Dinçer'den
Çıktığım binadan arkamı dönmeden hızlı adımlarla arabama doğru yürüdüm. Başıma gelen şeyler yetmiyormuş gibi bi bu eksikti.
Arka koltuktaki ageplay bebeğine bakmadan arabayı çalıştırdım. Biraz sakinleşmem gerekiyordu. Bu bebeği işe giderken bir adamın yanında görmüştüm. Şimdi tam eve varmıştım ki o adamla bebeği tekrardan görmüştüm.
Ama bu sefer bebeğin kaşı ve burnu kanıyordu. Adam ise hiç bir şey olmamış gibi çocuğun yanında oturuyordu.
O an neden bilmiyorum ama içimden bir ses arabadan inip o adamın yakasına yapışmam gerektiğini söylemişti.
Öyle de yapmıştım, çocuk ise korkup ağlamaya başlamıştı. Şimdi arka koltukta ben arabayı hastaneye sürerken uyuyordu.
İlerde gözüken hastane parkına girdim ve arabayı durdurarak bize doğru gelen iki hemşire baktım. Arka koltuktaki çocuğu göstermem ile onu sedyeye yatırarak içeriye gittiler.
Yolda geleceğimi arayıp haber ettiğim için tekrardan arabama bindim ve evin yolunu tuttum.
-♡-
Gökayın önceden hazırlayıp dondurduğu lahmacunları fırına vermiştim. İş yerinde zor bir gün geçirmiştim ve tek istediğim şey sevgilimin sesini duymaktı.
Ellerimi fırında asılı duran mutfak havlusuna sildim ve eşofmanımın cebinden telefonumu çıkardım. Tam Gökayın numarasına basacakken o beni aramıştı. Onu bekletmeden açtım telefonu.
"Güzelim? Bende tam seni arıyordum."
"Dinçer, özledim seni. Nasılsın?"
"Burda olsaydın iyi olurdum, çok tuhaf bir gün geçirdim."
Bugün iş yerinde olanları anlatırken bakışlarım fırına kaymıştı. Bu kadarının yeterli olduğunu düşünüp fırını kapattım ve kapağını açtım.
"İşte dönüşte çocuğu öyle görünce hastaneye götürdüm. Şimdi evdeyim."
"Çocuk nerde, hayatım?"
Duraksamıştım. Nerde olacaktı ki?
"Hastanede."
"Dinçer sen iyi misin? Yarın hastaneye çocuğu görmeye gidiyorsun! Hediye de götür yanında."
Normalde ona karşı çıkardım ama Gökay bu ageplay konusunda çok hassastı. Onu üzmemek için onayladım.
"Tamam, güzelim. Gideceğim söz."
Gökay'dan burun çekme sesi duyulmuştu. Elimle alnımı ovdum. Aferin sana Dinçer!
"Gökay'ım ağlama lütfen. Düzeliyorduk biz hani."
"Ağla-öhm ağlamıyorum. Yarın konuşuruz, çocuğa iyi davran."
Telefonun yüzüme kapanması ile derin bir nefes almıştım. Ağlatmıştım onu.
Biz beş sene önce Gökay ile ageplay ilişkisindeydik. Ailesi Gökayı onun rızasının dışında hastaneye vermişti ve ben o zamanlar oranın müdürüydüm.
Gökayın bunu istemediğini ise ilaç tedavisine başladığımızda öğrenmiştik. Onu bir aileye vermek istememiştim o zamanlar, ona kötü davranılmasını istemiyordum. İlaçların etkisi geçtikten sonra ise ona evimde kalmayı teklif etmiştim. İsteseydi gidebilirdi ama o yanımda kalmayı seçmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEDDY BEAR
General Fiction{TAMAMLANDI} ❁ Eşcinselliğin ve Ageplay'in normal karşılandığı bir evrende. ❁ Ageplay kitabıdır. ❁ BxBxb içerir. ❁ Babalar ve bebek arasında aşk yoktur! ❁ Cinsellik bulunmamaktadır. ❁ Homofobikler uzak dursun!