-------
Son birkaç gündür olduğu gibi annesinin, evin içinde sevinçle yükselen sesi ve tüm çocuklarının isimlerini çağırarak, onlara kahvaltıyı haber vermesiyle uyanmıştı. Bu duruma hala alışamadığı için bir elinin tersi ile kapalı gözünü ovuşturuyor, erken uyandırılmanın vermiş olduğu rahatsızlıkla yüzünü ekşitiyordu. Üçüncü kez ismini aşağıdan duyduğunda yavaşça ayaklarını yataktan çıkmak üzere yerle buluşturdu. Hala oturduğu yatakta eliyle ensesini kaşıyor, kafasını arkaya doğru atmış kendisini sorguluyordu.
Bu günlerde uyum sağlamaya çalıştığı yeni yaşamları her alanda onu daraltmaya fazlasıyla başlamıştı. Gün içinde kapısını yoklayan sinir krizi eşiklerinden bunu anlayabiliyordu. Annesinin yüzü yıllardır olmadığı kadar mutluydu, gününün pek çok zamanını mümkün oldukça evde çocukları ile geçirmeye çalışıyordu. Kahvaltıları, akşam yemeklerini tüm aile beraber yiyorlardı. Pek çok aile için gayet normal olan bu aktiviteler, Soysalanlar için hiç normal değildi. Bu anormalliğin temel sebebinin Yaman Ali olması, Alaz'ın bütün dengesini alt-üst etmeye yetiyordu.
Şimdi duş alıp hazırlanmalı ve aşağı kahvaltıya inmeliydi. Elinden ve yüzünden geldiğince normal davranıp, içinden hiç gelmese bile mümkün olan kısa sürede bu aile saadeti ortamına katlanması gerekiyordu.
Yaman Ali'nin bu evdeki varlığını tüm hücreleri ile reddederken, onun nasıl bu kadar kısa sürede ailesine adapte olduğunu anlayamıyordu. Olabildiğince onunla iletişim kurmuyor, hayatlarının kesişmemesini sağlamaya çalışıyordu. Gerçi bu nasıl mümkün olacaksa? Adamla resmen mümkün olan her noktada hayatları kesişiyordu. Aynı evde yaşayıp, aynı okula gidiyorlardı. Sevgilisi Asi'yi bile onun yüzünden göremediği zamanlar oluyordu. Hayatını bu kadar darlayan ve rahatsız eden bir adama, bir de abi demelerini bekliyorlardı ondan. Asla gerçekleşmeyecekti bu, asla.
Asi'yi ve kendini düşürdüğü son gece macerasından sonra yine kızın güçlü desteği ile kendine gelebilmişti. Onun hayatında, yanında olmadığını düşündüğü bir senaryoda o gecenin sonu nerede nasıl biterdi, o hala burada yatağın üzerinde canlı ve kanlı olarak bunları düşünüyor olur muydu? Pek sanmıyordu. Kızın varlığı her anlamda hayatında ışık saçan ve ona nefes aldıran tek şeydi. Üstelik onu sevdiğini ve tüm zorlukların üstesinden gelebileceği için ona güvendiğini söylemişti. Bu aile zırvalıklarına ve Yaman Ali'nin varlığına katlanmasındaki büyük sebepte ona aitti.
Kızın onu sevdiğini söylediği an geldi aklına tekrar, o günden beri günün çoğunda zaten bu an gözünde canlanıyordu. O anda içinde bulunduğu ruh hali düşünülürse her saniyesini hatırlıyor olması ciddi bir irade ve istek sonucuydu. Çok uzun zamandır beklediği bu itiraf ile tüm gerçekliğinden, sorunlarından ve kederlerinden uzaklamıştı. Tek sözü ve bakışıyla kendisi üzerinde bu kadar hâkimiyet kurması, kıza karşı duyduğu aşkının yoğunluğunu ona tekrar hatırlatmıştı.
Aşağıdan ismi tekrar çağırılınca, yüzünde gülümseme ile daldığı Asi rüyasından birden çıktı ve oturduğu yatağından istemsizce kalktı. Hazırlanıp, bir an önce Asi'ye kavuşmak için can atıyordu. Öncesinde Yaman Ali'ye mümkün oldukça tahammül etmesi gerekiyordu.
***
Masaya vardığında, herkes çoktan yerine yerleşmişti. Annesi eline aldığı peynir tabağından Yaman Ali'nin tabağına dolduruyordu. Görüntü karşısında istemsizce gözlerini kapatıp açtı, yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.
"Günaydın." dedi sesinin enerjik çıkmasına çalışarak.
Annesini onu yanıtlarken, başka bir tabaktan bu sefer zeytin servisi yapıyordu Yaman Ali'nin tabağına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / Aslaz
FanfictionYabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl olurdu? İşte bu hikayede onları okuyup, hayatlarına ortak olacağız.