7.Bölüm

795 46 20
                                    

Bir cuma akşamından iyi okumalar diliyorum efenim <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir cuma akşamından iyi okumalar diliyorum efenim <3

•••

7.Bölüm

Toka bir kez daha ellerimden fırladığında dönüp alma gereği duymayarak yoluma devam ettim. Avcumun içindeki saçlarımı açarak omuzlarıma dökülmesine izin verdim. Yeterdi artık. Pes ediyordum. Yimri dakikalık yol boyunca gözlerim yarı açık yarı kapalı bir şekilde saçımı toplamaya çalışmıştım. Sonuç, takip edilerek bulunma riskimi göze alıp yolda bıraktığım üç toka ve artık tutmayan bir çift koldan ibaretti.

İçine ne bulduysam attığımı fark ettiğim hırkamın cebinden anahtarı bulmaya çalıştım. Demir topluluğu elime çarptığında tutup çektim, gözlerimi hafifçe aralayıp bana selam veren dükkanlarını açan esnafa rastgele el salladım. Bunu yaparken halkını selamlayan sarhoş bir kral gibi durduğumdan birhaberdim. Gerçi haberim olsa da çok umursamazdım muhtemelen. Konuşacak takaatim yoktu, her an yolun ortasına uzanıp uyumaya devam edebilirdim.

Allah aşkına, saat altı bile değildi.

Kargalar malum işi yapmamışken yollara revan olmuştum!

Derin bir iç çekerek gözlerimi on adım sonra tekrar araladığımda dükkana neredeyse gelmiş olduğumu fark ettim. Kepenkleri açılmıştı. Bu detaya asla takılmazken bakışlarım karşı cafenin önünde sigara içen adamla kesişti. İnce uzun kemikli parmakları arasında duran sigaradan süzülen duman yüzünün etrafına yayılıyordu. Kısa saçları her zamanki gibi dağınıktı biraz ama yüzüne yakışıyordu bu. Üzerinde yeşil bir gömlek ve siyah bir pantolon vardı. Gömleğinin kollarını dirseğinin altına kadar kıvırmış, üstten bir kaç düğmesini açık bırakmıştı. O açıklıktan künyesi görünüyordu yine.

Gülümsedim çapkınlıkla. "Merhaba yakışıklı." Dedim elimi kaldırarak selam verirken. Duman dudaklarının arasından çıkarak yükselirken güldü hafifçe, gamzeleri yerini aldı, uyandığımı hissettim biraz olsun.

"Sen kim sabahın köründe işe gelmek kim?" Dedi Alpaslan abi halimle eğleniyormuş gibi bir sesle.

Haklıydı. Ben, evdeki dört çalar saati kendim kurduğum halde sabah çaldığı için camdan bahçeye fırlatmış bir insandım. Babama eve bir daha çalar saat girmeyecek diye kural koydurtmuştum. Bunlarla kalmamış yan komşumuz Nuri amcanın her sabah altı kırkta öten horozunu meyve bıçağı ile kovalamıştım. Küçücük hayvana travma bıraktığım için sonradan pişman olmuştum tabii ama en azından artık saat 12 de ötüyordu. Sonrasında çok iyi anlaştığımızdan adını Necati koymuş, iş birliği yaparak iki kez Chucky'yi peşletmiştim.

Asla utanmayarak dil çıkardım ona. "Yakışıklı değilsin, geri aldım lafımı." Dedim gözlerimi kısarak. Gülüşü büyüdü, sigarayı küllüğe bastırıp ayağa kalkarken sonunda kapıya ulaşmıştım. Omzumu kapıya yasladım ve anahtarın ucuyla deliği aramaya başladım.

ZAMBAK MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin