Selam,
Dizinin sezon arasındaki ilk cumartesi gününde sizleri Aslaz'sız bırakmak olmaz diye düşündüm, dilerim seversiniz. 🖤
Dayanamayıp gece yayınlıyorum, siz dizi saatine kadar bekletebilirsiniz. 😘
Bu arada sevindiğim bir konuyu sizinle paylaşmak istedim. 💌
Bugün okunma haritasına bakarken, neredeyse tüm dünya ülkelerinden siz değerli okurların hikâyeme ortak olduğunuzu gördüm ve 80k okunma sayısı olmuş. Bunun için teşekkür ederim. Asıl sevindiğim konu Asi ve Alaz'ın dizinin çok çok üstüne çıkıp, dünyanın her yerinde ilgiyle takip edilmesi. Umarım yeni sezonda bunun kıymeti bilinir ve biz de merakla beklediğimiz sahnelerimizi alırız. Yolları uzun ve açık olsun!
Son olarak, yorumlarınızı okuyup, düşüncelerinizi ve görüşlerinizi görmek beni çok mutlu ve motive ediyor.
Sevgiler
-------
Sabah güneşi odanın yarım açık perdesinden tüm güzelliği ve ışıltısıyla içeri sızmaya henüz başlamıştı. Dağınık saçlarının üstüne döküldüğü, uyku mahmuru gözlerini zar zor açtığında nerede uyandığını ve neden bu kadar huzurlu ama yorgun hissettiğini anlamlandırmaya çalışıyordu. Birkaç kere göz kırpışından sonra kendine gelebilmişti. Alaz'ın çıplak olan gövdesinin neredeyse tamamen üzerinde ve yüzünü onun boynuna, sığınacak bir yuvaymışçasına iyice gömmüş bir şekildeydi, tek kişilik kendi yatağında yatıyorlardı. Sol koluyla da Alaz'ı sarmalamıştı.
Bu duruşuyla onun uyku halindeki huzurlu kalp atışlarını ve sakin nefeslerini kendi teninde hissedebiliyordu. Yüzünü, onu uyandırmamaya çalışarak biraz kaldırıp aşağıya üzerine doğru bakmıştı, dün akşam Alaz'ın giydiği geniş tişörtü hangi ara üzerine geçirdiğini anımsayamadı. Algıları onu yanıltmıyorsa ne alt ne de üst iç çamaşırını da üzerinde hissetmiyordu. Kendi odasının içinde gezinen gözleri şaşkınlıktan biraz daha açılmıştı. Çünkü normal zamanlarda daha derli toplu olan oda iyice dağılmıştı, her bir köşesinde kıyafet görebiliyordu. Alaz'ın pantolonu sandalyenin üzerinde yer çekimine var olan son gücüyle dayanıyordu, ince ceketi yerdeydi, sonra hemen başucunda kendi bluzunu yığın halinde görebildi, bir noktada iç çamaşırlarını da yerdeki dağınıklıktan seçebilmişti. Kısacası odanın içi savaş alanı gibiydi.
Dün geceye dair anıları uyku sersemliği geçince aklına gelmeye başladığında odanın içinde gezinen gözleri mutlulukla tekrar Alaz'ın uyuyan güzel yüzüne yoğunlaşmıştı. Bakarken doyamadığı uzun kirpiklerinde takılı kaldı uzunca bir süre, uykulu gözleri ile kirpiklerini içinden saymaya bile çalışmıştı, ona dair her şeyi en ince detayına kadar bilmek istiyordu. Böyle anlar da delirip, delirmediğinden emin olamıyordu, birini bu denli sevmek akıl karı değildi.
Bu sayma işinde en azından bugünlük başarılı olamayacağını anladığında, başka bir sefere devam etmek üzere kendine not almıştı. Kaldığı yerden, her bir noktasını ve hücresini ezberlemek istiyormuşçasına gözleri yüzünde yavaşça dolaştı. Dudaklarına geldiğinde duraksamıştı, çünkü ona baktığında çok değil belki saatler önce vücudunda gezinen Alaz'ın öpüşlerinin sıcaklığını hala daha hissediyordu. Onu ne kadar özlediğini tüm gece boyunca bu dudaklarla hatırlatmış, bu dudakların arasında çıkan sözcüklerle aklını başından almıştı. Yüzünde oluşan tebessüme engel olmamıştı, keyifle kendi alt dudağını dişlemişti. Artık neden bu halde olduklarını tamamen hatırlıyordu.
Cehennemin Dibi'nden eve doğru yaptıkları koşu yarışı sırasında Alaz'ın Asi'yi yakalaması uzun sürmemişti. Asi, hayatı yaptığı ekstrem sporlarla geçmiş ve aynı zamanda takım kaptanı bir basketbolcuya koşarak meydan okuduğu için yarı yolda pişman olmuştu ama zorlukların onu yıldırdığı hiç görülmemişti. Alaz onu yakalayıp, kucağına alarak havada döndürmüş, kahkahaları gecenin ıssız olan arka sokaklarını doldurmuştu. Sonra yürürken, yol boyunca darlamış ve kıskançlığını ona itiraf ettirmeye çalışmıştı. Asi tüm inatçılığı ile ona direnmiş ve istediği şeyi ona vermemişti. Bu şekilde didişirken o kadar uzun yolu tamamlayıp evin kapısına vardıklarında ikisi de çok şaşırmıştı. Beraberken zamanın nasıl geçtiğini anlamadıkları anlardandı, saat gece yarısını çoktan geçmiş ve 3'ü gösteriyordu. Cesur'un evde olma ihtimalini bildikleri için Asi, Alaz'ı yavaş hareket etmesi ve ses çıkarmaması için temkinliyordu. Alaz'ın bu durumu pek önemsediği söylenemezdi, hatta kasıtlı olmasa da dış kapıyı kapatırken tüm mahallenin duyabileceği yükseklikte bir ses çıkarmıştı. Bunun üzerine Asi den delici bir yan bakış almıştı tabi. Ama ellerini havaya kaldırarak teslim olmuş, hatasını telafi etmeye çalışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / Aslaz
FanfictionYabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl olurdu? İşte bu hikayede onları okuyup, hayatlarına ortak olacağız.