17.bölüm

50 7 3
                                    



Adamı biraz dövdükten sonra benzinlikten kaçmaya başladım . Arkama bakmadan koşuyorum . Ben sürtükmüşüm amına kodumun salağı .
Tanrım ben ne günah işledimde bu hale geldim . En sonunda durdum yine bir ıssız yoldaydım. Sağ tardım ağaç sol tarafım ağaç önüm düz asfalt arkam düz asfalt tanrı aşkına ben nereye geldim . Abim küçükken bana şöyle derdi "başımıza hep iş açıyorsun bir gün sen kendi başını yakacaksın !" Gerçekten de haklıydı o zamanlar onu takmamıştım ama şimdi anlıyordum . 

Sorun şurda cidden abimin dediği gibi kendi başımı yakmıştım..

Bi yanda yağmur art maya başladı . Gökyüzüne baktım bir tane bile yıldız yoktu . İşim zaten zordu bir de yağmur eksikti kahretsin !! Önüme dönüp yürüme ye devam ettim hava çoktan kararmıştı . Acınacak bir haldeydim cidden !! Yürümeye devam ederken arkamdan bir hırıldama sesi geldi . Arkamı dönüp baktığımda . Üç tane kurt gördüm bana bakıp hırlıyordular kocaman ağızlarından salyalar akıyordu.

Bi siz eksiktin !!

"Kurtçuklar ben zarar sızım !!" Dedim masum masum bakarken ortadaki kurt üstüme doğru yürümeye başladı . "Vallaha !!" Dedim bu sefer arkadaki diğer iki side bana doğru yürümeye başladı. "Ama ayıp ediyorsunuz ben ciddiyim " dedim onlar bana doğru yürürken ben de arkaya doğru yürümeye başladım . Eğer koşarsam bana yetişirlerdi . Durursam sonum kötü . Tek şans koşmak başka hayata yaşayamam .

Bora ve cengiz sayesinde hızlı koşuyordum. Bi aynda arkamı dönüp tüm gücümle koşmaya başladım . Yağmur yüzünden biraz yavaş koşsamda idare ediyordum . Yanımdan bi yanda siyah bir arab geçti . Bi yanda koşuyorken durdum .

Ya cengizse !!

Arba biraz ilerimde durdu. Kapı açıldı. Korkuyla arabaya bakmaya başladım . Göğüsüm hızla kalkıp iniyordu. Arabanın içineden biri indi erkek olduğu kesindi karanlıktan dolayı yüzünü göremiyodum. Arabdan indikten sonra bana doğru yürüyünce kim olduğunu anladım .

Bu aliydi!

"Ali" dedim korkuyla şimdi sıçtık net beni cengize götürücek cengizde benim bir güzel ağzıma sıçaçak . Bana doğru yaklaşırken konuşmaya başladı "akça ? " dedi ve bana daha çok yaklaşmaya başladı bense geri adım attım . "Ne bu halin ?" Dedi "ali ?" Dedim aynı şekilde sonra geri kaçmadan durdum "ne bu halin ?" Dedim . Ardından ben onun üstüne yürümeye başladım bu sefer kaçmicaktım .

Benimle böyle kimse oyun oynayamazdı !!

Aramızda bir adımlık mesafe kalınca durdum "ne o öyle şimdide papağan olmaya mı karar verdin ?" Dedi sırıtarak aynı şekilde bende sırıtmaya başladım "ne o öyle sahibin tasmanı mı çözmüş ali ?" Dedim daha çok sırıtarak alinin yüzümdeki sırıtış yok olmaya başladı "bak ali üç saniyede nasıl gülüşünü yok ettim , eğer bana bulaşırsan gülüşün gibi üç saniye sürmez seni yok etmem " dedim .

Tek akşını kaldırıp "şimdi bu bir tehdit mi ?" Dedi başımı salayım "aynen öyle " dedim "daha bir kaç gün önce boranın beni öldürmemesi için yalvarıyordun  şimdi ne değişti akça ?" Dedi yüzüme korkunç bir sırıtış ekleyip " biliyosun seninde o kadar masum olmadığını gördük mesala bir kadını evinden kaçırdın " dedim gülüp " ben hak edene zarar veririm akça " dedi " diyosun " dedim "diyorum-" derken sözünü bölen şey alnına dayanan silah oldu . "Salak " dedim kahkah atarak ilk konulmamızdan beri belindeki silah gözüme takılmıştı konularak onu oyalamam mütiş bir plandı .

"Şunu aklına yerleştirirsen sevinirim " dedim ve ardından "beni bir dakine hafife almamanı tavsiye ederim ." Dedim ardından silahı aşağı indirip onun gözüne baktım onun gözlerine bakarak ateşledim . Yüzünü buruşturup başını eğdi . "Tüh " dedim o acıdan yere düşerken ben devam ettim "diğer ayağına da bir şey olmasını istemiyorsan bana bulaşmazsın ali !" Dedim silahı belime yerleştirdim . Ardından o yerde kıvranırken hiç düşünmeden üstünden geçtim .

AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin