6.Bölüm

857 45 22
                                    

İyi okumalar diliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi okumalar diliyorum...

•••

6.Bölüm

Eflin Özçetin

Son sehpayı da elimdeki sarı bez ile silip kaldırarak diğer küçük boyların üzerine geçirdim. Sarı bezi omzuma atarken artık belim tutmuyordu. Kendimi kıkırdayıp duran Nil'in yanına bıraktığımda eliyle omzuma vurarak gülmeye başladı. Göz devirdim ama dudaklarım iki yana kıvrılmıştı. Gülüşü beni de eğlendiyordu.

Komşulardan ilk gidenler Nigar teyze ve kızı olmuştu. Alev çıkmadan bana sarılmış, yaptığımdan dolayı hesaplaşacağımız ile ilgili bomboş bir tehdit savurmuştu. Yapabileceği en fazla çenesini yormaktı ya da üzerime Fatih'i salmaktı. İkisine de bağışıklığım olduğu için tehdidi beni gram ilgilendirmemişti.

Nurgül teyzeyi de gönderdikten sonra üç demlik daha tazeledik ve diğer komşularda ayaklandı. Onlar gittiklerinde Hatice teyze annemi de alıp Alpaslan abinin cafesine giderek temizliği bize bırakmışlardı. Misafir ağırlamaktan bu yüzden nefret ediyordum. Sadece bulaşıkları yıkamak bir saatimizi almıştı. Annem bulaşık makinesinin temizlemesine güvenmediği için hiç kullanmazdı. Zaten on yıldır da evimiz de bulaşık makinesi yoktu. Verdiğimiz bir yemekten sonra karısının yorulmasını istemeyen babam onun izni olmadan bulaşık makinesine dizmişti tüm tabakları. Ve annemde sabahına hurdacı Kürşat amcayı çağırmış bulaşık makinesini evden tamamen göndermişti. Neredeyse babamı da götürmesi için veriyordu.

Gülmekten koltuktan düşmek üzere olan gerizekalı arkadaşımı kolundan tutarak geri yukarı çektim. "Koniin koymuşmuş." Dedi ağladığı için eliyle kendine yelpaze yaparken. Saatlerdir tüm olanları bir daha yaşayarak gülüyordu.

Göz göze geldiğimizde gülmesi aniden kesildi. Ben bağdaş kurarak ona doğru dönerken o da elleriyle yanaklarını sildi ve benim gibi bağdaş kurarak uzun kahverengi saçlarını kurtulmak ister gibi geriye attı. Bu bizim önemli bir konu olduğunda yaptığımız oturuştu.

"Seni resmen istemeye geliyorlar." Dedi ciddiyetle başını sallarken.

Kaşlarımı çattım. "İsteme değil görücü dedi annem."

Kaşlarını çattı. "İkisi aynı şey."

"Daha önce sana da görücü gelmişti Nil, aynı şey değiller. Bu büyüklerin çocuklarının evde kalmalarından korktukları için karşılıklı yaptıkları bir iş birliği sadece."

Yüzü asıldığında bunu hatırlattığım için kendime kızdım. Onun için iç açıcı bir anı değildi.

Ben burada değilken, iki sene önce bu konu da küçük bir deneyimi olmuştu. İsmi Cüneytti, diş doktoruydu ve bir kliniği vardı. Düşündüğüm aksine Nil ondan fazlasıyla hoşlanmış, görücüler evlerine gittiklerinde beni arayarak gece boyu her detayı tekrar tekrar anlatmıştı. Sonra gittiği randevudan da ikisi de fazlasıyla keyif almış, eğlenmişlerdi. Ama sonrasında Nil abisi suçsuz yere hapisteyken böyle şeylerle meşgul olduğu için kendini suçlu hissederek zavallı Cüneyt'i terk etmişti. Onu yanlış bir şey yapmadığına ikna etmeye çalışsam da Nil abisi gibi inat konusunda kendini her seferinde aşıyordu. Ne kadar abisinden dolayı kimse ile ilişki yaşamak istemediğini söylese de asıl nedeninin başka biri olduğunu biliyordum.

ZAMBAK MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin