Selam,
Yaman abimiz de hayatımıza dahil oluyor ve hikayemiz genişliyor. 🥰
İyi okumalar. Dilerim seversiniz.
Yorumlarınızı eksik etmeyin.
Sevgiler
-------
Telefonunun ısrarla çalmasıyla, eli hemen çantasına gitti. Ekranda gördüğü isimle yüzü aydınlandı ve cevap verdi. "Geldin mi? Tamam hemen almaya geliyorum, ayrılma bir yere." dedi heyecanla Asi.
Yanında oturduğu sandalyesinden, onun bu birden heyecanlanan halini izleyen Alaz, bir yandan bu neşenin sebebini anlamaya çalışıyor, bir yanda da kızın kendi üzerindeki dikkatinin bir telefonla çalınmasına içerleniyordu. Arayanı merakla ve kıskançça sordu.
"Kimmiş arayan, bakayım?..." kafasını hafifçe telefonun ekranını görmek için eğiyordu "...hem neden bu kadar keyiflendin ki?" ona bu soruları sorabilecek bir konumda olup, olmadığından asla emin değildi. Ama "mış" gibi yapmaya ve hayatı kendi dünyasındaki gibi yaşamaya o kadar alışmıştı ki. Onun dünyasında, Asi'ye sahipti ve kızın etrafında gelişen her olay, saçına değen her rüzgâr onun meselesiydi.
Adamın bu huysuz hallerini görünce üstüne gitmek istedi Asi, hem ne hakla ona hesap soruyordu. Hala aklında cevaplamadığı pek çok soru işaretiydi, kendisi de açık ve net konuşmayarak aralarındaki bu "şey" in ne olduğunu adlandırmasına pek yardımcı olmuyordu.
"Boş ver benimle ilgili, seninle değil. Yani bilmeni gerektirecek bir durum değil." dedi munzurca Alaz'ı taklit ediyordu.
Ondan gizlediği ve ismini kendisinin söylemediği İlayda yüzünden benden intikam alıyor diye düşünüyordu ve haklıydı. Sonradan bu gerçeğin Taner tarafından ortaya çıkarılması pek hoş olmamıştı. Her durumda olduğu gibi öncelikle açık olmayarak bocalamıştı ve cezasını da bu soğuk tavırlarla ödemesi gerekiyordu anlaşılan.
Alaz'ın cevap vermesine fırsat vermeden Rüya ve Çağla'ya ararım sizi hareketi yaparak, hızla masadan uzaklaştı. Adam onun bu çabuk kalkışı sırasında hemen onu takip etmek üzere hareketlendi. Tam o sırada Çağla kolundan tutup onu sandalyesine tekrar oturttu.
"Dur be artık adam, kız bir nefes alsın. Tamam, anlıyorum hep yanında olsun istiyorsun. Ama her an yanında bitme bir düşünsün, tartsın kız." dedi içten içe ikizinin yıllarca başka kızlara çektirdiği azapların, daha da derinini yaşadığı için ona gülüyordu. Hayat gerçekten yaşattığını, yaşamadan bitmiyordu galiba.
"Düşünecek ne var işte, biz bazı sorunları hallettik ve yan yanayız. Onun hayatında ben varım, ben. Ne tartacaksa beraber tartar, karar veririz." diye cevap verdi umursamaz ve iddialı haliyle.
"Hayatında sen varsın evet, ama hangi sıfatla Alaz, gerçekten biraz mantıklı düşün artık. Kızı karışık sinyallerinle sudan çıkmış balığa çevirdin. Şimdi de hayatında hak iddia ediyorsun." diye lafa girişti Rüya. Adamın net bir şekilde konuşmasını istiyordu.
Çağla devam etti. "Hem bana bak Alaz, gözlerime bak. Kendindeki değişimi fark etmiyor musun gerçekten? Gözlerinin böyle parlamasını sağlayan şey için savaşmamak, hiç senlik hareket değil canım ikizim."
Alaz, aldığı bu tepkiler sonrasında düz bir yüz ifadesiyle birkaç dakika düşündü, onlar haklıydı. Hayat ona dört koldan baskı yapıyor ve ilerlemesi, geri durmaması gerektiğini her seferinde karşısına çıkarıyordu. Ama o içinde yaşadığı korkular nedeniyle, Asi'ye yetememek, onun hayatını da kendi karanlığı ile bulamamak için geri duruyordu. Bu iki arada bir derede sıkışmışlık haline daha ne kadar dayanacak gücü vardı bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / Aslaz
FanfictionYabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl olurdu? İşte bu hikayede onları okuyup, hayatlarına ortak olacağız.