Nasılsınız? Ne yapıyorsunuz?
Bende iyi. Suyun hayatımı sorgulayabileceğim kadar ısınmasını bekliyorum jsjsj
...
Valizime son kıyafetlerimi de koyduktan sonra kapatıp girişe ilerledim. Annem ve babam tebessümle bana bakıyor abimin yüzünde güller açıyordu.
"Sonun da senden kurtuluyorum."dedi eliyle saçlarımı dağıtırken. Koluna bir şaplak indirdim ve annem ve babama sarılıp bol bol öptüm.
"Kızım bu ne işi bir anda?"dedi babam hiç hoşnut değilken. Bir anda değil babam ben bunu bir bir haftadır planlıyorum. Ama onların bilmesine gerek yoktu.
"Baba ya orada işim var. Bir anda değil."dedim annem yine duygulanmıştı.
"Anne ben askere giderken böyle ağlamadın."dedi abim. Aslında annem biz evden ne zaman uzaklaşsak deli gibi ağlardı ama bunu abimin bilmesine gerek yoktu.
"Kızım içimde kötü bir his var. Konuş gitme."dedi annem. Ona sıkıca sarıldım, ayrılırken "Anne böyle yapma, lütfen"dedim. Spor ayakkabılarımı giydim ve kapının öteki tarafına geçtim.
"Canım kardeşim."dedi abim. Güldüm ve abim sarılmasını düşünerek kapıya yaklaştım.
"Mümkünse orada ev tut."dedi gülerek. Bu sefer yumruğumu sert umduğumu bir şekilde vurdum. Babam abime sinirle bağırınca susmak zorunda kaldı. Ve asansör gelince aşağı inip Baçını bekledim. Aslında abimden kurtulacağıma asıl sevinen bendim çünkü evde beni deli ediyordu. Bir keresine hatırlıyordum da koridor da yürürken sert topu kafama şut çekmişti. Sonra ayaklarımdan tutup şakasız beni balkondan sarkıtmıştı o zaman ortaokuldaydım ve evimiz birinci kattaydı ama tam bir adiydi.
Duyduğum korna sesiyle arkamı döndüm Barçın arabanın camını açmış bekliyordu. Arabadan indi ve elimde ki valizi alıp bagaja koydu. O, koyarken bende arabaya bindim. Oda gelip binince arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. 4 saatlik bir yolumuz vardı.
" Ben bir ev tuttum. Orada kalırız. Benim orada bir arkadaşımın boş da duran evi."dedim . Bu arkadaş Nisan oluyordu. Geleceğimi duyunca seve seve kabul etmişti. Barçın detayından haberi yoktu.
"Sana düşen görev ise. Oraya bizi sokmanın bir yolunu bulmak."dedim. Bir haftadır her şeyi planlamıştım.
"Tabi Avukat Hanım ne isterseniz."dedi Barçın. Bir kaç dakika sonra canım sıkıldığı için gözlerimi kapattım. Açtığımda etraf karamıştı. Barçın' a döndüğümde halinden memnundu. Etrafıma baktığımda bir mola yerine girdiğimizi gördüm hafif açık olan gözlerimi tekrar kapattım.Araba'nın durduğunu hissettim içeriye bir soğukluk girdi. Benim kapım açılınca Barçın eğildi.
"Ada hadi güzelim geldik."dedi Barçın yumuşak bir sesle. Bana gerçekten güzelim demesi beni afallatmıştı. Gözlerimi açınca çok yakınımda olan gözleriyle karşılaştım. Barçın geri çekildi ve kendi üstünde ki hırkayı çıkarıp uyku mahmuru olan bana giydirdi.
"Terlemişsin. Gel yemek yiyelim."dedi. Başımla onayladım ve restorana ilerledik.İçeriye girip rastgele bir yere oturdum. Barçının sipariş ettiği yemekler gelince çatalımı elime aldım ve bir kaç parçayı ağzıma attım.
