boll yorumm🎀🦄
***
"Bugünlük bitirelim mi?"
Seungmin'den gelen soru ile elinde kalemi döndüren Chan dalgınlığından sıyrılıp "Olur tabii," demiş ve gözlüklerini burnunun üstünden saçlarına itmişti. Bir an aklına gelen şeyle direkt saati kontrol etmiş ve ders çalışmaya başlamadan önce kararlaştırdıkları gibi beş olduğunu fark etmişti.
Ellerini kaldırıp esnediğinde Seungmin de yaptı aynısını, "Cidden fizik çok zor," dedi eşyalarını çantasına koyarken. "Hani... Bir insan nasıl fizik yapabilir ya? Oturup resmen fizik çözüyorsun, üniversiteye hazırlanırken de tam bir eziyetti of."
Hızlı hızlı konuşup en son şişirdiği yanakları ile oflamasının tatlılığına Chan kendini tutamadan gülerken "Yani," demişti. "Kişiden kişiye dersler değişiyor tabii ki, ben de biyoloji yapamam ama fizik yaparım."
Adeta gözleri parladı karşısındaki çocuğun. "Hah!" dedi elini refleksle kaldırıp. "Bak! İşte onu yaparım, biyoloji soruları getir önüme hepppsiniiii çözerim sana ama fizik... Yok."
Bu sözleri biter bitmez telefonunu kontrol etmiş ve "Gideyim artık ben." demişti. Chan çantasını hızlıca toparlayıp tek omuzuna attı. "Çıkışa kadar eşlik edeyim bir de kim götürecek seni?"
"Ah şey, babamın şoförü götürecek. O gelmiş."
"Tamam o zaman."
Ses çıkarmadan eşlik eden Chan için ne kadar çok vakit geçirirseler o kadar kârdı. Kapıdan geçip merdivenlerin oraya geldiklerinde Seungmin kenarda kendisi gibi engelli kişiler için yapılmış rampadan inmiş, Chan da merdivenlerden eşlik etmişti.
Önceden okula gelirken bu merdivenden öylesine çıktığı anlar olurdu, geç kaldığı için bazı zamanlar da koşarak çıkardı ve bu rampa deneyimleyene kadar bir kez olsun dikkatini çekmemişti.
En sonunda şoförü gördüklerinde Seungmin yanındaki çocuğa dönüp güzel bir gülümseme verdi. "Bugün için teşekkürler Chan ayrıca sohbetin de çok eğlenceliydi. Öyleyse sonra görüşürüz?"
Chan hafifçe elini kaldırıp salladı. "Görüşürüz Seungmin."
Yine de arkasını dönüp gitmemiş, meraklı gözlerle kenarda beklemişti. Şoför ona ve Seungmin'e selam verip kapıyı açtıktan sonra oturan çocuğu kucaklamaya çalışsa da arabaya nasıl oturtacağını bilmediğinden becerememişti.
Seungmin alnını kaşıdı, normalde onu Minhyuk ya da Changbin götürüyordu. "Şöyle yapabilirsiniz," diyerek açıklayacakken "Bir saniye," diyen ses sözlerini bölmüş, şaşkınlıkla kafasını Chan'a çevirdiğinde Chan ona bakmıştı.
"Yardım edeyim." diye konuştu ve Seungmin'in sırt çantasını arabaya bıraktıktan sonra ona şaşkınlıkla bakan çocuğun dizlerinin altından elini geçirdi. "Boynuma sarılırsan sandalyeden seni kaldırabilirim."
"Teşekkür ederim."
Gülümsedi. "Rica ederim."
Samimi gülümsemesi Seungmin'i iyi hissettirdi, yüzündeki düşüklük gitmese de reddetmeden Chan'ın boynuna sarılmış Chan bu sefer kolayca sırtından kavrayıp onu tek hamlede kucağına almıştı. Şoför sandalyeyi çekerken boşalan alanda uzandı ve eğilerek Seungmin'i arabanın içine yerleştirdi.
"İyi misin böyle?" diye hafifçe geri çekilerek sorduğunda Seungmin kafa sallamıştı. "Bu kadarı yeterli, teşekkür ederim tekrardan."
"Rica ederim, kolay gelsin."
Seungmin ona iyi olduğunu göstermek için bir gülümseme verdi, onu pek tanımayan Chan bu gülümsemenin sahte olduğunu anlamadan geri çekilmiş, bıraktığı çantasını da alıp araba uzaklaşınca gülerek kafeye yürümüştü.