Geçmiş mi geleceğe farklı baktıran? Yoksa, gelecekmidir geçmişi farklı anlayan?
****
"Abi." dedi elindeki çantalarla merdivenleri çıkan Ayhan. Toygar ise hiç oralı olmayıp Ayhanın önünden ilerliyordu. "Abi, beni duymuyormusun?" diye isyankar bir şekilde sordu bu sefer Ayhan. Derin bir iç çekti Toygar, ardından arkasına dönüp kardeşine baktı. "Ne?"
Kaşlarını çattı Ayhan. Geldiğinden beri Toygar sürekli bir tavırlar içindeydi. Konu açıp konuşmuyor, neler yaptınız diye sormamıştı bile. "Abi ne oldu, neden böylesin?" Yine cevap vermedi Toygar, tam kapının önüne gelince anahtarı cebinden çıkarıp kapıyı açtı ve içeri girdi.
Uzun zamandır ilk defa uğramıştı evine Toygar, askeriyede kalırdı genelde eve hiç denecek kadar az gelip giderdi. İçeri girdiği gibi salona geçip camları açtı. Arkasından ise Ayhan.
"Abi, gerçekten bir şey mi var?" Elindeki çantaları bir köşeye bıraktı ve devam etti. "Benimle neden konuşmuyorsun?" Toygar, salondan çıkıp odasına geçti ve arkasından da Ayhan. "Abi?"
Toygar odasının kapısının önüne durdu ve biraz bekledi, ardından kapıyı açıp içeri girip cama yöneldi ve onu da açtı. "Burası benim odam, burada kalırsın sen." dedi ve tam odadan çıkacakken Ayhanın seslenişi ile duraksadı. "Abi, yeter ama!" Bu yükselişi beklemiyordu Toygar. Arkasını dönüp Ayhana baktı.
"Abi ben sana ne yaptım, neden bana karşı böylesin? Geldiğimden beri sürekli böylesin!" Ellerini iki yanına doğru açtı Ayhan. "Buradayım, karşında. Ne bok yedim söyle biliyim. Ayrıca, ne bu halin abi?" Kaşlarını çattı Toygar. Hâlâ sessizdi, sinirle bakıyordu kardeşine, bir tepki vermiyordu.
"Abi, tamam sen hep böylesin. Ters, sinirli, çatık kaşlı, agresif, umursamaz. Ama bana karşı neden böylesin, ne yaptım?" Toygar ise hiç bir şey söylemeden odadan çıktı ve mutfağa ilerledi, fakat bu sefer arkasından Ayhan gelmedi.
Toygar, kardeşine sinirli değildi. O bile neden böyle yaptığını anlamıyordu. İçinde en ufak mutluluk kırıntısı yoktu. Kardeşini hep seven, kollayan biriydi. Lakin şuan yıllardır görmediği kardeşi yanına gelmişti, fakat o mutlu bile olamamıştı.
"Lan, oğlum. Bi' boka sinirlenmişsin belli. Ne diye kardeşine ters yapıyorsun amına koyduğum." diye kendi kendine biraz daha sinirleniyordu. İlerleyip mutfağın camını da açtı, uzun zamandır evde olmadığı için ev rutubet kokuyordu resmen.
Buz dolabını açtı bu sefer. Yapacak birşeyler aradı lakin evde hiç bir şey yoktu. Olsa bile yapmasını bilmiyordu. Kendi kendine oflayıp poflarken Ayhan mutfağa girdi. "Ben yapabilirim." Toygar, Ayhanı duyunca ona döndü tekrar. "Gerek yok, yorulma sen." diyip tekrar bir şeyler aradı, bulamayınca eliyle yüzünü sıvazladı. "Sipariş etsem yermisin?" diye sordu.
Ayhan ise hızla başını aşağı yukarı salladı. "Yerim tabii, niye yemiyeyim?" diyip gülümsedi. Toygar da bu sefer hafif burukça gülümsedi ve telefonunu eline aldı. "Ne bileyim ben oğlum. Sporcusun, öyle şeyler yemezsin sandım." Daha çok gülümsedi Ayhan. "Bir kereden bir şey olmaz abi, sorun değil."
Birkaç dakika sonra yemekler gelmişti. İkisi de mutfaktaki masada oturmuslardı. Toygar aç olmadığını söyleyip yemek yemedi ama Ayhan kurt gibi aç olduğunu belli edercesine önündeki dürümü koca koca ısırıklarla yiyordu. Mutfağı büyük bir sessizlik almıştı, ikisi de hiç bir şey konuşuyordu. Ayhan yemeğini yiyor, Toygar ise sadece Ayhanı izliyordu.
"Ayhan." dedi Toygar, bakışlarını hiç ayırmadan. Ayhan ise ağzı dolu dolu cevap verdi. "Efendim abi?" Toygar, iki elini de masanın üzerine bırakıp geriye doğru yaslandı. "Askeriyedeki, bizim timden olan kadın varya?" diye sordu. Ayhan, başını yavaşça salladı, ardından konuştu. "Evet, baya güzel bir kadındı maşallah, heleki gözleri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY YILDIZ
Ficción General"Gücünü acılardan alan bir kız, hayatta her zorluğun üstesinden gelebilir."