13. BÖLÜM

118 15 4
                                    

Ve tıpkı o eski,
acıklı hikâyelerdeki yalınayak,
karlı yollara düşmüş,
yetim bir çocuk gibi bu yürek.
          –Nazım Hikmet

                            *****


Dün gece aldığım mesajdan sonra asla uyuyamamıştım.

Zümrüt göz.

O muydu? O küçük kızı her gün görmek için can atan kişi, Toygar BOZKURT muydu? Komutanım olan Toygar BOZKURT?

Bunu düşünmekten başka hiçbir şey yapmamıştım, yapamamıştım. Fazla şaşkındım. Demek beni biliyordu. Üstüne Fırat amcam da Toygarı tanıyordu. Ve bana bu yüzden dün 'hatırlıyormusun' diye sormuştu.

Bunu anlamayacak kadar salak biri değildim aslında. Ama bu aralar yaşananlardan sonra akıl makıl kalmadı insanda.

Hem aklım, hem de duygularım karma karışıktı. Zihin ve kalp arasında gidip gelen isteklerden birine karar vermem gerekiyor artık. Yoksa bu karmaşık duygular içinde kafayı cidden yiyebilirim. 

Hastanede fazlasıyla kalmıştım. Üstüne birde evde dinlenmek fazla gelirdi. Bu yüzden hazırlanıp, erkenden askeriyeye doğru yol aldım.

Çok geçmeden vardım ve timin yanına gittim hemen. Hepsi beraberdi, Toygar hariç. Beni görünce gülümsediler. Bu benim de gülümsememe neden olmuştu.

"Ooo, günaydınlar teğmenim. Sahalara geri döndünüz sonunda." dedi gülerek Günay. Bende cevap olarak sadece gülümsedim. Herkes, 'yeniden hoşgeldin, geçmiş olsun.' dileklerini sunarken benim gözlerim Toygarı arıyordu.

Göremeyince tekrar time döndüm ve sandalyelerden birine geçip oturdum. "Eee, ne konuşuyordunuz da ben gelince sustunuz?" diye sordum. Sadece yüzüme baktılar, ardından Barış atılarak cevap verdi. "Yengemizi konuşuyorduk." dedi sırıtarak.

Tek kaşım havalandı. "Kes lan! Ne yengesi?" diyerek öfkeyle Barışa baktı Kara. Şimdi anlaşılmıştı. Hilali konuşuyorlardı, aslında ikisi iyi olurlardı bence. Ama aralarında çok saçma bir nefret vardı.

"Hilal mi?" diye sordum emin olmak için. Barış ve Günay kahkaha atarken Kara hariç öbürleri ise sırıttı. "Valla tam on iki den vurdunuz teğmenim." dedi Kubat. Ardından Günay girdi lafa. "O kadar yakışıyorsunuz ki, yenge ve Kara diyince akıla ilk gelen isim Hilal oluyor."

Minik bi' sabır çekti Kara. "Sizinle uğraşamam." diyip kestirip attı. Ve benim aklımda şuan tek bir soru vardı. Bir birlerine neden bu kadar nefret dolular? Sadece bir çarpışmadan bu kadar öfkelenmezdi Hilal.

Bu soruyu içimde tutacak halim de yoktu. Karaya döndü bakışlarım. "Neden bu kadar nefret duyuyorsunuz birbirinize?" diye sordum. Onun da bakışları Günay dan ayrılıp bana değdi. "Ona sorun, kendi kendine bu kadar öfke dolu. Ayrıca gram umrumda da değil kendisi. Tim sürekli konuyu açıyor." dedi. Bunu söylerken bile sinirliydi. Başımı aşağı yukarı salladım sadece.

Biraz daha sohbetten sonra Toygar yanımıza geldi. Gözleri hiç bir şekilde gözlerime değmiyordu. Kaşları yine her zamanki gibi çatıktı. Sandalyelerden birini çekip, hemen karşıma oturdu.

Ardından bu sefer gözleri gözlerime değdi. "İyimisin?" dedi ve devam etti. "Biraz daha dinlenebilirdin." Tamamen iyidim artık. Çok birşey yoktu, fazlasıyla kalmıştım hastanede. "İyiyim, gerek yok komutanım." Diye cevap verdim. Başıyla onayladı sadece.

