2.3

1.4K 383 347
                                    

200 yorumm🩷

***

Kafeden çıkıp geç saatte eve gelen Minho içeri girer girmez sessizlikle kaşlarını çatarken direkt sevgilisinin yanına ilerlemiş, ders çalışan Hyunjin onu görür görmez yerinden ayaklanıp kollarını boynuna sarmıştı.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum sevgilim de," dedi Minho, geri çekildiklerinde göz kırpıp Chan'ın odasını işaret etti. "Hayırdır, bir sorun mu oldu?"

"Bilmiyorum ki ya," dedi Hyunjin, omuz silkti. "Sordum o kadar anlatmadı. Eve geldi, geldiğinden beri de ağzını bıçak açmadı."

"Ben bi' bskayım şuna."

Minho sevgilisini öpüp ders çalışması için bırakmış ardından da arkadaşının odasına ilerlemişti. Karanlık odaya girdiğinde Chan'ı ona arkası dönük, uyuyor bir vaziyette gördü.

"Chan," diye seslenmiş, Chan gözlerini kapatıp cevap vermemişti. Böyle hissettiği anlarda kimseyle konuşmayı istemiyordu, kendi içsel mahkemesinde baş başa kalmak istiyordu.

Onun uyuduğunu sanan Minho rahatsız olmasın diye kapıyı çekip çıkmış, o çıkınca da gözlerini açmıştı Chan. Sesli bir nefes verip alnını ovaladı. "Sikeyim seni Minhyuk ya," diye mırıldandı. "Tüm ayarlarımı bozdun."

Telefonuna uzandı, mail dışında bir bildirim gelmediğini görüp geri kapatmış, "Ah..." diye sızlanmıştı. "N'aptın sen Chan... Of... Chan sen hangi ara sinirini başkasından çıkarmaya başladın... Gerizekalı."

Arabadaki sahne saatlerdir olduğu gibi yine ve yine gözlerinin önüne gelirken sızlanarak yüzüne bastırdı sarıldığı yastığı. Durdu aklına gelen şeyle. "Ayrılır mı benden?" Gözleri büyüdü. "Ayrılmaz, değil mi? Ayrılmaz. Ayrılmasın."

Tekrar yüzüne kapattı yastığı. "Of..."

Telefonuna uzandı geri, son görüşmelerinin üzerinden sadece üç saat geçmişti ama üç saat bile ölüm gibiydi. "Dayanamayacağım ben," diye mırıldanıp ayağa kalktı. "Düzeltmem lazım bir an önce."

Odanın çıkışına ilerlemiş sonra temiz gitmek için ani bir fikirle duşa girmişti. Yürüyebilmesinin şerefine tüm ailesinin mutluluğu ile ilgilenen Seungmin yüzündeki yalancı gülümseme ile sözlerine karşılık verirken en son artık derin bir nefes verip kendini bahçedeki salıncağa attı.

Ayakları ile ağır ağır kendini sallarken başını da zincire yaslamış, dudaklarını hafifçe büzmüş, ara sıra telefonunu kontrol edip duruyordu. Her kilit ekranı açıldığında gözleri ekrandaki fotoğrafı buluyordu; Chan'ın yine hayran bakışlar ile ona baktığı bir anı çekmişti.

Kalabalıktan kurtulan bir diğer kişi olan Jeongin kollarını göğsünde birleştirmiş bir vaziyette kuzenine ilerledi. "Anlat bakalım," dedi. "Ne oldu da canın bu kadar sıkkın senin?"

"Minhyuk yüzünden Chan ile aramız bozuldu." dediğinde başını geriye attı Jeongin. "Yok, ben bu Minhyuk'u sikmeden rahat etmeyeceğim. Ne yaptı yine piç?"

"Kayropraktik için benim kliniğime gelmiş, tesadüf güya." dedi Seungmin sinirle, hem kendisi ayrılmak için bir sürü şey yapıyor hem de ayrıldıktan sonra da karşısına çıkmaya devam ediyordu. Bir de tüm bunlar Chan'ın yanında olunca, ister istemez empati yapıyordu ve Chan rahatsız olmakta çok haklıydı çünkü kendisi de rahatsız olurdu.

"Chan gördü işte, bunda sorun yok zaten Chan hiçbir şey demedi ama haklı olarak bıktım dedi biz yalnız kalınca. Düşünsene, Jisunglasın ve onun eski sevgilisi sürekli her yerden fırlayıp duruyor."

rock with you, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin