1 HAFTA SONRA
İpek'ten
Balayından dönmüş evimizin bahçesindeki oturma grubunda çay içiyor sohbet ediyorduk. Evin yeni yardımcısı Sevda yanımıza geldi ve Oğuz'a bir tabakta kek bıraktı. Bize döndü ve;
- İpek Hanım istediğiniz bir şey var mı akşama?
- Yok Sevda teşekkür ederim. Sadece kırmızı et tüketemiyorum ona göre davranırsın.
- Tamam İpek Hanım.
Çınar Oğuz'a;
- Oğuz canının çektiği bir şey varsa çekinme söyle yapsın Sevda Abla'n.
- Yok abi.
- Emin misin?
- Yok abi gerçekten.
Çınar Sevda'ya;
- Sen bu akşam köfte, pilav, patates yap. Ek bir şeyler de düşünür tamamlarsın.
- Peki Çınar Bey.
Sevda içeri döndükten sonra Çınar Serkan'a;
- Oğuz'u sana vermeyi düşündüm.
Serkan;
- Bana vermeyi derken?
- İş verirsin. Kalacak yer sağlarsın. Bir abi yeri gelince bir baba gibi ilgilenirsin. Oğuz'un sana iyi geleceğini düşünüyorum.
- Baba bu çocuğun okula gitmesi lâzım.
Çayımı masaya bırakırken;
- Biz koruyucu aile olurken bu işlerle sen ilgileneceksin.
- Restoranda bulaşıkçının yanına ufak tefek işlere verebilirim. Yapabilir misin Oğuz?
- Yaparım abi. İşten kaçmam ben.
Serkan Oğuz'u yanına çağırdı ve saçını okşayıp kolunun altına çekerken;
- Aslanım benim! İyi ikili olacağız senle. Hadi geç kekini ye. Annemler işlemleri halledince alırım seni.
Oğuz sessizce gelip yanıma oturdu ve kekini yemeye devam etti. Biz de biraz muhabbet ettikten sonra Serkan'a;
- Restoranını arayıp öğrensene müsaitlik var mı? Bu akşam bir yemeğe gidelim. İşiniz yok değil mi?
Tuna da Serkan da işlerinin olmadığını söyleyince Serkan restorandan birini aramış ve bir masa ayırtmıştı. Masadan kalktım ve erkeklere;
- Beyler siz muhabbete devam edin. Sizi erkek erkeğe bırakıyorum ve eşyalarımı yerleştirip hazırlanmaya gidiyorum.
Oğuz'un yanağından makas aldım ve eve geçtim. Yatak odasına çıktım ve bavulu açıp temiz kıyafetlerimi yerleştirdim. Kirli kıyafetlerimi de ayırdıktan sonra duş aldım ve odaya geri döndüm. Yüzüme bir kağıt maske yerleştirdim ve saçımdaki havluyla yatağa uzanıp 15 dakika dolana kadar telefonumla oyalandım. Maskenin süresi dolduğunda çıkarıp yüzümü temizlerken Çınar gelip banyoya girdi. Yüzümü kurularken ona döndüm ve;
- Tuna'yla Serkan'ı aşağıda öylece bıraktın mı? Oğuz?
- Oğuz'un eli çay bardağına çarpınca Tuna'nın üstüne döküldü. Tuna eve gidip üstünü değiştireceğini söyledi. Serkan da ''Oğuz'u alayım restorana gidelim'' dedi. Anlayacağın an itibariyle evimizde baş başayız.
Ona yaklaşıp gömleğinin boynundaki düğmelerini açarken;
- Öyle mi?
Ellerini belime yerleştirip kulağıma eğildi ve çok kısık bir sesle;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynı Bedende İki Kişi
Historical FictionBir sabah telefonuma gelen, kariyerimin en değerli parçasının çalındığı bildirimiyle kendimi çok kötü giden bir gün içinde aniden çok eski bir krallığın kraliçesi olarak buldum. Bu kitap size kendini iki farklı dünyaya aynı anda geçiş yapabilen genç...