JUNGKOOK
İnsanlar için yaşam aslında çok basitti. Doğar, yaşar ve ölürsünüz. Asıl mesele nasıl yaşadığınızdadır. Örneğin hayatı bir Jungkook olarak yaşamak vardı bir de Kim Taehyung olarak yaşamak.
Onunla aramdaki konum farkını kaba bir dille yüzüme vurarak beni kendinden uzaklaştırıyordu. Bunu neden yaptığını çözemiyordum.
Neden aramıza mesafe koyuyordu? Neden ondan soğumamı sağlamaya çalışıyordu?
Kendime karşı dürüst olmaktan yanaydım her zaman. Ve yine dürüst oluyorum, o çok hoş biriydi. Onu gördüğüm ilk andan beri diğerlerinden farklıymış gibi hissediyordum.
Ancak o hiçte farklı birisi değildi. Kendini beğenmiş, zengin çocuklardan bir tanesiydi o da.
Normal şartlarda birisi bana böyle davrandığı an ondan nefret eder ve uzaklaşırdım. Ancak onda aynı durum söz konusu olamıyordu. İğrenç şeyler yapmasına rağmen onunla arama bir mesafe koyamıyordum.
Onda bir şeyler var, çözemediğim. Ve içimden bir ses bas bas bağırıyor, bu adamdan uzak dur yakacak seni diye. Ama ben inatla bu yangının içerisinde kalmak istiyorum sanki.
Sığınacak bir limanım var mıydı benim? Evet, dostlarım vardı. Ailem de benim için her şeyi göze alabilecek, iyi insanlardı.
Ailemdeki tek pürüz abimdi. Yaşadığımız bir olaydan sonra abim kendini kaybetmişti. Olayın üzerinden seneler geçmesine rağmen hâlâ etkisinden çıkamıyor ve hem kendine hem de etrafına zarar veriyordu.
Bu olay yaşandığı zamanlarda ben on yaşlarındaydım. Abim ise bir şeyleri çok daha iyi kavrayabilecek bir yaştaydı.
Ancak biz sadece iki kardeş değildik. Abim ve benim dışımda bir kız kardeşimiz daha vardı. Ortanca kardeşimizdi o.
Benim bir ablam ve bir abim vardı. Şimdi ise geriye sadece darmadağın olmuş bir abim kalmış, ablam ebediyen gitmişti.
Ablam gittiğinden beri abim kendine gelemiyor, durmadan kendini suçluyordu. Ablamın gitme nedenini sürekli kendine bağlıyordu.
Kendinden nefret ediyor, sadece bağımlılık yapan maddelerle hayatta kalıyordu. Canı yanarken bizi de yakıyordu.
Yere çökmüş, duvarı seyrediyordum. Hayatımı çoğu zaman boş bir duvara bakarak sorgulardım. Zamanla duvar beni anlar hale gelmişti.
Abim odamızın kapısını ittirerek içeriye girdi. Ardından her zaman ki gibi babamın söylenişleri duyuldu.
Saat gecenin ikisiydi ve abim günler sonra eve gelmişti. Her zaman böyle yapardı. Eve aklına geldikçe uğrardı. O günden sonra kendini eve ait olmaz hissetmişti.
Babamın söylenişlerini umursamadan kendini yüz üstü yatağa attı. Yüzüme dahi bakmamıştı.
Yüzümde acı, buruk bir tebessüm belirdi. Derin bir iç çekerek "Sana da merhaba, abi." diye mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER SEA | taekook ✔️
Teen Fiction"Katilsin! Ellerin kanlı senin!" "Çocuktum." "Çocuklar cinayet işlemezler." "Denizler en büyük katillerdir Jungkook, bunu hiç unutma." "Denizin ta kendisi sensin Taehyung."