin."

"Tamam."

Bunu yazdıktan sonra kızlarla akşam yemeğine indik. Erkeklerin yanına geçmedik. Beraber yemeğimizi yerken ben her şeye gülüyordum. Erika, Heavenly'nin koçunun onu nasıl kabul etmediğini anlatıyordu. Ben buna gülerek karşılık veriyordum. Bir yandan karnımı tutuyordum. Gülmem biraz azalınca Instagram'a story çekip attık.

Yemekten sonra herkes odalara dağıldı. Eşyalarımın hepsini koyduğumdan emin oldum. Kulaklığımı ve telefonumu sırt çantama koydum. Gece üçte uçak kalkacaktı. Yolumuz iki saat olduğu için gece birde otelden ayrıldık.

Otobüste yanıma Ryuuji oturdu. Gözümden uyku akıyordu. Ryuuji'ye yolun ne kadar kaldığını sordum. "May. Beni delirtmek mi istiyorsun? Sadece caddeye çıktık."dedi. Kulaklığımı çantamdan çıkarıp müzik dinlemeye başladım. Gözlerimi kapattım. Uykum gelince müziği kapatıp omzumu Ryuuji'ye yasladım. Hiçbir şey demedi. O şekilde uyudum.

"May havaalanına geldik. Uyan. May! Hadi kalk."diyordu Ryuuji. Sesi rüya görüyormuşum gibi geliyordu. "MAYAKO FURUYA!"diye bağırınca ani bir şekilde irkildim. Ellerimle gözümü ovuşturdum. Ayağa kalktım. Uçağa doğru yarı uykulu bir şekilde yürümeye başladık.

Hepimiz aynı şekilde oturduk. Bay Kinzo konuşuyordu. "Dönüş yolunda İstanbul'a sadece havalimanı için uğrayacağız."dedi. Telefonumu uçak moduna aldım. Pencere kenarına geçtiğim için kafamı pencereye yaslayıp uyudum.

Uyandığımda gün yeni doğuyordu. Gözlerini tam açamamıştım. Açar açmaz penceredeki manzaraya odaklandım. Telefonumdan fotoğraf çektim. Erika konuşmaya başladı. "Bakıyorum bizim uykucu uyanmış. Ouzou ile yarışırsınız Mayako Hanımcım."dedi. Kendimi role sokarak "Ah Erika Hanımcım, neredeyse iki yıldır aynı takımda oynuyorsunuz. Hâla uyku ve rahatlık konusunda sevgili Ouzou bey ile yarışılmayacağını anlamadınız mı?"dediğimde Reika bize güldü.

Valizlerimizi alıp takım otobüsüne ilerledik. Koltuklar ikiliydi. Erika ve Reika beraber oturdular. Ben tekli koltuklardan birine geçtim. Tabiki Aoto Tagi ile Ryuuji Kota ile Shou da Ouzou ile oturdu. Hayatım boyunca hep tek kalmıştım. Artık alıştığım için normal geliyordu ama ister istemez yüzüm asık olurdu. Camdan dışarıyı izledim. İnsanlar yoktu. Zaten olması garip olurdu. Sabahın köründe dışarıda insan bekliyorum ben de.

Otele geldiğimizde çalışan bizi karşıladı. Adam İngilizce konuşuyorduk. Kyoko bizim için çeviri yaptı. "Buraya gelen tüm takımlar bu otelde kalıyormuş. Hepinizin kendine ait odası olacak."dedi. Çok sevindim. Herkes odalara dağıldı

Odaya çıktığımda uykum yoktu. Denize gitmeye karar verdim. Bikinimi giyip üstüne gömlek aldım. Altıma şort ve terlik giydim. Yanıma bir çanta aldım. İçine kulaklık, manga, su, güneş kremi ve telefonumu koydum. Odadan çıkıp asansöre bindim. Lobiye indim. Lobinin sağındaki ilk kapıdan dışarı çıkıp yürümeye başladım.

On beş dakikanın sonunda denize ulaştım. Su çok soğuktu. O yüzden girmedim. Dalgaların sesi eşliğinde manga okudum.

Saatler birbirini kovaladı. İnsanlar artmaya başlayınca odama dönme vaktinin geldiğini anladım. Üstümü değiştirdiğimde bugün Barselona'yı gezeceğimiz aklıma geldi. Yanımda düz siyah bir elbise vardı. Onu giydim. Saçlarımı iki taraftan ördüm. Altıma siyah beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Hazırlanırken biri kapımı tıklattı. "Girin." dedim. Gelenler tabiki üçüzlerdi. "Güzel olmuşsun."dedi Kota. "Bu sana daha çok yakışmış. Öyle değil mi Ouzou?"Ryuuji topu Ouzou'ya atmıştı. "Diğerine göre daha iyi."dedi.

Aşağı inip kahvaltı yaparken telefonumum hâla uçak modunda olduğunu fark ettim. Uçak modunu kapadım.

Daha önce geldiğimiz için hepimiz ayrı gruplar hâlinde takılıyorduk. Erkekler beraber biz kızlar beraberdik. Kızların gülmesi için elimi Superman gibi havaya kaldırıp şunları söyledim. "Hadi askerlerim, İspanya'yı fethetmeye gidiyoruz. Hazır mısınız?"dedim. Onlar da aynı şekilde yapıp "Hazırız May!"dediler.

Akşam otele döndüğümüzde saat  18.00'di. Denize gitmeye karar verdik. Yüzmek çok güzeldi. Bu sırada üçüzler ne yapıyordu hiçbir fikrim yok. Odalara çıkıp duş alıp üstümüzü değiştirdik. Saçlarımı kuruttum. Sabah giydiğimden daha rahat giyindim.

Yemekleri yiyip otelin bahçesine  oturmak için çıktık. O sırada Instagram'dan bildirim gelmişti. Biri istek atmıştı. Kim olduğuna baktığımda çok şaşırdım.

Burada bitiriyorum ehehe.

Sizce kim istek attı?

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Kendinize iyi bakın. Bir sondaki bölümde görüşürüz. Şimdilik hoşçakalın💖💖

Victory kickoff:Üçüzlerin Meleği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin