Dinçer'den
"Yaramaz bebek seni, demek babadan kaçmaya çalışırsın, ha? Ceza vermeliyim sanırım sana. Bir sürü öpeceğim!"
Ben yatakta sırt üstü yatarken Arin de yanımda yatıyordu. Gökay duş almak için bizi yalnız bırakıp gitmişti ve çok güzel bir şeyi kaçırmıştı.
Arin ilk defa kendi başına karnının üzerine dönmüştü.
"Bu aramızda sır tamam mı, yavrum? Babanın üzülmemesi için bir daha yaptığında ilk defa görüyormuşum gibi davranacağım."
Arin emziğini emerken elindeki Teddyi bana uzatmıştı. Ne dediğim hakkında en ufak bir fikri yoktu güzel bebeğimin.
"Teddy çok şirin, aşkım. Aynı senin gibi."
Tam gülecekken öksürmeye başlaması ile hızla yattığım yerden doğrulmuştum. Onu omzuma yatırarak elim ile sırtına çok sert olmayacak bir şekilde vurmuştum.
"Helal oğlum helal. Tükürüğün boğazına mı kaçtı?"
Öksürmesi bittiğinde bu sefer de ağlamaya başlamıştı. Korkmuştu muhtemelen.
"Şşt korkma şeker bebeğim. Baba kurtardı seni!"
Odanın kapısı açıldığında içeriye üzerindeki koyu gri bornozu ile Gökay gelmişti.
"Dinçer, Arin neden öksürüyordu?"
"Tam gülecekken, tükürüğü boğazına kaçtı. Bir şeyi yok oğlumun, babası kurtardı onu, değil mi Arin'im?"
Arini yatağa sırt üstü bırakmam ile gözlerindeki yaşlardan dolayı parlayan boncuk gözlerini Gökayın üzerine dikti. Dudağını büzmüş bir şekilde eşimi izliyordu şimdi.
"Büzme o dudaklarını, bebişim. Baba üzerini giysin, gelecek yanına."
Gökay dolaba doğru ilerlerken ben Arinin gözlerinin önünde Teddyi sallıyordum. Gökay bize doğru bakınca Arin'in odağının Teddy de olduğunu görünce bornozunun iplerini çözerek üzerine hızlı bir şekilde baksırını geçirdi.
Onu süzerken bir ıslık çalmıştım. Arkasını dönerek bana kötü kötü baktığındaysa sırıtmakla yetinmiştim.
"Güzelim, seninle konuşmam gereken bir şey var."
"Kötü bir şey mi?"
"Değil. Artık taşınmamız gerektiğini düşündüm, sen zaten uzun zamandır istiyorsun. Çok güzel bir müstakil ev buldum ama eğer villa tarzı istiyorum ders-"
"Hayır, biliyorsun ev gibi hissettirmiyorlar bana, aşkım. Eve bakmaya gidebilir miyiz?"
"Gideriz haftaya, senin beğeneceğine eminim. Bu ilk konuydu, bir konu daha var."
Gökay giyinmeyi bitirmiş, yatağın ucuna Arini kucağına alarak oturmuştu şimdi.
"Evde bebeğimiz ile ilgilendiğin için çoğu zaman yemek yemiyorsun, farkındayım. Yardımcı tutmamızı ister misin, yeni evimizde?"
"Olabilir, ama sabahtan akşama kadar evimizde olmasın. Sabah gelip işleri hallettikten sonra gitse olur mu, hayatım?"
"Sen nasıl istersen, güzellik."
Yanağından makas almam ile gülümseyerek avuç içimi öptü. Dudağına hızlı bir öpücük kondurmam ile bizim sensörlü bebeğimiz ötmeye başlamıştı...
-♡-
Yazarın kafası karıştığı için Gökay'dan devam etmiş, üzgünüm.
Evde biraz zaman geçirdikten sonra Timur'a gitmek için hazırlanmıştık. Arine çok tatlı sarı bir tulum giydirmiştim."Babamız, biz hazırız!"
Kucağımda Arin ile Dinçerin yanına oturdum. Dinçer uzanarak Arini kucağına aldı ve sert bir şekilde yüzünün her tarafından öpmeye başladı.
"Çok tatlı olmuşsun, bebeğim!"
Arin emziğini daha hızlı emmeye başlayarak babasının dediklerine kendince tepki vermişti.
Dinçer Arini yere yatırınca ona anlamayan gözler ile bakmıştım. O ise "hadi aslanım." demişti, Arine.
Tam ne yaptıklarını soracakken Arinin karnının üstüne dönmesi ile gözlerim şaşkınlıkla kocaman açıldı.
"Dinçer, döndü!"
"Sen duştayken de dönmüştü, aslında üzülme diye söylemeyecektim ama dayanamadım."
Arini kucağıma alarak etrafımda döndüm ve alnından öptüm.
"Aferin sana, bebeğim! Benim bebişim büyüyor mu?"
Arin benim öpücüklerimden sıkılmış olacak ki yanağıma vurarak mızırdanmaya başlamıştı.
Dinçer onun imdadına yetişerek onu kucağına aldı ve bana döndü.
"Hazır mısın?"
"Hazırım, çıkalım."
Dinçer bebeğimizi kucağında tutarken ayaklandı ve kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açıp çıkması ile etrafıma bakınmıştım. Akıllı kocam araba anahtarını unutmuştu.
Elime anahtarı alarak peşlerinden gitmiştim. Arabayı açmam ile Dinçer oğlumuzu bebek koltuğuna oturttu ve kemerlerini taktı.
"Dinçer, ben arkaya geçeyim en iyisi. Uykudan uyandığı için huysuzlanabilir, yol da biraz uzun."
"Nasıl istersen, güzelim."
Herkes yerlerini aldıktan sonra Dinçer arabayı çalıştırmıştı. Anında arabayı 'kırmızı balık' şarkısının sesi doldurmuştu. Arin şarkıyı duyduğu an gözlerini büyüterek bacaklarını sallamaya başladı ve elinde tuttuğu Teddyi dans ettirmeye başladı.
"Bebişim, Teddy çok mu seviyor dans etmeyi?"
Sorduğum soru bana boncuk gözleri ile baktığı için cevapsız kalmıştı. Gülümseyerek elimi saçlarına daldırdım ve karıştırarak öptüm.
"Dinçer biliyor musun, ben bu bebeği ve seni çok seviyorum."
"Bebeğim, babanın sevgisi kabarmış. Dikkat et seni yemesin."
"Sen oğlumu sert sert öperken oluyor ama!"
Sitem etmem ile dikiz aynasından bana sırıtarak bakan eşim ile göz göze gelmiştim. Tam gözlerimi ondan çekecekkken bana öpücük atması ile kocaman gülümsedim ve öne doğru kayarak yanağına dudaklarımı bastırdım.
"İyi ki varsın."
-
-
-
-
-
-
-
Gökay da çok seviyor..
Bi gidemedik şu Timurun evine ayb oluyor artık adama.
![](https://img.wattpad.com/cover/358291170-288-k158231.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEDDY BEAR
General Fiction{TAMAMLANDI} ❁ Eşcinselliğin ve Ageplay'in normal karşılandığı bir evrende. ❁ Ageplay kitabıdır. ❁ BxBxb içerir. ❁ Babalar ve bebek arasında aşk yoktur! ❁ Cinsellik bulunmamaktadır. ❁ Homofobikler uzak dursun!