Duştan çıkan Chan dolaptan çıkardığı siyah sıfır kollu tişörtünü geçirmiş, altına da bir kot çekmişti. Üzerine giyeceği gömleği kenara bırakıp mutfağa ilerlediğinde kahvaltı yapan Hyunjin ve Minho ellerindeki notlara bakıyorlardı.
"Günaydın," demesiyle Hyunjin "Günaydın," diye geçiştirmiş, Minho ise sadece önüne meyve suyu itmişti. Ofladı Hyunjin. "Ya bunu da verip kurtulacağım resmen ama ya kalırsam?"
"Kalmazsın." dedi Chan direkt, Minho da onu onayladı. "Kalmazsın, kalırsan da benimle fazladan burada vakit geçirirsin annenlerin yanına gitmek yerine."
"Sus." Hyunjin onun ağzına patlatmış, Minho da susarak önüne dönmüştü. Tesellisi işe yaramadığından güldü Chan, onların aksine Hyunjin zaten düzenli olarak sınavlara girse de son sınavları çakışıyordu.
Açıkçası Chan da gergin hissediyordu biraz, bu sınavı verdikten sonra resmi olarak üniversite hayatı bitecekti. İki hafta sonra mezuniyeti vardı, mezuniyetinde ona eşlik edecek kişi tabii ki Seungmin'di ama yine de hep beraber arkadaşlar arasında bir eğlence düzenlemişlerdi çünkü ne de olsa Felix, Jisung, Changbin ve Chan mezun oluyordu.
Hyunjin'in daha iki senesi vardı, Seungmin ile Minho da seneye mezun olacaktı. Biraz garip, biraz rahat, biraz da buruk hissediyordu. Üniversite ona farklı deneyimler, farklı arkadaşlıklar, son golünü de çok güzel bir aşkla vermişti.
Hep beraber kahvaltı ettikten sonra Minho'nun kapıdaki arabasına atlamışlar, okula geçmişlerdi. Chan fakültesine girdiği sırada Seungmin ve Changbin de geriden geliyordu, metrelerce öteden tanıdığı bedenle beraber Seungmin "Ben kaçtım," demiş ardından da hızlı bir şekilde adımlamaya başlamıştı.
Yetişemeyeceğini anladığında adımlamayı bıraktı, koşmuş ve hemen ardından da "Chan, Chan!" deyip sevgilisinin boynuna sarılmıştı arkadan. Çenesini tutup yanağına sert bir öpücük bıraktı. "Oh, yakaladım. Şans öpücüğü!"
Anında keyfi katlanan Chan gülmeye başladığında Seungmin boynundan kollarını çekip hızlıca birkaç öpücük daha bıraktı yanağına. "Mezun olmanın şerefine bugünkü yemeğin benden." dediğinde ona baktı Chan.
"Ya kalırsam?" diye yalandan sorduğunda Seungmin sırıtmış, "Yine yemeğin benden." demişti ardından da elini cebine atıp orada sakladığı kartını çıkardı. "Çünkü ben bu ehliyeti senin sayende aldım!"
"Hani kalmıştın!"
Sınavdan çıkar çıkmaz yanına gelip söylendiğini hatırlıyordu Chan, ikna etmeye çalıştıkça Seungmin 'bir daha girmem ben o sınava' demişti, o da şimdilik konuşmayı ertelemişti. Seungmin kıkırdadı. "Kandırdım akıllım, bu sabah geldi ehliyetim." Göz kırptı. "O yüzden bugün benimsin yakışıklı, yapacaklarımız var."
Sürekli neşeli olması, ona böyle revanslar yapması Chan'ı cidden deli ediyor, öpe öpe sevmek istiyordu sevgilisini. Burada kalıp onunla bol bol flörtleşmek isterdi ama saatine bakınca bunu sonraya ertelemişti.
"Sınavdan sonra seni kafede beklerim," deyip göz kırptığında Seungmin "Anlaştık!" deyip el salladı. "Başarılar!"
"Teşekkür ederim sevgilim, kaçtım."
O, sınava gireceği sınıfa yönelirken Seungmin de gururla elindeki ehliyete bakmış, öpücük atmış ardından da bir kahve alıp o da sınava gireceği sınıfın yolunu tutmuştu.
Ehliyeti ilk alışı değildi aslında, zaten ehliyeti vardı ve kaza sonrasında araba uzun süre kullanmamış bu da ona yeniden bir ders almasını gerektirmişti. Değnekleri bıraktıktan sonra tamamen yürüyebildiğine emin olmuştu birkaç ay içerisinde, kışın da genelde Chan ile pratik yapmışlar yaza doğru da kursa yazılmıştı.