Merhabalar, bölüme başlamadan birkaç birşey söylemek istiyorum. Bu kurguda ki olan olaylar, kişiler gerçek hayatta ki hiç bir kişiyle bağlantılı değildir. Benzerlik varsa'da şans eseridir. Birde, lütfen bunun normal sıradan bir kurgu olduğunu unutmayın. Evet asker kurgu ama bu kurgunun gelişmesi akıcı olması için birşeyler eklenmelidir.
Biraz fazla uzattım. Kadınlar gününüz kutlu olsunn!! Diyip bölüme geçiyoruzzz!!!
♪~🤍🫀~♪
“Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?”
-William Shakespeare
♪~🤍🫀~♪
"Gelmicem!" Dedi bir kez daha küçük İlay.
Fatih ve Tane yine göreve gitmişti ve İlay'a yengesi Meltem bakıyordu.
Fatih ve Tane gideli on gün olmuştu ama gelmemişlerdi. Fatih İlay'a söz vermişti 'on gün sonra gelicez' diye. Tabi bu sözü İlay zorla'da verdirmiş olabilirdi. Sayı saymayı öğrenmişti İlay ve bu gün tam on gün olmuştu.
Henüz dört yaşındaydı ama bu Anne ve Babasının göreve gidip, gelmelerini sayarken, sayı saymayı ve toplamayı öğrenmişti.
Meltem derin bir nefes aldı. Sabahtan beri bu gün gelicekler diye kapının önünden ayrılmamıştı bile. Yapışmıştı nerdeyse, ne dediyse olmamıştı.
"İlay'ım yapma böyle. Gel hadi oyun oynayalım."
İlay dudaklarını büküp kafasını iki yana salladı. İnat bir çocuktu. Keçi inadı vardı. Birşeyi kafasına koyduysa, inat ettiyse vaz geçiremezdin onu ondan.
Ve maalesef ki yine inadı tutmuştu.
İlay kapıya yapışmış gitmicem diye inat ederken içeri şuan İlay'ı daha çok inada bindircek kişi girdi. Kuzeni: Kürşat.
"Bücür sen hâlâ kapıda mısın?" Diye yüzünü buruşturarak geldi Kürşat.
"Ben bücür değilim!" Diye isyan etti İlay her zaman ki gibi. Bu bağrış'a hem meltem'in hemde kürşatın yüzü buruşmuştu.
Kürşat İlay'dan dört yaş büyüktü ve pek iyi anlaştıkları söylenemezdi. Ne zaman İlay gelse, görev çıksa ve İlay orda kalsa sorunsuz geçmezsi bir gün bile.
"Oğlum sende bir dur! Kızdırma daha çok!" Dedi Meltem. Meltem bir kaç saniye İlayı bırakıp Oğlu ile uğraşmaya başladı ki İlay birşey fark etti. Kapının hemen arkasında bir boru.
Küçük ve sesiz adımlar ile boruya ilerledi ve geldiği an boruya yapıştı. Kollarını etrafından dolayıp tuttabildiği kadar sıkı tuttu.
Çünkü bir yere tutunmasa yengesi birazdan onu kollarından zorla tuttup kaldıracaktı.
Meltem'in İlay'ı fark etmesi çok uzun sürmedi. Fark edince hemen kızın yanına gitti. "İlay! Sıkışcaksın çık ordan."
İlay'ın sıkışabilceği hiç aklına gelmemişti. Çıkmayı denedi ama olmadı, sıkışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Yapraklı Yonca
Romance"Hayatta hiç ummadığın bir anda mucizeler gerçekleşir. Ben yıllar önce kaybettiğim mucize'yi yıllar sonra yeniden bulmuştum. Bu defa asla kaybetmemek üzere..." ♪~🤍🫀~♪