Birkaç dakika sonra çömezlerden biri yanımıza geldi. Toygara dönüp asker selamı verdi ve konuştu. "Komutanım, kapıda bir adam var. Ayhan BOZKURT. Kardeşiniz olduğunu söyledi." Toygarın tek kaşı havalandı, bunu duyduğuna şaşırmıştı. "Tamam, gelsin." diye emir verdi. Çömez, "Emredersiniz komutanım." diyip yanımızdan ayrıldı.

Biraz düşündüm, evet Toygarın bir kardeşi vardı. Lakin o hiç bir zaman yanıma gelmezdi sürekli dışarıdaydı. Dilsiz olduğumu zannediyordu. Az biraz da olsa hatırlamaya çalıştım bir kaç anı fakat aklıma gelmiyordu.

Biraz süre ardından uzun boylu, kahve renkli gözlü ve kahve renkli saçlı biri geldi. O da geniş omuzlu ve kaslıydı. Elinde ise büyük bir çanta vardı. Bakışları Toygara değince gülümsedi ve hızlı adımlarla bize doğru ilerledi.

Toygar da ayağa kalktı lakin onun hiç bir zerresinde mimik oynamıyordu. Ayhan tam Toygarın önünde durunca yaklaşıp sarıldı. Tim görmüyordu ama ben görüyordum, Toygar da hafif gülümsemişti. "Hoş geldin." diyip ayrıldı ve tekrar ifadesizce baktı kardeşine. Bu adam gerçekten çok değişikti. "Hoş buldum abi, nasılsın?" diye sordu Ayhan. "İyiyim, geç otur." diyip sandalyelerden birini gösterdi.

Ayhan ise ilerleyip yanımdaki boş sandalyeye oturmayı tercih etti. Bana döndü, "Merhaba." diyip gülümsedi. Aynı şekilde bende. Abisine pek benzemiyordu. Ama sert duruşu tıpkı abisi gibiydi.

Elindeki çantayı Toygara uzattı. "Annem gönderdi." dedi. Toygar ise göz devirdi. Şuan karizmasının çizildiğini falan düşünüyordu. Time dönüp baktığımda ise, yeni bir canlı türü görmüş gibi Ayhana bakıyorlardı. Birol ise başını masaya koymuş uyuma derdindeydi. "Komutanım bu kardeşiniz mi?" dedi Erten. Toygar ise ya sabır çekip Ertene döndü.

"Sence?" diye sordu sinirle. Erten ise şok içinde hâlâ Ayhana bakıyordu. "Hiç size benzemiyor komutanım, ondan söyledim." Kubatda başını sallayarak onay verdi. "Katılıyorum." Toygarın cinler tepesinde şaha kalkmaya yeltenmeden Toygar sinirle soludu. "Lan oğlum, sizene lan!" Kubat ve Erten şaşkın bakışlarını çekip ciddi bir hâl alarak önlerine döndüler.

Günay elini Ayhana uzatarak kendini tanıttı. "Günay SEZER. Astsubay Kıdemeli Üstçavuşum." dedi. Uzatılan eli sıktı Ayhan. "Memnun oldum. Ayhan BOZKURT." Ayhan herkesle bu şekilde tanıştıktan sonra Kubat, Ayhanı baştan aşağı süzüp "Ne iş yapıyorsun?" diye sordu. Ayhan ise gülümseyerek cevap verdi. En azından abisi gibi somurtkan değildi. "Futbolcuyum."

"Vay anam, benim de küçükken hayalim futbolcu olmaktı." dedi Orhan abi. Güldük. "Eee, hangi mevki?" diye sordu bu sefer de Barış. Ayhan tam cevap verecekken, Toygar elini masaya vurarak herkesin ödünü götüne kattıktan sonra konuştu. "Siktir olup gidin, akşam görev var zaten." dedi soğuk ve sinirli bir sesle. Timle aynanda ayağa kalktık. "Emredersiniz komutanım." diyip yanlarından ayrıldık.

Toygarın bu sinirine alışıktım, çokta umursamıyordum ama birden bu kadar fazla sinirlenmesi garip gelmişti.

Selamlar, yine kısa bölüm. Çok okunmuyor zaten. Bu aralar baya boşladım ama beğenenler olmuş. Artık düzenli olarak bölüm gelir.

Satır arası yorum yapın lo.

Oy da atın.

Allaha emanet kalın.

AY YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin