rock with you, seungchan
"Bir haftalık ya."
Chan, onun yerine çalışması için kendisini ikna etmeye çalışan arkadaşına bakarken sayamadığı kadar duyduğu yine o cümleyle göğsünde birleştirdiği kollarını indirip başını geriye atmış ve oturduğu sandalyenin sırt kısmına yaslamıştı.
"Asla susmayacaksın, değil mi?"
Ayakta elinde adisyonla bekleyen Minho kıkırdadı. "Asla, beni biliyorsun."
Masada oturan bir diğer kişi - Hyunjin - keyifle tatlısını yerken gülerek önündeki ikna çabasını izliyordu. Aslında olay şuydu; Minho annesinin kafesinde uzun zamandır çalışıyordu fakat geçenlerde aynı onun gibi olan bir garsonla kavga etmiş, çocuk da işi bırakmıştı ve kavgasının cezası olarak da annesi ona acilen birini bulması şartını vermişti yoksa kavgasının asıl cezası olarak bir aylık maaşını kaptırabilirdi.
"Bir hafta ile sınırlı kalacağına emin misin?" diye şüpheyle sordu Chan, asla Minho'nun 'söz, bir haftalığına' lafına inanası gelmiyordu. Minho yine yüzüne sinsi kedi gülümsemesini yerleştirip başını salladı. "Söz."
"İyi bakalım." diye konuştu Chan.
"Oo, bak bu beklenmedikti."
Hyunjin güldüğünde Minho ona dil çıkarıp parmaklarını sallamış ardından da Chan ile beraber personel odasına geçmişti. Ona önlüğü verip kafe sistemini anlatırken Chan da yanlış bir şey yapmamak için onu dikkatle dinliyordu.
"Hyunjin de çalışsaydı," dediğinde Minho dik dik ona baktı. "Sence ben Hyunjin'i masa masa gezdirip sipariş aldırır mıyım?"
Bu cümlesi sırıtmasına sebep oldu, ikisinin de gözleri birkaç masa ötede tatlısını yiyerek telefonundan videolar izleyen Hyunjin olurken "Elinden kaçmasın da," demişti Chan, Minho'nun yüzüne eğildi eğlenerek. "Kuş yuvadan uçar bakarsın."
Elleriyle de kuş yaptığı zaman Minho hemen onun omuzuna bir tane patlatmış, "Çalış lan köle," diyerek de yanından ayrılmıştı. Chan arkasından kahkaha atarken işe koyuldu.
Üçüncü sınıf oldukları üniversite döneminin başlarında oldukları için hepsi şu anlık ders konusunda rahattı, bu sebeple günlerini genelde kafede çalışan Minho'nun yanında geçiriyorlardı.
Chan tüm gün sipariş alıp götürmüş, bir Hyunjin bir Minho ile uğraşmış ve gün sonunda da ikisi önlüklerini asarak dışarıda onlara yardım etmek için kafenin sandalyelerini toplayan Hyunjin'in yanına gitmişlerdi.
"Bırak, bırak." deyip son sandalyeyi ters çevirerek masanın üstüne koydu Minho. "Gidelim artık. Haydi."
"Tamam, tamam."
Chan atladı. "Dondurma al bana."
"Sen de iyi ki çalıştın he."
Hyunjin "Bana da," dedi hemen. "Canım çekti."
Minho dik dik ikisine bakmış, Hyunjin Chan'ın omuzuna kolunu atmış, gülüşen ikili yumruk tokuşturunca "Alalım bakalım," demişti Minho. Bu sefer Chan ve Hyunjin gülerek çak beşlik yaptığında Minho hallerine gülerek kafa salladı.