6
Arabayı durdurduğu gibi adımını arabadan dışarıya attı genç kadın, yeniden buraya ayak basmanın üzüntüsü ve bir yandan da şaşkını içerisindeydi. Neden cafe veya herhangi bir yer değildi de mezarlıktı?
Her şey şirketteyken, Kara şimşeğin aramasıyla başlamıştı. Arandığı gibi üstüne üstlük Kara şimşek buluşma teklifi etmişti. Burası normaldi. Belki 'işle ilgilidir' diye düşünüyordu İzem. Ama asıl anormal olan durum mezarlıkta buluşmalarıydı.
Bu da haliyle genç kadının kafasında soru işaretleri bırakılmasına neden oluyordu. Neden cafe ve restoran değil de mezarlıktı? İçeriye girdi ve adım atmaya başladı. Her adımında ürpermesi oluyordu. Çocukluğundan beri mezarlıktan hep korkar ve nefret ederdi. Ruhuna işlemişti o korku.
İlerlemeye devam ediyordu ki, tanıdık bir bedenle durdurdu adımlarını. Tam karşısında Kara Şimşek duruyordu.
"Burada ne işin var Kara Şimşek?"
Bakışları hala mezar taşında olan, Kara Şimşek tanıdığı bir sesle kısacık gözlerini kapatıp "sebebi var." Diyerek konuştu. Ardından bakışlarını arkasında duran İzem'e doğru çevirdi. "Sevdiklerini kaybedince insan bitap düşermiş ya?" İzem sessizce dinlemeye başladı. Kara şimşekte rahat bir şekilde konuşmaya devam etti.
"Annem yıllar önce bizi terk ettiğin de babam o sırada şehir dışındaydı." Bunu neden anlatıyordu. Kendisi de bilmiyordu. Ancak bildiği tek bir şey vardı ki
O da acıydı...
"Bana ve kız kardeşime bakan ağabeyimdi." Bakışları hala mezar taşındaydı. "O kadar temiz kalpliydi ki"
"..."
"Kimseyi incitmezdi..." ellerini yumruk yaptı. Bu da izem' in dikkatini çekmişti. Kara Şimşeğin abisinden bahsederken ki hali, sanki kendini suçluyor gibi bir hali vardı.
"Bir gün eve geldi yüzü hep gülümsüyordu." En sonunda bakışlarını İzem' e doğru çevirdi. "O kadar keyifliydi ki..." bir cümle daha ekledi. "Abimi ilk kez böyle görüyordum."
"..."
"Aşık olmuştu."
İzem yutkundu.
"Çok seviyordu." diyerek konuşmaya devam etti Kara Şimşek "her gün hep onunla konuşurdu."
Dinlemeye devam etti İzem, ancak her dinlediğin de kalbine sanki hançer saplanıyordu. Yaşadığı acılar çok büyüktü.
"Daha 10 yaşımdaydım." Gözlerini kapattı yeniden Kara Şimşek, her kapattığı anda aklına abinin söylediği cümleyi duyuyordu hep. "O zamanlar evin hizmetçisi vardı. Bende o sırada içeride oynuyordum." İzem dinlemeye devam etti. Bir yandan da bakışları mezar taşındaydı. "Kapı anında açıldı hızla" gülümsedi. "Belki babam gelmiştir diye sevinirken abimi görür görmez bir şeylerin iyiye gitmediğini anlamıştım." Sustu.
İzem ise yeniden konuştu "Kara Şimşek..."
Devam etti Kara Şimşek "önceki halinden eser yoktu." İzem Kara şimşeğin yanına doğru yaklaştı. "Ben ona şaşkın bir şekilde bakarken abim bakışlarını bana doğru çevirdi ve burukça gülümseyip yukarıya doğru çıkmaya başladığın da bende ayağa kalkıp onu takip ettim."
"Sonra?"
"Odasının önüne geldiğim de yarı açık kapıdan olanları izlemeye başladım. Abim yatağın üzerine oturmuş heykel gibi duruyordu." Ellerini yumruk yapıp ağzına soktu. Buram buram dökülen gözyaşları yanaklarından akmaya devam etti. Bir süre öylece kaldıktan sonra geri çekti. "Son bir kez bana baktı 'sakın aşık olma kardeşim' dedi ardından silahı eline alıp başına dayadı ve..." devamını getiremedi. Sonuç belliydi. İntihar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA MİRAS (I-II) ARA VERİLDİ
Fiction générale"Kara Miras gibi bazen karanlıkta parlayan en değerli hazineleri bulmak için derinlere inmeliyiz." *** Yazılış Tarihi: 19 Ocak 2024 *** KM #1 Satranç #11 Wattpad #581