-Kıyafetlerimi getirin... Kılıç talimi için olanları. Phoenix'le vakit geçirmek istiyorum. Arya! Duyuyor musun?
-Leydim?
-Kıyafetlerim dedim, kılıç talimi dedim?
-Leydim dün gece pek sağlıklı bir gece geçirmediniz sayıklıyordunuz. Dinlenseniz daha iyi olur belki de.
-İyiyim ben Arya oğlumla ara verdiğim talimlerimi yapmak istiyorum.
-Leydim...
-İtirazın mı var Arya?
-Yok. Tabiki yok. Kıyafetlerinizi getireyim ben.Bahçede talim kıyafetlerimle yürüyüş yaparken bir yandan yanımdaki krallığın 3 köşesinden beni ziyarete gelen valilerimle siyasi konuları görüşüyordum. Sonunda Phoenix bahçenin ucunda arkasında 2 yaveri ile görünmüş yanıma doğru geliyordu. Başını saygıyla hafifçe eğdi ve bana yaklaşıp elime zarif bir öpücük kondurdu. Yeosantra'dan sonunda dönmüştü. Sevgiyle gözlerine bakarken;
"Phoenix yokluğun hissediliyordu. Yeosantra'da durumlar nasıl?"
Phoenix önce yanımdaki valileri selamladı ardından bana cevap verdi;
"Leydim, Vali Gregor halk üzerindeki vergi yükünü 2 katına çıkarmış halk vergi ödemekten kendine bakamaz olmuştu."
Şaşırmıştım. Ona ne yaptığını sordum. Gözleri parladı ve bana bakıp valiyi görevinden aldığını söyledi. Arkamdaki valilerin şaşkınlıklarını gizleyemediği gözlerinin altında eziliyordum. Daha 19 yaşında bir varisti. Yaşı dolayısıyla bu denli yönetimde söz sahibi olamazdı. Hele de ülke topraklarını hâlâ benim yönettiğim bir krallıkta. Bu bir nevi başkaldırı olarak görünecekti. Yeni yetme bir taht varisi Kraliçe'den daha baskın ve otoriter görünecekti. Yüzümdeki ifadeyi toparlayıp oğluma yanıt verdim;
"Olanları daha sonra daha detaylı olarak dairemde dinlemek isterim senden."
Diyerek toparlamaya çalıştım"
Tepkileri ve bakışları fark etmişti, uzatmadan sadece beni onayladı. Kılıçları getiren iki yaverimizi işaret ederek;
"Uzun süredir seni test etmiyorum."
Gülümseyerek kılıcına uzandı ve karşımda pozisyonunu aldı. Arkamdaki valilere dönerek;
"Müsaadenizle. İzlemek istemezseniz hizmetliler size misafir dairesine kadar eşlik etsinler."
Vali Sean;
"İzlemek bizim için zevktir." Derken iki meslektaşı da başlarıyla onu onayladı.
Kılıcımı aldım ve Phoenix'i gözlemlemeye başladım. Artık eskisi gibi değildi. Düzenli ve net hareketlere sahip değildi ne zaman hamle yapacağını anlayamıyordum. Beni geride bırakacak gibiydi zamanla. Aniden üzerime doğru üst üste kılıç darbeleriyle gelmeye başladı. Son darbesiyle kılıçlarımız birbirine yapışmış üstüme eğilmişti. Üstümden ani bir hızla itmiş ardından defalarca kez tekrarladığım darbelerle onu çitlerin önüne sıkıştırmıştım. Önce sağdan gelen hamlemi engelledi. Kılıcımı geri çektim düz kullanmak istediğimde ustalıkla savuşturdu son denememde boşluğunu yakalayıp ayağına bastım ve dengesini bozdum o esnada elinde tuttuğu kılıcı sert bir darbe ile yere, ondan bir adım uzağa fırlatmayı başardım. Zafer bakışlarımla kılıcımı çenesine dayayıp;
"Hâlâ eksiklerin var." dememle kendini kenara çekerek dirseğimi aniden kavrayıp;
"Hâlâ savunma yapabiliyorum" dedi.
Kendi kolumun altindan geçip tekrar düz bir hâl aldığımda kurtulup yerdeki kılıcı alarak üstüne yürüdüm. O kadar kolay teslim olamazdım. Tüm kılıç darbelerinden başarıyla kaçtı. Fakat ben onun son kıvrak hamlesinden kaçamadım. Kollarıyla beni sırtımdan uzanarak kıskaca almıştı. Bacaklarımdan güç alıp hafif sıçrayarak kendimi geri atmamla onun üstüne yere düştüm ve kollarından kurtuldum. Çok hızlı bir şekilde kılıcımı tekrar alıp ucunu boğazına dayadım ve;
"Bugünlük bu kadar yeter. Son hamlen çok iyiydi fakat kafan başka yerde. Berabere kalmamız gerekirdi."
Gülümseyerek cevap verdi;
"Sizi yenmek mümkün mü Leydim. Bu size sağladığım bir ayrıcalıktı.
Elimi ona uzattım ve tutup ayağa kalktı. Soluklanmadan kolunu arkasına doğru bükerek kulağına fısıldadım;
"Ayrıcalık mı?"
Benim yaptığımı yapma sırası ona gelmişti kendi kolunun altından eğilip geçerek düz hale gelmiş elimi bırakmamış beni çitlerin önüne sıkıştırmıştı. Tekrar gülümsedi ve;
"Evet Anne sadece bir ayrıcalık gördüğün üzere"
Uzaklaşıp elimi zarifçe tutarak yeni kurulmuş çadırın altına getirilmiş tahtıma oturana kadar eşlik etti bana. Oturduktan sonra valilere ve oğluma sandalyeleri işaret ettiğimde oturdular.
Vali Zswallen bana bakarak;
"Leydim yetenekleriniz hâlâ hayranlıkla izlenecek kadar mükemmel. Yıllar sizden hiçbir şey almıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynı Bedende İki Kişi
Ficção HistóricaBir sabah telefonuma gelen, kariyerimin en değerli parçasının çalındığı bildirimiyle kendimi çok kötü giden bir gün içinde aniden çok eski bir krallığın kraliçesi olarak buldum. Bu kitap size kendini iki farklı dünyaya aynı anda geçiş yapabilen genç...