"Kaç saatlik yolumuz var?"dedim kaldırılacak gibi değildi.
"Bir saat kaldı."dedi.
*
Eve sonunda gelmiştik ve yerleşmiştik. O bir saatlik yolda kendimi kusmamak için baya bir tutmak zorunda kalmıştım. İki oda bir salon vardı. Ben en büyüğüne yerleşip Barçını en küçüğüne atmıştı çünkü eşyalarım anca sığardı. Daha bir gün kalmıştık dün gece yarısı gelmiştik Barçın aracı sürdüğü için hala daha uyuyordu. Bende makarna yapıyor aynı anda Beste ve Nisanla yazışıyordum.
Boş İşler Müdürlüğü
Nisan: Sonun da geldin Ada'm.
Beste: Kıskanıyorum.
Nisan: Sende atla gel hım olmaz mı?
Beste: Yok lan şaka yapıyorum ama çok eğlenmeyin jsjsj
Ada: Merak etme. Valla benim eğlenceye vaktim yok Nisan.
Nisan: Akşamları yaparız ben oraya gelirim.
Ada: Yok gelme sakın!
Nisan: Niye be?
Ada: Ev hiç müsait değil.
Nisan: Lan yoksa eve erkek mi attın?
Ada: Yok saçmalama Barçın var.
Beste: Barçın erkek değil mi aptal?
Nisan: Ne!
Ada: Sonra anlatırım.
Yazıp kapattım Nisan beni öldürecekti çünkü kendisinin iki tane kıskanç abisi vardı. Ve oda bunu gerginliği yüzünden beni boğabilirdi. Sofrayı hazırlamayı bitirdikten sonra Barçını çağırmak için odasına karşı ilerledim. Kapının kulpunu tutmuştum ki Barçın açtı. Ama üstü olmadan.
"Ne yapıyorsun ya üstünü giy."dedim bir hışımla arkamı dönerek. Barçının sessiz gülüşü doldurdu kulaklarımı.
"Banyoya gidiyorum."dedi.
Dediğimi zerre umursamadan ilerlerken. Ayağımda ki terlikleri çıkarıp kafasına fırlattım. Acıyla inledi fakat bu sefer ben umursamazca yanından geçip sofraya ilerlerken ilave de ettim "Yemek ye sonra."dedim sinirle omuz silkti ve içeriye gitti.
Üstünde yeşil bir kazakla geri döndü karşıma oturdu ve kaşığını yemeğe daldırdı.
"Bu gün akşama zırha gitmemiz gerek."dedi.
"Tamam."dedim. Zaten bunun için burdaydık.
Barçının huzursuzca yerinden kıprıdandı ve bana döndü "Ada, orda fahişe gibi dolaşmayı göze alıyor musun? Yapma, lütfen."dedi. Gözlerimi onun gözlerine çevirdim.
"Bir şey olmaz, sen beni korursun."dedim geçiştirerek. Onun ölmemesi benim için daha mühimdi.
"Ondan hiç şüphen olmasın."dedi konuyu kapatarak. O akşam orada neler olurdu bilemezdim ama Barçın bilmese bile işimizi sadece tek bir gece de halledecktik. İkinci kere oraya adım atmamıza izin vermeyecektim.
Ve saat sabahın altısında oradan ayrılacaktık. Barçın bilmese bile hiç bir zaman gerçek plandan haberi olmayacaktı. O gece orayı polisler basacak ve kana aç insan olması gerektiği yere götürecekti.
Ve Barçını asıl o zaman savunacaktım.
...
Bu sefer ki bölüm uzundu susun şimdi.
Heyecanlandım şimdi.
Berk Coşkun- Mevzu Derin.
Tavsiyemdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bela Paratoneri /TEXTİNG ✔️[Bitti]
General FictionAda:Bir günü daha senli bitirdim ya. Ada:Ölsem bile gam yemem. Barçın:Bıkmadın mı mesaj atmaktan? ... Kafa dağıtmak için yazılmıştır.