20. KANAYAN GEÇMİŞ

41 14 15
                                    

JUNGKOOK

Bazen beyniniz size ne söylüyorsa tam aksini yapmak istersiniz. Çünkü kalbinize söz geçirmekte zorlanırsınız.

Yaptığınız şeyin aptalca olduğunun farkına ola ola o aptallığı devam ettirirsiniz çünkü kalp her zaman aptalca şeyleri ister.

Ve şu da bir gerçektir ki, aptalca olan şeyler her zaman sizi mutlu eder.

Evet sizi paramparça eder, kalbiniz yok olur. Ama paramparça olmuş bir kalple bile o aptal umuda tutunarak mutlu olursunuz.

Kim Taehyung benim aptal umudumdu.

Hiçbir zaman kopamayacağım ama hiçbir zamanda iyi gelmeyecek olan o umut. Bana mutlu hissettiren tek şey.

Bir hafta önce onu kendi annesinden alıp gidiyorken aklımda hiçbir plan yoktu. Zaten o benim aklımı almıştı.

O an kalbim bana onu da alıp kaçmamı söyledi ve ben kalbimi dinledim.

Kalbim beni yanıltacak mıydı bilmiyordum ama bunu yapmıştım işte. Hayatım boyunca hiçbir zaman kaçan bir insan olmadım ama şimdi sevgimden kaçıyordum. Oysa sevgi beni kıskıvrak yakalamıştı.

Taehyung ilk başlarda gitmek istedi çünkü annesinden korkuyordu. Daha doğrusu annesinin bana bir şey yapacak olmasından korkuyordu.

Ben ise ablamın katilini korumak istiyordum bu yüzden gitmesine izin vermedim. Ablamın katiline aşık olmak beni parçalıyordu.

Yoongi'nin evine gelmiştik ve onunla beraber kalıyorduk. Yoongi hâlâ Taehyung'a nefretle bakıyordu.

Sanki o her şeyi hissediyor gibiydi. Hiçbirine Taehyung'un bir katil olduğunu söylemedim, söylemeyeceğim de.

Ancak Yoongi bir türlü Taehyung'a olan ön yargısını kıramıyordu.

Saçlarımı değen elleri hissetmemle irkildim. Elleri hızla saçlarımdan çekildi.

Yattığım yerde arkama dönerek baktım. Taehyung hemen yanımda yatıyordu.

Bana hayran hayran baktı ve gözlerini hiç çekmeden beni seyretti.

Ona nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Geçmişim ve kalbim arasında çok büyük bir savaş vardı.

Eğer onu affedersem; kendime, ablama, abime, geçmişime ihanet edecekmişim gibi hissediyordum.

Ama onun suçsuz olduğunu da biliyordum. Bunu bildiğim halde onu affetmezsem de haksızlık ediyormuş gibi hissediyordum.

Bu ikilem dünyanın en iğrenç hissiydi. Hangi yoldan ilerleyeceğimi bilmiyordum ve bana yol gösterecek biri de yoktu.

Kafam en az odam kadar karışıktı. Karar veremeyecek kadar acı dolu hissediyordum.

Gözlerim onun mavi saçlarına değdi. Ablamı öldürmesinin onun suçu olmadığına inanmak için kendince uydurduğu bir yalandı saçları.

"Jungkook, ne düşünüyorsun bu kadar derin?" diye sordu kısık bir sesle.

Evdeki herkes uyuyordu. Saat gece yarısını geçmişti. Salonda bir kanepede yan yana duruyorduk.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KILLER SEA | taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin