3. Tanımadığım Hisler, Dipler

3.9K 139 50
                                    

Selam,

Gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim.

Aslaz'ımız ve meşhur gerilimimiz açığa çıksın ufaktan :)

Şimdiye kadar ki en uzun bölüm oldu, bu hafta 2 bölüm yayınlayacaktım ama dün ki bölümün güzelliğinden ve reytinglerin artmasının mutluluğundan dayanamadım :)

İyi okumalar. Dilerim seversiniz.

Yorumlarınızı eksik etmeyin.

Sevgiler

-------

Yoğun ders programından zamanın nasıl geçtiğini takip edemiyordu Asi, okuldan arta kalan zamanlarda da evin sorumluluğunda üstüne düşen payı yerine getirmeye çalışıyordu. Cesur ve Yaman bu konularda da ellerinden geldiğince ona destek oluyorlardı. Önceden girmedikleri mutfağa yavaştan ısınmaya başlamış, birkaç parça bir şey hazırlar olmuşlardı. Onlardaki bu değişim Asi'yi çok mutlu ediyor, verdiği okuma kararının perçinliyordu.

Ama işte bir de bunun okul boyutu vardı, önceleri umursamadığı konular her gün karşısına çıkar olmuştu. Mesela okuldaki arkadaşlarının rahatça her şeye erişebilir olması, derslerden sonra yemek yemek, kahve içmek, sinemaya gitmek gibi onlara çok basit gelen aktiviteleri düşünmeden yapıyor olmalı, Asi'yi düşüncelere itiyordu. Onların, tabaklarında umarsızca bıraktıkları artıklara muhtaç bir sürü çocuğun var olduğunu bilmek onu yıpratıyordu. İki ayrı evrende yaşıyormuş gibi hissediyordu ve bu evrenler birbirine taban tabana zıttı.

Vakıftan aldığı ödenek ile kendini çevirebiliyordu ve ucu ucuna yetecek kadar aylık planını yapıyordu. Bu yüzden aniden çıkacak bir programa ayak uydurması çok zordu. Ama her konuda olduğu gibi bu konularda da o kadar netti ki, katılamayacağını karşı tarafa direk belli ediyor, bahaneler üretmiyordu.

Bir de uğraşması gereken büyük bir problemi vardı, Alaz. İlk günden enerjileri gözle görülür bir şekilde çarpışmıştı. Her ne kadar Asi umursamaz tavır takınmaya çalışsa da, adam durmamış bir de onu çamura bulamıştı. O gün amfiye koşarak yetiştiği dersi anımsıyordu hala, bu kadar kalabalık öğrenci grubu görmemişti. Sonradan tanıştığı arkadaşlarından işin aslını öğrendi, dersin zorluğuna ek olarak hocası da son derece katıydı, öyle ki vizeleri dahi notlar açık yapıyordu. Her öğrenci bilirdi ki notlar açık olan sınavlar en zorlarıydı. Yani bu kadar öğrencinin bu dersi alttan almasına şaşmamalıydı.

Alaz da kuşkusuz bu öğrencilerden biriydi, ailesinin ona eğitim konusunda torpil yapmaması hoşuna gitmişti genç kızın, demek ki adaletli ve çocuklarının herkesle eşit olarak liyakatli bir eğitim almasını isteyen bir aileydi. Asi için ailenin var olması bile yeterdi aslında, önünde iyi-kötü, başarılı-başarısız gibi sıfatlara hiç gerek duymazdı. Nasıl sarılırdı annesi olsa ona okuldan dönüşte, evin kapısını açtığında burnuna yemek kokusu dolsa "Kızım, sen mi geldin, geç hadi yemek hazır, günün nasıl geçti yavrucuğum?" diye seslense. Ama hayır onun hayatında bu sıcak yuva potresi yoktu, o derme çatma evin soğuk duvarlarına karşı çoktan bağışıklık kazanmıştı.

Öyle bağışıklıydı ki Alaz'ın ismi gibi alaz bakışlarını bile görmezden gelmişti o gün derste, çocuğu hiç umursamayıp notlarını almış, dersi pür dikkat dinlemişti. Dikkatini toplaması iyi bir vaktini almıştı, çünkü bakışlarında hissettiği duygu kıpırtılarını tarif edemiyordu. Bir de üstüne adamın ısrarla gözünü kaçırmaması eklenince, Asi'nin bu transı kesmesi gerekiyordu. O da gerekeni yapmış önüne dönmüştü.

Ara sıra gözü kaydığında gördüğü manzaraya da pek şaşırmamıştı. Alaz'ın masasında defter, kalem namına bir şey yoktu, masanın altına tuttuğu telefonundan araba yarışı oynuyor, bazen de yanında Tolga olduğunu düşündüğü arkadaşının yorumlarına gülüyordu.

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin