1.4

2K 480 473
                                    

200 yorum 🎀

***

"Siz şimdi nesiniz?"

Hattın diğer ucundaki Minho merakla sorduğunda bir yandan da kafe tezgahını siliyordu, klinikten içeri giren Chan da gözlerini etrafta gezdirmiş ve omuz silkmişti.

"Bence evliyiz ama ona da bir sormak lazım tabii."

Bu sefer Minho kahkaha atarken Chan da kendini tutamadan güldü, merdivenleri çıkmış, sona geldiğinde ise arkadaşına veda edip sonlandırmıştı aramayı. Gözleri birkaç metre ötede sandalyesinde oturan ve önündeki defterine bir şeyler çizen Seungmin'i bulduğunda heyecanlı bir nefes aldı.

İyice ona yaklaşmış, Seungmin de hissederek kaldırmıştı kafasını. Göz göze gelmeleriyle bir an ikisi de nasıl davranması gerektiğini bilemedi, bu zamana kadar aralarında sabit olan şey hep Chan'ın karşılıksız aşkıydı ama bugün olmasa dahi bunun karşılıklı olacağını biliyordu ikisi de.

"Geç kaldım mı?" diye sorup ikisini bu durumdan kurtardı Chan, kaşlarını kaldırmış sorduğunda Seungnin defteri kapattı, gülümsedi. "Hayır, elektro-terapiden çıktım ben de bir süre önce."

"Nasıl geçti?"

"Canım yandı." deyip güldü. "Ve bu güzeldi, bacaklarımda bir şeyleri hissetmek çok güzel."

Mutluydu ve mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Hüznü ne kadar bastırabiliyorsa mutluluğunu da bir o kadar saklayamıyordu. Mesela Chan onda bunu çok seviyordu, mutluluğun gözlerini parlatması çok güzeldi.

"Mesela," deyip ellerini salladı heyecanla Seungmin. "Önceden yere düştüğümde sadece ellerim acırdı destek aldığımdan dolayı ama artık bacaklarım da acıyor. Hani.. Bir insan canının yanmasını ister mi... Önceden bilmezdim ama artık biliyorum... İstermiş ve..." Kıkırdadı. "Bu çok güzel Chan."

Chan güldü onun karşısına çökerken. "O zaman şimdilik acısın diyelim."

"Evett."

Beraber içeri girmişler, Seungmin destek alıp sandalyeden kalkmış ve adımlamaya başlamıştı. Platformun sonundaki Chan'a doğru yavaş ve sağlam adımlar atarken dudağını ısırdı mutlulukla.

Yürüyebilmek cidden çok güzeldi, önceden bunun bu kadar farkında değildi veya oturup hiç düşünmemişti. Koşardı, yürürdü, bazen sabah erken saatlerde yürüyüş yapardı, fakültenin merdivenlerini ikili üçlü çıkardı geç kalınca... Sıradan o tüm anlar çok özeldi, bunu anlamıştı.

Platformun ucuna gelip ellerini bıraktığı zaman Chan hızla kollarını tuttu, Seungmin de onun dirsek içlerine tutunurken göz göze gelen ikili gülümsemişti.

Beline bağlanan bir aparat vardı zaten ama Seungmin her seferinde düşmemek için Chan'a tutunmayı tercih ediyordu.

Başarılı ve güzel bir seanstan çıkan ikili otoparka geçtiğinde Chan ona baktı. "Yemek yiyeceğiz değil mi?"

"Acıktım, süper olur." deyip dolaylı yoldan kabul etti Seungmin. Tam da bu sırada Chan kapıyı açmış, ardından da eğilmişti. Kollarını kaldıran çocuğu dikkatlice kucağına alıp ön koltuğa oturtmak için eğildiğinde ikisi birbirine baktı ve bu belki de hataydı.

Dip dibe olmaları, birbirlerinin nefeslerini yüzlerinde hissetmeleri, özellikle de göz göze gelince aralarında artan tansiyon ile yutkunma ihtiyacı hissetti Chan.

Seungmin de dudaklarını birbirine bastırıp kafasını hafifçe çevirmiş, onun oturmasına yardım edip sandalyeyi arkaya koymak için giden çocukla da derin bir nefes vermişti.

rock with you, seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin