2. HER ÇOCUK KENDİ KADERİNİ YAŞAR

162 46 35
                                    

"Gerçekten delireceğim!" diye bağırdım bahçenin ortasında. "Daha ilk günden nasıl böyle bir gerizekalıya denk geldim ben?"

"Ya lütfen sakin olur musun?" diye sakinleştirmeye çalıştı beni Namjoon. "Nasıl olayım? Hepiniz beni yalnız bıraktınız ve ben bula bula bir gerizekalıyı buldum!"

Hepsi hatalarının farkında olduğu için seslerini çıkaramıyorlardı. Üçüde şu an sessiz sessiz benim sinir krizimi seyrediyordu. Beni yalnız bıraktıkları için Kim Taehyung denen mavi saçlı aptaldan yardım istemiştim. O ise beni yanlış derse götürmüştü!

Edebiyat öğrencisi olarak edebiyat dersine girmem gerektiğini söylemiştim fakat o benim hiç anlamadığım, matematikle alakalı saçma sapan bir derse sokmuştu!

Dersin hocasına ayıp olmaması için sesimi de çıkaramamıştım. Aralıksız seksen dakika boyunca benim dersim olmayan bir dersi o kendini beğenmiş mavi saçlı adam yüzünden dinlemiştim.

Kendini tam olarak ne sanıyordu ya da neden böyle bir şey yapmıştı bilmiyordum fakat bu açık açık bir insanla alay etmekti. Üstelik tanımadığı bir insanla.

Kendi eğlencesine beni asla ama asla alet etmeye hakkı yoktu ve bunun mutlaka bir bedeli vardı. Öfkeyle soluyarak üçüne baktım.

"Adamın ismi Kim Taehyung, tanıyor musunuz?" diye sordum. Birkaç saniye boyunca birbirlerine baktılar. Hepsinin suratında anlam veremediğim ama aynı olan bir ifade vardı.

"Cevap verecek misiniz?" diye soludum sabırla. Yoongi emin olamayarak tek kaşını havaya kaldırdı. "Mavi saçlı olanı diyorsun değil mi?" onaylayarak kafamı aşağı yukarı salladım.

"O zaman hiçbir bok yapamayız," diye atladı Jimin. "Nedenmiş o? Kendisi benimle resmen alay etti."

"O adam üniversite sahibinin oğlu." diye açıkladı Namjoon. Şimdi anlaşılıyordu. Demek bu yüzden bu kadar rahat ve küstah bir şekilde hareket edebilmişti.

"Annesi bu üniversitenin sahibi ve babası da oldukça varlıklı bir iş adamı." diye devam ettirdi Yoongi. "Yani?" dedim tek kaşımı havaya kaldırarak. "Bunlar ona benimle alay etme hakkı mı veriyor?"

"Tabii ki hayır," dedi Jimin. "Sadece ona bulaşmak akıl işi değil. Ve bir de..."

"Bir de?"

"Yani seninle konuşması bile çok şaşırtıcı. Normalde kimseyle muhattap olmayan soğuk biridir Taehyung. Zengin ve yakışıklı olmasına rağmen kimseyle arkadaşlık etmez."

"Neresi yakışıklı be!" diye araya girdi Yoongi. Kesinlikle ona katılıyordum. Kafasını maviye boyayan ve deli deli hareketler yapan bir manyaktı o.

"Açıkçası gayet de yakışıklı," dedi Jimin bakışlarını yere çevirerek. Yoongi ona sert bir bakış yolladı. Jimin Taehyung'un yakışıklı olduğunu söyledikçe Yoongi sinirleniyordu sanki.

"Her neyse," dedi Namjoon derin bir nefes vererek. "Konumuz onun yakışıklı olup olmaması değil."

"Bencede!" dedi Yoongi Jimin'e imalı bir bakış yollayarak. "Evet, konunuz beni bir daha yalnız bırakmamanız. En azından okulu tanıyana kadar!" diye çıkıştım.

Jimin oturduğu yerden kalkıp elini omuzuma attı ve elini siyah saçlarıma geçirip karıştırdı. "Ne trip attın be! Tamam söz bırakmayız seni bir daha."

Ona yandan bir bakış attım ancak onlara kızamıyordum bile. Sevgim öfkeme çok daha ağır basıyordu.

Yoongi, Jimin'in karnına bir yumruk attı. Jimin inleyerek geriye çekildi. "Ne yapıyorsun be!" diye çıkıştı.

KILLER SEA | taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin