27.

1.3K 138 63
                                    

Gökay'dan

Bugün Arin'in ateşlenmesi ile uyanmıştık. Sabah erkenden ağlayarak uykusundan uyanmıştı ve Dinçer'in çıplak göğsünde ağlayarak tekrardan huzursuz bir uykuya dalmıştı.

Ateş düşürücü ilaç vermiştim ve alnına soğuk bir bez parçası yerleştirmiştim. Dinçer ise hiç uyumadan onun sırtını sıvazlamış ve saçlarını okşamıştı.

Şimdi ise saat 11 civarıydı ve biz hala yatağımızda yatıyorduk.

"Dün su ile oynadı ya, ondan olmuştur."

"Kıyamam, bebişime. Siz kalkmayın o zaman, ben kahvaltımızı buraya getireceğim."

"Hiç uğraşma, güzelim. Bir çorba yap hepimiz içelim."

Üzerime günlük kıyafetlerimi geçirdikten sonra kafamı olumlu anlamda salladım ve oda'dan çıktım.

Mutfağa indiğimde büyük bir tencere çıkardım ve şehriye çorbası yapmaya karar verdim. Limon sıkarak içirebilirdik Arin'e.

Gerekli olan malzemeleri çıkardım ve şehriyeleri tencere biraz yağ ile döktüm. Ardından salça, nane, tavuk bulyonu, tuz ve su ekledim.

Çorba kendi kendine pişerken ekmeklikten dört dilim ekmek çıkardım. Onları iki bardak ile bir tepsiye koydum ve bebeğimin biberonunu çıkardım dolaptan.

Çorbayı bir karıştırdıktan sonra oğlum için portakal sıkmaya başlamıştım.

Sıkmış olduğum portakal suyunu ucu büyük olan bir biberona doldurdum. Portakal parçaları diğer biberonunun ucunu tıkıyordu.

Ayıcıklı biberonunu da tepsiye koydum ve bir limonu ortadan ikiye keserek küçük bir kasenin içinde tepsiye koydum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayıcıklı biberonunu da tepsiye koydum ve bir limonu ortadan ikiye keserek küçük bir kasenin içinde tepsiye koydum.

Son olarak pişen çorbamızı iki çorba tabağına ve bir kaseye koydum ve tepsiyi alarak yatak odamıza geri döndüm.

Oda'ya girdiğimde Arin'in yine hafif ağladığını duydum. Dinçer onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Şşt şeker bebeğim, bak baba bize çorba getirmiş. Onu içelim sonra ilacımızı içeriz."

Tepsiyi komodinin üzerine bıraktım ve küçük kasenin içindeki çorbaya limon sıktım. Doyurucu olması için bir dilim ekmeği ufalayarak içine attım.

Kaseyi elime alarak yatağa oturdum. Dinçer oğlumuzu bana dönük olacak şekilde oturttmuştu.

"Hadi bakalım aaa yap bebişim."

"Baba, ıhıh."

Kafasını yana çevirerek beni reddedince çaresizce eşime baktım. Onun ise aklına bir şey gelmiş gibi onun tarafındaki komodinden bir şey çıkardı ve eline yatağın içinde yuvarlanmış olan Teddyi aldı.

Ne yapacağını oğlum ile anlamıştık. Biraz bekldikten sonra Dinçer konuşmaya başlamıştı.

"Öhö öhö Arin bende hasta olmuşum, bak benim de çorbam var."

TEDDY BEARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin