3. Bölüm

283 22 13
                                    

Yüzün, kiminle gülüyorsa,
            yüreğin ona aittir.

            -C.Chaplin-

                             *****

Baskın yapılan köye doğru yürüyorduk timle. Bir sürü köylü katledilmişti. Rehda denen iti arıyorduk iki gündür. Adamlarından birini bulduk, Rehda'nın hangi deliğe saklandığını öğrendik. Buradaydı.

Ortam sessizdi bu sessizlik pek hayra alamet olmasada köye doğru sessizce ilerledik. Köye geldiğimizde bir evin içine girdik. Günay ve Kara etrafa bakındı. "Komutanım plan ne?" dedi etrafta göz gezdirmeye devam edrrken Günay. Çatık kaşları ve keskin gözleri bize döndü Toygar komutanın. "Orhan, Birol ve Barış cami sizde." Eliyle camiyi gösterdi. "Orhan şerefli balkonundasın, biliyorsun." başını 'evet' anlamında hareket ettirdi Orhan abi. Camiye doğru ilerlediler.

Yanımdaki Günaya döndü bu sefer. "Günay, Erten ve Kubat siz de arka tarafta kalan evlerdesiniz." Onlarda aynı şekilde söylenen yere gittiler.

"Asena ve Kara, siz benimlesiniz. İlerideki gri eve geçin, geliyorum." Başımızı aşağı yukarı salladık. "Emredersiniz komutanım." diyip dediği gri eve doğru sessizce ilerledik Karayla.

Hava hafif kararmıştı. Hiçbir yerden ses yoktu. Etrafa dikkatle bakarak eve girdik. Hemen arkamızdan ise Toygar komutanım. Yukarıya doğru çıkarken sesler duyduk. Elimi önce kendime doğrulttum sonra sesin geldiği odayı gösterdim. Yani o oda bende dedim.
Bu sefer parmağımı Karaya uzattım hemen yanındaki odayı göstererek, yan odanın onda olduğunu belirttim.

Başıyla onayladı, sessizce ilerledik. Silahı ileri doğru doğrulttum ve odaya girdim. Hızlı hızlı etrafa bakındım fakat  kimse yoktu. Odanın ortasına doğru ilerledim. İki tane kanlı beden yatıyordu yerde. Biri adam biri de kücük bir çocuktu. Nabzının olup olmadığını kontrol etmek için eğildim. daha yeni vurulmuşlardı. Belliydi.

Adamın bileğinden nabız olup olmadığına baktım. Yoktu. Tam kalkacakken ensemde bir metal soğukluk hissettim. Namlu.

"la tataharak." (kıpırdama.)

Kolay olurdu yere indirmem. Tam harekete geçiyordum ki bir silah patladı. Ensemdeki namlu çekildi. Kara vurmuştur diye düşündüm. Kalkıp arkamı döndüğümde  gördüğüm kişi Kara değil Toygardı. Yerde yatan ite baktım beyni delinmiştir artık. Tam onikiden. Toygar komutana baktım. Baktı. "Sağolun." dedim. Başını yukarı aşağı salladı.

Bir süre sonra birsürü silah ve patlama sesleri geldi. Telsizden Orhan abinin sesini duyduk. "Komutanım fark ettiler. Rehda buralarda gözükmüyor." Kısa bir an bakıştık sadece. Bu sefer telsizle o konuştu. "Hızlı ve dikkatli olun. Hedefe kilitlenin ve alın. Unutmayın tek bir mermi bile boşa gitmeyecek! Anlaşıldı mı?" Hep bir ağızdan bağırdık. "Anlaşıldı komutanım!" 'İyi' anlamında başını salladı.

"Komutanım aşağıda dört adam var. Yukarıda da sesler var tahmini iki." silah sesleri artıyordu. Bizimkiler harekete geçmişti. "Komutanım burası temiz." dedi Barış. "Tamam. Ön tarafa gelin, dikkatli olun." Hızlı ve dikkatli olmamız gerekiyor aksi takdirde hiç iyi şeyler olmaya bilirdi. "Anlaşıldı komutanım." dedi Barış.

Toygar komutan önce bana baktı sonra ise Karaya. "Kara sen yukarıdaki iki kişiyi al. Biz Asenayla aşağıdaki dört kişiyi alacağız." hızla başını aşağı yukarı salladı. "Emredersiniz komutanım." Kara yukarıya doğru çıkarken biz de odadan çıkıp aşağı doğu indik. Heryere dikkatle bakarak sessizce ilerledik.

"Anahum huna. Madha ealayna an nafeal?" (Onlar burada. Ne yapacağız?)
Konuşma sesleri geliyordu. Dördü de bir odada toplanmıştı. "Komutanım, Rehda burada yok." dedi Orhan abi. Daha dikkatli baktım. Hepsinin yüzünde puşi vardı. "Tamam. Biz gireceğiz. Sende tetikte dur. Rehda bende." Odanın kapısına doğru yaklaştık. Bir yanında ben diğer yanında Toygar öylece bekledik. "Anlaşıldı komutanım." dedi Orhan abi.

AY YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin