12. BÖLÜM

35 5 21
                                    

Şarkı: Salim Dündar Aynalar
2. Şarkı: Özge Özder & Sinan Güleryüz Senle Ben

Kapıyı açtığım anda, karşımda adını bile bilmediğim, hiç beklemediğim orta yaşlı bir kadın duruyordu. Bir an şaşkınlıkla kadına baktım, ne söyleyeceğimi bilemedim. Kadın hafifçe gülümsedi ve "Merhaba," dedi. "Affedersiniz, rahatsız ettim. Timuçin burada mı?" diye sordu.

Endişem yeniden arttı. "Timuçin'i mi arıyorsunuz?" dedim. Kadın başını salladı. "Evet, benim adım Asuman. Asuman Atahanlı."

Derin bir nefes aldı ve beni şoka sokacak şu cümleyi ekledi:

"Timuçin ve Güneş Atahanlı'nın anneleriyim."

🥺


"Anneleri mi?" Gerçekten şu an karşımda Timuçin Güneş ve Fırat abinin anneleri mi vardı?

Surat ifadem şaşkınlığa dönüşmüş öylece Asuman Hanım' ın yüzüne bakarken Asuman Hanım sorduğum soruya başını onaylar şekilde sallayarak cevapladı, gözleri acıdan mıdır bilinmez anında dolmuştu. Ses tonuda titriyordu. "Oğlum ve kızımı görmeye geldim," diye ekledi.

Rüzgâr bir anda çıkageldi ve ikimizin saçlarını uçurmaya başladı. Ben ne yapacağım hakkında bilinmezliğe sürüklenirken, Asuman Hanım da hüzünlü bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.

Nihayet ne yapacağıma karar verdim ve Asuman Hanım'a dönüp, "Asuman Hanım, çok üzgünüm ama ben bunu yapamam," dedim. Çünkü bunu yaparsam Timuçin'in güvenini sarsardım ve ben onun kalbini kırmak istemiyordum.

"Neden?" diye sordu Asuman Hanım, şaşkın bir ifadeyle. "Neden?" diye tekrarladı.

"Çünkü sevdiğim adamın güvenini sarsmak istemiyorum."

Tam konuşmaya devam edecekken bakışlarımı Asuman Hanım'dan ayırıp karşıya çevirdiğimde Timuçin'i gördüm. Gözlerimi kocaman açtım ve titreyen bir sesle, "Timuçin," dedim.

Öfkeyle Asuman Hanım'a bakarak, "Ne işin var senin burada?" diye bağırdı. "Bizim canımızı yaktığın yetmedi mi!" Üzerine yürümeye kalkıştı, ama Polat hızla onu tutup sakinleştirmeye çalıştı.

İlk kez Timuçin'i böyle öfkeli görüyordum.

Bakışlarım hala öfkeli bir şekilde Asuman Hanım'a bakan Timuçin'in üzerindeyken, Timuçin eliyle dışarıyı işaret ederek bir cümle daha kurdu: "Şimdi geldiğin gibi git! Bir daha da gözüme gözükme." Son cümlesi çok acı doluydu. "Ne benim ne de kardeşimin etrafında görmek istemiyorum seni."

Bu cümleden sonra Asuman Hanım bir şey söylemeden adım atmaya başladı. Ne sesini çıkarmıştı ne de geri cevap vermişti. Öylece yürümeye devam ediyordu. Evin önünü ağır bir sessizlik kapladı. Timuçin'in yüzünde derin bir öfke ve hüzün vardı, gözleri yavaş yavaş dolmuştu. Bir süre sonra, içindeki öfke yerini sakinliğe bıraktı. “Sen sadece hepimizin ruhunu öldürmedin, sen sadece bizim geçmişimizi bir ateşe attın.” diye düşünerek derin bir nefes aldı. Polat yanına geldi ve omzuna dokundu. "Doğru olanı yaptın," dedi sakin bir sesle. Timuçin, Polat' a zoraki bir gülümseme ile karşılık verdi. Evin önünde bulunan herkes (bende dahil) herkes derin düşüncelere dalmıştı; Asuman Hanım'ın gidişi, geride birçok soru ve belirsizlik bırakmıştı.

Evin kapısı Asuman Hanım'ın ardından ağır ağır kapandı. Timuçin, bakışlarını dış kapıdan bana doğru çevirdiğin de burukça gülümseyerek karşılık verdim. Timuçin de bana gülümseyerek karşılık vermişti.

KARA MİRAS (I-II) ARA VERİLDİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin