Ölü Gelini izledim. Sanırım bayıldım jsjs
...
Elimde ki dosyalarla işim bitince çekmeceyi açıp içine yerleştirdim. Duruşmaya çok az kalmıştı. Eğer dava düşerse Barçın 26 yıl hapis yatardı. Bunun olmasını elbette istemezdim. Biz daha evlenecektik.
Yani en azından bence öyleydi.
Bozulan topuzumu yapmak için saçlarımı açtım. Ve bir daha üstten dağınık bir topuz yaptım. Beyaz kupayı dudaklarıma götürdüğümde bitmiş olduğunu gördüm. Mecbur bir daha kalkıp kahve dolduracaktım. Ayağa kalkıp doldurmak için mutfağa ilerledim. Saat gece yarısı olduğu için herkes uyuyordu. Sıcak suyun kaynamasını beklerken. Telefonumla uğraşıyorumdum.
"Bu insanlar da iyice sapıttı ya."diye söylene söylene. Nes Cafeyi kupama döküp sıcak suyu üstüne döktüm. Yanımda duran telefonuma gelen bildirimle duraksadım.
Barçın: Aşağı gelme lütufunda bulunur musunuz Ada hanım?
Ada: Aşağıya mı?
Barçın: Evet.
Ada: Tamam geliyorum.
Kalbim kıpır kıpır olmuştu. Pijamanın üstüne hırkamı geçirerek aşağı indim. Hava orta dereceydi. Kışa az bir vakit kalmıştı. Etrafıma bakındım Barçını görmek için ama göremeyince mesaj atmaya kararkıldım.
Ada: Neredesin?
Barçın: Bir kaç dakika daha bekler misin?
Ada: Tamam. Ben neden aşağıya indim ki?
Barçın: Sana süpriz yapacağım.
Ada:Sen. Kafana taşmı düştü ne.
Barçın: Hayır. Gözüm gönlüm açıldı.
Ada: Diyorum olm aşıksın bana.
Barçın: Sende öyle.
Ada: Yoo.
"Ondan mı gözlerinin içi gülüyor."diyen ses Barçına aitti. Tepemde dikilmiş derin derin gözlerime bakıyordu.
Nasıl duymamıştım.
"Neyse hadi göster."dedim. Büyük eli benim elimi tuttu. Şaşkın şaşkın ona bakıyordum fakat Barçın normalmiş gibi davranıyordu. Cadde de bizi bekleyen taksiye bindik. Barçın bir adresi söyleyip öne değilde benim yanıma oturdu. Gece yarısı taksiyi nereden bulmuştu kim bilir.
"Nereye gidiyoruz ki."diye sorumu yeniledim.
" Sabret."
"Nasıl sabredeyim."dedim sitemle. Bir kaç dakika kimseden çıt çıkmadı. Şehirden biraz uzaklaşmıştık. Etrafta çiçekler böcekler vardı. Bir az daha ilerleyince ahırlar görüldü. Araba kırmızı bir binanın önünde durunca Barçın ücreti ödedi. Araba taşlı yolda ilerlemeye başlamıştı bile.
"Hadi."dedi Barçın, peşine takılıp kırmızı binanın yanında ki ahıra ilerledik. Meraktan çatlıyordum.
Barçın kapıyı ittirip açtı. İçeriye girdiğimde hayran kalmıştım. Biri bembeyaz birde siyahlar içinde iki tane at vardı. Barçın elimi tutup beni siyah atın yanına götürdü. At onu görünce hareketlenmeye başlamıştı.
Barçın ellerini atın yelesinde gezdirdi.
"Kara ve Küheylan babam ve annemden bana kalan tek şey. Babam anneme ben doğdumda anneme Küheylanı hediye etmiş. Onlar ölünce onlar bana kaldı."dedi hüzünle. At Barçına sokulup kendini ona sevdiriyordu.Adı Küheylan olan beyaz at Barçını es geçerek benim yanıma geldi. Başını önümde eğince gülerek yelesini okşadım.
Barçın yalan bir kızgınlıkla "Nasıl da sattı beni."dedi.
Küheylanınım eşsiz yelesini okşarken " Bunlar çok güzel Barçın"dedim. Hayran kalmıştım.
"Yarış yapalım mı?"dedi. Dünden razı olduğum için kabul ettim. Ata binmeyi biliyordum.
Barçın atları hazırlayacağını söyleyince biraz etrafı inceledim. Buraya yaşlı bit çift bakıyormuş. Barçının ortadan kaybolduğunda nereye geldiği belli oluyordu. Az sonra Baçın Atlarla gelince Küheylan 'a ben bindim. Barçın ise karaya bindi.
"Hazır mısın?"dedi.
"Kimin yeneceği belli. Sonra ağlama Barçın bey."dedim.
"Göreceğiz. Üç deyince başlıyoruz."dedi. Ardından "Üç!"diye bağırdı. Küheylanla ben çok iyi ikili olmuştuk. Küheylan bana göre hareket ettiği için Barçın ve karadan öndeydik.
Bir dakikalığına arkamı dönüp dil uzattım. Fakat yanımdan rüzgar esince şoka girmiştim. Karayla Barçın önde dört nala ilerliyordu.Varış yerine ulaştıkların da Barçın pişkin pişkin sırıtarak "N'oldu?Betin benzin attı."dedi. Küheylandan inip Barçına ters ters baktım.
"İlk ben öndeydim bir kere."dedim.
"Ah tabii sen bilmiyorsun.Karayla benim huyumdur bayanlara yol veririz."dedi.
"Huyun kurusun."dedim. Moralim bozulmuştu.
"Ama kabul etmeliyim. Çok iyiydiniz."
"Biliyorum. Küheylanla birbirimizi çok sevdik."
"İyi bunu duyduğuma sevindim."dedi sonra devam etti.
"Eğer sende kabul edersen Ada. Küheylanı sana hediye etmek istiyorum."dedi."Bana mı?"dedim.
"Evet sana.. Annemin vasiyeti gibi bir şey ben ölürsem senin için değerli olan birine Küheylan'ı hediye et,demişti bana"dedi.
"Ben kabul edemem Barçın."Dedim. Barçın yanıma gelip ellerimden tutarak "Lütfen Ada.."dedi. Sanırım mutluluktan ağlayacaktım. Barçın kelimelerle değil hareketleriyle , bakışlarıyla, aşkını itiraf etmişti.
"Peki.. Bu çok değerli bir hediye."dedim. Küheylanın yelesini sevmeye başladım.
"Benim için yaptıklarını ölen ailemden başka kimse yapmazdı. Ve ben sanırım ailemi buldum."dedi, göğüskafesim sıkışıyordu.
...
Boşken bol bol bölüm atayım ki. Dolu olunca hiç atamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bela Paratoneri /TEXTİNG ✔️[Bitti]
General FictionAda:Bir günü daha senli bitirdim ya. Ada:Ölsem bile gam yemem. Barçın:Bıkmadın mı mesaj atmaktan? ... Kafa dağıtmak için yazılmıştır.