200 yorumm 🎀
bir önceki bölüme yazdığınız yorumlar ne öyle, yiyeyim mi sizi 🤭
***
Birbirine sarılarak uyuyan ikili gece uyudukları pozisyonda Chan'ın alarmı ile kalkarken Seungmin yüzünü yastığa bastırdı. "Ben okula gidip ders dinlemek istemiyorum."
"Beraber gideceğiz işte bugün." dedi Chan ama o da alarmı kapattığı gibi başını geri yastığa bırakmıştı. Kalkıp hazırlanmak, okula gidip ders dinlemek istemiyordu sevgilisi ile uyumak varken.
Onlar adeta kalkmamak için direnirken Hyunjin kapıyı çalıp başını uzattı. "Uykucular, sınavlara çalışırken ben niye bu dersi kaçırdım diye ağlamayın, haydi."
"Öğrenci olmaktan istifa edeceğim."
Huzursuz bir şekilde doğruldu Seungmin, yüzünü ovuşturup ayağa kalkmasıyla beraber Chan'ın yataktan fırlaması bir olmuş, tetikte bir şekilde sevgilisini izlerken Seungmin şortunu giyip banyoya gidip yüzünü yıkayarak geri gelmişti.
"Korkma," dedi hâlâ ayakta olan adama gülüp. "Düşmem."
"Olsun." Chan onun yanağından makas alıp yüzünü yıkamak için banyoya geçmişti. Telefonunu kontrol ettikten sonra mutfağa ilerlediğinde Minho göz kırparak yaptığı tostu önüne bıraktı. "Seninki nerede?"
"Buradayım." diyerek geldi Chan, o da direkt yerleşip kahvaltı etmeye başlamış, hep beraber evden çıkarlarken Seungmin sevgilisine veda edip sınıfa geçmişti. Chan da giriş kattaki dersliğe ilerlerken buluşma yerleri tabii ki kafeydi.
Dekanla işledikleri dersi Chan ciddiyetle takip ederken onlar aralıksız işlemiş, Seungmin ise kısa molalarda koridorda yürüyüp durmuştu kendi kendine. Bunu sık yapıyordu çünkü kendini bir an önce hiçbir şekilde hiçbir şeye ihtiyaç duymadan yürür ve koşar hale getirmek istiyordu.
En sonunda kendini kafedeki koltuğa atmış, telefonuyla oynayarak sevgilisini beklerken yanına uğrayan birkaç arkadaşı ile muhabbet etmeye başlamıştı.
"Aslında biz şey için geldik," diyen kızla beraber bir çocuk ona baktı. "Başka bir yere geçip yemek yiyeceğiz, oyun oynarız falan, gelsene bizimle."
Açıkçası bu teklifi onlar belki samimi bir şekilde yapıyor olabilirdi fakat bunca zaman bir iki kelime dışında konuşmayan kişiler, o yürümeye başlayınca artık öyle bir arkadaşları olduğunu hatırladığından samimi bulmuyordu.
Belki hayatında Chan ya da kendi arkadaşları gibi insanlar olmasa bulurdu, yük olmamı istemedikleri için normal derdi fakat Chan ve diğer arkadaşları bunun aksini kanıtlamıştı.
Yine de gülümsemesini düşürmeden kafa salladı dürüstlükle. "Chan ile yemek yiyeceğim aslında, onunla sözleşmiştik, bu yüzden reddedeceğim teşekkür ederim."
"Chan... Şey, değil mi?"
"Erkek arkadaşım." deyip gülümsedi Seungmin, onların arasında bir bakışma geçerken anlamamış, "Bir şey mi oldu?" demişti ki kız, az önceki çocuğu işaret etti. "Won sadece yakın arkadaşlardır diyordu da...
Konferansı görseniz öyle demezdiniz, diye içinden geçirdikten sonra Seungmin reddetmiş, bu sırada aralıksız dersten çıkan Chan ağrıyan başı yüzünden ilk önce eline yüzüne su çarpmıştı.
Gerginlikle şakaklarını ovalayarak yukarı kafeye çıkarken birkaç kere gözlerini kırpıştırıp kendine gelmeye çalışmış, kafeye girdikten sonra da kahve almıştı iki tane. Kahveleri beklerken gözleri direkt Seungmin'i buldu, birkaç kişiyle konuşuyor, teki de telefonunu uzatıyordu.