Selam,
Sizleri uzun süre beklettiğim için üzgünüm, ama bu güzel macerayı nasıl ilerleteceğimi bilmediğim bir dönem yaşadım. Artık her şey daha net❤
İyi okumalar. Dilerim seversiniz. 🥰😘
Sevgiler
-------
Soysalan Üniversitesi'nin uçsuz bucaksız kampüsünün içindeki basketbol salonuna ait bina, zeminde titreşimler yaratacak kadar sarsılıyordu. Tribünlerdeki kalabalıklar kendinden geçmiş bir şekilde ellerindeki flamaları, bayrakları sallıyor coşku içinde kutlama şarkılarına eşlik ediyorlardı. Alaz'ın kaptanlığını yaptı takımı kıran kırana süren mücadele sonrasında bölge şampiyonasını kazanmıştı. Geçen yıl oldukça az bir sayı farkla kaçan bu başarı, bu sene sonunda hak ettikleri gibi elde edilmişti.
Son düdük çaldığında hala elinde olan topu derin bir nefes vererek yere bırakmıştı Alaz. Tüm vücudu yoğun bir adrenalin içinde ve nefes nefeseydi. Ama bunları umursamıyordu, yüzünde geniş gülümsemesi ve gözlerini sıkıca kapatıp açarak kazandıklarını kendine bir daha hatırlatmak ister ifadesiyle aklında artık tek bir şey vardı. Takım arkadaşları üstüne doğru bağırarak hücum ederken de bu düşüncesi değişmedi. Koca adamlar birbirlerinin sırtına, omzuna şiddetle vurarak zaferlerini kutluyor ve mücadelelerini tebrik ediyorlardı. Tribünlerden sahaya inenler nedeniyle parke zemin kalabalıklarla doluydu. Sevincini paylaşmak istediği aklındaki tek kişiyi, bir çift kömür karası gözü ve kendisine totem yapmak için bugüne özel topuz yaptığı bukleli saçları arıyordu. Yan tarafına döndüğünde daha fazla aramasına gerek kalmadı çünkü ışık kaynağı sevinçle kendisine doğru koşuyordu.
Kazandıkları anda yanında oturanları hiç takmadan koşarak tribünden sahaya zıplamasına rağmen Alaz'ı bulması biraz vaktini almıştı. Ama tüm takımın üstüne çullandığı birini fark etmesiyle artık ne tarafa gitmesi gerektiğini biliyordu. Heyecandan geçmek bilmeyen dakikalar boyunca o sahada çarpışırken, kendisi de tribünde çarpışarak destek olduğu sevgilisini sonunda bulmuştu Asi. Üzerindeki Alaz'ın ismini taşıdığı geniş maç formasını, kısa kot şortunun beline tıkıştırmıştı. Bileğine kadar çektiği beyaz çoraplarını beyaz spor ayakkabıları tamamlıyordu. Gerçi tribündeyken farkında olmadan ayaklarını o kadar sağa sola vurmuştu ki artık beyazdan çok grileşmişlerdi. Alaz'ın yoğun tempodan kızaran yanaklarını, terden ıslanan saçlarını, vücudunu ve kendisine bakarken ki sımsıcak gülümsemesini görmesiyle daha da hızlandı. Bir an önce yanında ve sevincine ortak olmalıydı. Alaz da Asi'yi sabırsızlıkla beklediği için iki kolunu yanlarına açmıştı.
Asi tam anlamıyla sevinç çığlıkları atarak Alaz'ın üstüne atlamıştı. Artık yuvasını çok rahat bulduğu üzere bacaklarını beline dolamıştı. Çıplak bacakları onun üzerindeki terden hemen nemlenmişti. Alaz onu kalçalarının altından tutmuş ve olduğu yerde birkaç tur, yüksek seslerle gülerek dönmüşlerdi. Başını Alaz'ın boynuna gömmüş ve kendini tutamadan boynunu, yanaklarını ve yüzünün farklı yerlerini öpmüştü. Ona sarılmak yeterli gelmiyordu, içini yarıp içeri sokmak ve orada yaşamına devam etmesini istemek gibi manyakça düşünceleri oluşmaya başlamıştı. Sonunda kendi etraflarında dönmeyi bırakıp sabit durduklarında Asi iki elini Alaz'ın boynuna dolamış ve kucağında olduğu için yukarıda olmanın avantajıyla ona doğru gülerek bakıyordu.
"Şampiyon sevgilim, tebrikler!" eğilip diğer öpücükleri yeterli gelmemiş gibi dudağına bir öpücük daha bırakıp geri çekildi.
"Bu gerçek değil mi?" dedi Alaz hala nefes nefese ve gözlerinin içi parlayarak ona bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / Aslaz
FanfictionYabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl olurdu? İşte bu hikayede onları okuyup, hayatlarına ortak olacağız.