28.01.2014
Yaşam herkese güzel aileler bahşetmezdi. Her daim yanınızda olacak insanlar bazen sizin kabusunuz olabilirdi.
Yaşınız kaç olursa olsun, çocukluğunuzu aşamazsınız. Bugün ruhunuzu sızlatan her şey çocukluğunuzda yatıyordur.
Ve çocukluk bir hazinedir. Ona ne kadar değerin biçileceğini belirleyen ise ailedir. Bazı çocuklar öyle şanslılardır ki hazineleri aileleri tarafından altınla doldurulur.
Ancak bazı çocuklar vardır ki hiçbir zaman çocuk olamamışlardır. Onların hazineleri aileleri tarafından küllerle doldurulmuştur.
Küçük çocuğun en derin kesiği ailesiydi. Ne yara bandı ne de dikiş tutan bir yara. Aile öyle bir şeydir ki, ufak bir eksiklikte bile hayatınız aksardı.
Küçük çocuğun ailesinde eksik olmayan bir şey yoktu. Her şey eksikti.
Sevgiyi dışarıda arıyordu. Oysa onu doğuran kadın, öz annesi bile sevmemişti. Dışarıdaki sevginin ne anlamı vardı şimdi bu gece yarısında?
Ellerini bu küçücük yaşında kana bulamıştı, annesi belki onu biraz olsun sever diye.
Ama her şey hayal ettiğinden daha da berbat bir hal almıştı. Çünkü annesinin isteğini yerine getirememişti. Hiçbir zaman yeterli olamamıştı.
Cılız vücudunda ona bol gelen beyaz bir tişört giyiliydi. Altında siyah ve eskimiş bir şort vardı.
Yine o depodaydı. Yine zemin çok soğuktu ve iyi hissetmiyordu. Bu depoyla çok fazla anısı vardı ancak hiçbirini zihninde yaşatmak istemiyordu.
Çünkü anılar can yakardı, iyi de olsa kötü de olsa.
Minik ellerini kulaklarına bastırmış, sesleri duymamaya çalışıyordu. Keman sesleri çınlamaya devam ediyordu. Çırpınmaya devam ettikçe sesler inatla yükseliyordu.
"Anne, yapma." diye fısıldadı. Ama annesi yalvarmasından daha çok zevk alıyor, kemanı daha da hızlı çalıyordu. Tam dört saattir aralıksız bir şekilde çalıyordu ve tek nedeni oğluna, kendi öz oğluna acı çektirmekti.
Taehyung tam üç yaşından beri annesinin hoşuna gitmeyen bir şey yaptığı zaman buna maruz kalıyordu. Bayan Kim, oğlu onun isteklerini dilediği gibi yerine getirmediği için keman sesiyle işkence ediyordu.
Depo fazla soğuk ve pisti. Günlerce süren keman sesi işkencelerinden sonra Taehyung birkaç gün boyunca da bu depoda yapayalnız kalıyordu.
Henüz on bir yaşındaydı ve ilk cinayetini işlemişti bile. Üstelik öldürmemesi gereken birini öldürerek işlemişti. Kimse ölümü hak etmezdi ama Taehyung yaşamak istediği için katil olmak zorunda kalmıştı.
Çünkü annesi ona çok net bir şey söylemişti. "Eğer ellerini kana bulamazsan, bedenin kana bulanır. Üstelik cansız bir halde."
Her küçük çocuk gibi o da yaşamak istiyordu. Yaşama tutunmak, bir umut beslemek istiyordu. Annesi ondan utanıyordu çünkü fazla zayıftı. Annesine göre Bayan Kim'in oğlu güçlü olmak zorundaydı. Elini kana bulamaktan korkmamalıydı.
Bundan birkaç ay önce paraya ihtiyavı olan Bay Jeon isimli birisi ondan borç almıştı. Ancak borcu vaktinde ödeyememişti. Bu yüzden Bayan Kim borcun bedelinin bir canla ödenmesine karar vermişti.
Borcu ödeyecek olan can, Bay Jeon'un oğlu olan Jungkook olacaktı. Ve bu borcu kapatacak olanda Taehyung olacaktı. Bayan Kim, Taehyung'dan Jungkook'u öldürmesini istemişti ancak Taehyung Jungkook yerine ablasını öldürmüştü.
Ve şimdi yaptığı bu beceriksizlik yüzünden keman işkencesine maruz kalıyordu. Üstelik bu sefer ki diğerleri kadar hafif olmayacaktı çünkü bu hata affedilemezdi.
Taehyung durması için yalvardıkça kemanı daha da hızlı çaldı. Her çığlık attığında başından aşağı bir kova soğuk su döküldü. Bu yüzden sesini çıkaramaz hale geldi.
Döktüğü her bir gözyaşı için bedeni kırbaçlandı. Annesi onun her ne kadar güçsüz olduğunu düşünse de oğlunu kendi elleriyle iğrenç yöntemlerle güçlü biri haline getirmişti.
Bırakın on bir yaşındaki bir çocuğu, hiçbir yaş grubunun kaldıramayacağı şeyleri kendi oğluna yaşatmıştı. Bu yaşta kaldıramayacağı acılar onu güçlü kılmıştı.
Annesinin bile başını okşamadığı erkek çocukları zamanla hissizleşirdi. Ancak her zaman sevgiye aç bir şekilde yaşarlardı.
Bir anne kendi çocuğunu, canında bir parçayı sevmezse o can hayatı boyunca ne kadar sevilirse sevilsin hep eksik hissedecektir.
Çünkü ona kimsenin adayacağı sevgi bir annenin vereceği sevginin yerini tutamazdı.
Taehyung sadece annesinin sevgisizliğine değil, annesinin nefretine maruz kalmıştı.
Annesi belki onu sever diye bir kız çocuğunu boğarak öldürmüştü. Onu neden öldürdüğünü bile bilmiyordu aslında. Annesi öldür demişti ve o da öldürmüştü.
Aslında Taehyung denizleri çok severdi. Annesi ne zaman kalbini kırsa minik ayaklarıyla koşturarak sahile iner, saatlerce denizi seyrederdi. Denizin sesi ona huzur verirdi.
Ama birkaç saat önce o çok sevdiği denizde bir kız çocuğunu öldürdü. Ellerini kana buladı.
28 Ocak 2014. Bir kız çocuğunun ölümü.
28 Ocak 2014. Bir erkek çocuğunun gerçekten yaşadığını hissettiği son gün.
Taehyung bugünden sonra bir daha hiç yaşamadı. Hiç nefes alamadı. Çünkü hayat bugün bitti. Ona gelip de gelecekte ne yapmak istediğini sorsalar bu soruya bir cevap veremezdi çünkü bir geleceği olacağına olan inancını bugün tamamen yitirdi.
Bugünden sonra denizlerden nefret etti. Kendisini senelerce avuttu. Katilin o değil, denizler olduğuna inandı. Kendini bu aptal yalana inandırdı.
On dört yaşına geldiğinde denizleri hiç affetmemek ve unutmamak için saçlarını maviye boyadı. Geriye kalan hayatını bir alkolik olarak geçirdi çünkü alkolün kafasındaki sesleri susturacağına inandı.
Yaş yirmi bir ve hâlâ denizlerin en büyük katiller olduğuna inanıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILLER SEA | taekook ✔️
Teen Fiction"Katilsin! Ellerin kanlı senin!" "Çocuktum." "Çocuklar cinayet işlemezler." "Denizler en büyük katillerdir Jungkook, bunu hiç unutma." "Denizin ta kendisi sensin Taehyung."